Türkiye'de sağ ve solun mücadelesi aslında hayata kitabi bakanlar ile yaşandığı şeklinde bakanlar arasında gerçekleşiyor. Ve açıkça görülüyor ki toplumun istekleri, ihtiyaçlarını göz önüne almayanlar bu yarışı kaybediyor.
Bunun başında da imar tartışmaları geliyor. İmar affı veya imar barışı. Adına her ne derseniz deyin toplumsal bir ihtiyaç. Evet bütün eleştirilere katılabilirim. Kötü şehirleşme, bozuk yapılaşma, yeşil azlığı ve saire. Ancak tüm bu lafları bir araya toplasanız 20 yıldır oturduğu evinin “Kaçak” olduğu için yıkılabileceğini bilen birini ikna edemezsiniz. Kapısına gidip oy isteyemezsiniz. Bunu bir de 10 milyon ile çarpın bakın nasıl ezici bir çoğunluk görüyorsunuz.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 1994’de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olduğunda hakkında yürütülen karşı propaganda neydi hatırlayanınız var mı? “Oturduğu evin imarsız olduğu.” Zannettiler ki bir belediye başkan adayı imarı bulunmayan evde oturuyorsa halkım ona oy vermez. İşte hayata kitabi bakanlardan kastım buydu. Halbuki İstanbul’un yüzde 70’i bu haldeydi. Kendi oturdukları ev de “Kaçak” olan halkım oyunu verdi. Tabii ki sadece bu sebeple değil. Ama 10 sebep say derseniz biri budur.
Bir önceki Başkan Sayın Nurettin Sözen açıkça örgütlerin başını çektiği gecekondulaşmaya izin vermemiş gibi, koca bir üniversite arazisinin işgaline göz yummamış gibi, buradan vurabileceklerini zannettiler.
Daha önce de benzer yöntem denenmişti. Devrin iktidarı ANAP’ın İstanbul İl Başkanı olan rahmetli Eymen Topbaş’a da benzer eleştiriler olmuştu, Çamlıca’daki evi “İmarsız” olduğu için.
Birkaç gün içinde yasalaşacak olan imar barışı o yüzden çok önemli. Milyonlarca kişiyi etkileyecek. Aklı evvel bir politikacı bunu eleştirmeye kalkarsa ne olacağını söyleyeyim: “Sessiz ve derinden bir tepki ile karşılaşacak. Ve cezalandırılacak.”
Gelelim diğer devlet ile toplumun yeni temiz bir sayfa açması gerektiği konusundaki düşüncelere. Bu doğrultuda Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Yiğit Bulut’un bazı suçlar dışarıda bırakılacak şekilde bir af çıkarılması önerisi dikkate değer. Sayın Bulut, bu toplumsal ihtiyacın farkına varmış ve dile getirmiş. O yüzden terör, tecavüz, uyuşturucu kaçakçılığı gibi toplumun tepkisini çeken eylemler hariç, özellikle mağduru olmayan, devletin taraf olduğu suçlar bu kapsamda düşünülerek bir düzenleme yapılabilir.