Bugüne kadar Hamas, Hizbullah ve Huti gibi vekil unsurları kullanarak İsrail'e karşı mücadele eden İran, İsrail'e doğrudan saldırı düzenleyerek Orta Doğu'da yepyeni bir sayfa açtı.
İsrail'e İHA'lar ve füzelerle saldırı düzenleyen İran'ın bu hareketi esasında öyle "Orta Doğu savaşı başladı" gibi abartılı bir sonuç ortaya çıkarmayacaktı ve öyle de oldu. İran, İsrail'in bir askeri üssünü hedefledi. İHA'lar ve füzelerin çoğu daha İsrail'e varmadan bilhassa ABD ve İsrail güçleri tarafından imha edildi. Kalanlarını da İngiliz hava kuvvetleri ve Ürdün yok etti. Birkaç İHA ve füze İsrail'e düştü ama pek bir etkileri olmadı…
Bugüne kadar İsrail ve İran hiç doğrudan çatışmamıştı. İran hep vekil güçlerle İsrail’e saldırdı. İsrail ise İran’a yakın unsurları vuruyordu. Ama ilk defa 1 Nisan’da İsrail Şam’daki İran başkonsolosluğunun ek binasında bulunan İran Devrim Muhafızlarının karargahlarına saldırdı ve biri general ve yedisi üst düzey İranlı askeri yetkili olmak üzere toplam 16 kişiyi öldürdü… Yani İsrail bile bile İran toprağı sayılan ve diplomatik koruma altında olan bir yere saldırdı ve Tahran’a meydan okudu.
İsrail yıllardır İran’ın askeri personelini, yetkililerini Orta Doğu’nun birçok yerinde öldürür, İran içinde karışıklıklar çıkarır ve İran’ın nükleer bomba yapmasını engellemek için önemli bilim adamlarını öldürür İran nükleer sanayi tesislerindeki bilgisayarları bozuyorlardı…1 Nisan’daki saldırı ise bardağı taşıran son damla oldu ve İran’la İsrail karşı karşıya geldi.
Durumun vahametini anlayan ABD hemen harekete geçti ve bazı duyumlara göre İran ile gizli toplantılar yapıldı. ABD İran’a “İsrail’e misillemeyi kısıtlı bir hedefe yap olayı fazla büyütme” dediği söyleniyor. İran’da öyle yaptı… Ama bu arada mesajını da verdi: Elimdeki askeri imkanları doğrudan İsrail’e karşı kullanmaktan çekinmem. Yani Orta Doğu’da Pandora’nın kutusu açıldı. Bundan sonra İsrail doğrudan İran’a karşı bir şey yaparsa karşılığı tehlikeli bir şekilde bulacak…
Şimdi top İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu da. Bu iş Netanyahu’ya yarıyor. Uzun zamandır Gazze halkına yaptığı zulüm, Hamas’ın rehin aldığı İsrailli sivillerin hala esaret altında olmasından doğan şiddetli siyasi baskı başbakanın tahtını ciddi şekilde sallamıştı. İran saldırısı bunları ikinci plana itti ve Netanyahu rahatladı.
Netanyahu baskılara dayanamayıp yuvarlanıp gidecekti. Ama olaylar ona nefes alma imkânı ve belki ayakta kalma olanağı veriyor… Şimdi önünde iki seçenek var. Ya İran’a saldıracak ya da şu andaki durumdan faydalanıp Filistinlileri Refah kampını yok edecek ve kimse ses çıkaramayacak… İkinci olasılık daha güçlü…
Netanyahu, İran’a şu aşamada saldırmak istemez. Ama çok yakında İran’ın nükleer bir silaha kavuşacağını biliyor ve bunu durdurmak için ve başbakanlıkta kalmak için bu çılgınlığı da yapacak kapasitede.
Şimdilik Orta Doğu ve dünya barışı için tehlike kalktı ama bu geçici. İsrail’i cesaretlendirecek Donald Trump yolda.
Türkiye ise maalesef Netanyahu ile bir müddet daha yaşamak zorunda. Bu gerçeklerden yürüyerek olası bir Orta Doğu patlaması için Türkiye artık gerçekçi A ve B hatta C planları hazırlamalı…