Kendine saygı duymayanın başka birine saygı duyabileceğine inanır mısınız?
#KarantinaHalleri
Aslında benim için değişen çok bir şey olmadı. Çünkü kendimle olmayı ve kendimle uğraşmayı seviyorum. Koronavirüs sebebiyle insanların evde tek başına olmasının tahammül edilemez bir şey olduğunun algısını yapmak bence virüsten daha tehlikeli.
Nedense bu ülkede “yalnızlık/yalnız olmak” kıssadan hisse “öteki olma” gibi lanse ediliyor. Çoğu zaman dışarıya tek başına çıkar, yürüyüş yaparım, kahve içer yemek yer yeni mekânları keşfederim, arkadaşlarımın bu durumda bile ilk sorduğu soru şaşırarak “tek başına mı” oluyor genelde. Tüm bunları yapabilmek için birine ihtiyaç duyabilmek ya da bunları yaparken mutluluğun birkaç kişiyle olabileceğine inanmak insanın en başta kendisine saygısızlık. Kendine saygı duymayanın başka birine saygı duyabileceğine inanır mısınız?
Herhalde sorun bende. Yıllardır kendimi bildim bileli en iyi yaptığım iş yazmak. Öyle ya, grup çalışmalarına tepki olarak doğmuşum, bozguncu bir tarafım da var. Elimden başka bir iş de gelmiyor. Sadece bu değil, kendin olmanın bedeli de bu toplumda yalnızlıkla ödeniyor, yalnızlığın “çekilmez, tahammül edilemez, sıkıcı” bir kavram olmasını da o sebepten anlayamıyorum. Kendin olmamak uğruna yalnızlığı terk etmenin getireceği o sahte mutluluk halini mi sevelim, ama karşılığında bu yalanı sadece biz kendimiz bilelim, bu mu doğru olan?
Bugün bir şey yapacağım, sadece karantinada değil, normal zamanda da yapmaktan en keyif aldığım etkinleri önereceğim. Kendi kendine kalmanın o “dayanılmaz acısıyla” karşılaşan insanlar belki kendini daha iyi tanıma fırsatı bulabilir.
KİTAP ÖNERİLERİ
HALEP / PHILIP MANSEL: Ne çok kitap birikmiş… Senenin belli dönemlerinde hep aynı durumu yaşıyorum. Kitap almanın bana verdiği his, en az okumak kadar. Kütüphanemdeki Mansel’in “Halep” adlı kitabını çektim aldım, okuyorum. Suriye’nin Halep şehrinin nerden nereye geldiğini anlatıyor. Şaşırıyoruz ama nihayetinde dramatik bir konu. Belki de Suriye’de her şey Halep’in düşmesiyle bitti, o Halep’i okuyun.
ÖYLE GEÇER Kİ ZAMAN / TEOMAN DURALI KİTABI: Gülenay Börekçi’nin yönetiminde Turkuvaz Kitap son dönemlerde harika eserler çıkartıyor. Bunlardan biri de felsefeci Teoman Duralı’yla Ali Değermenci’nin gerçekleştirdiği söyleşi kitabı. Benzer olarak Mehmet Barlas ve Yavuz Donat söyleşileri de Turkuvaz Kitap’tan çıkmıştı. Üçü de çok akıcı ve ufuk açıcı. Öneririm.
ŞEHİR VE KÜLTÜR / İSTANBUL: Bu kitabı önermeyecektim aslında. Salı gününe yazmayı planlıyorum, Cuma günü akşamı Bağdat Caddesi’ni öyle boş görünce hüzünlenmedim desem yalan olur. İstanbul’u böyle görmek beni derinden etkiledi. Bugün İstanbul’un trafiğine bile kurban olsak yeridir. 11 İstanbul Rehberi sayılabilecek yazarlar İstanbul’un dünden bugününü anlatmış. Burası dünyanın en güzel şehri, aşk kelimesini içimde tanımladığım belki tek yer, köprüden geçtiğimde ilk kez geçiyormuş heyecanına kapıldığım bir metropol. Okuyun, belki de bu zamanlarda şunu anlarız: İstanbul’u kendimize benzetmeye çalıştığımız için mi mahvettik?
DİZİ ÖNERİLERİ
GRACE AND FRANKIE: Netflix’te var. Sıkıcı diziler önermeyeceğim, son derece keyifli bir dizi. Biraz da derinine inerseniz sorgulayıcı bir tarafı da yok değil. Jane Fonda’nın performansı mükemmel.
MECANISMO: Türkiye’de popüler olmayan bir Brezilya dizisi. Yolsuzluk, para aklama gibi olayları içeriyor. Senaryosu Elena Soarez tarafından yazılan dizide oyunculuklar ve siyasi anlatım çok güçlü.
ATYPICAL: 18 yaşındaki otizmli Sam Gardner’in hayatını anlatan dizide kız arkadaş edinme maceraları son derece hoş. Bir bakın derim.
FİLM ÖNERİLERİ
ZOMBİ EKSPRESİ: Bu dönemde herkes Salgın (Contegion) filmini öneriyor. Ben de Zombi Ekspresi’ni ekstra olarak izlemenizi tavsiye ediyorum. İzleyici rekoru kıran ilk Kore filmi özelliği de taşıyan bu film yıkıcı bir virüsün Güney Kore’yi esir almasını anlatıyor.
THE TWO POPES: İtalya’yı etkisi altına virüsten sonra sokaklarda tek başına yürüyen Papa Francis’i görünce bu film aklıma geldi. Anthony Hopkins’in mükemmel performansı Oscar adaylığıyla ödüllendirilmişti. Fernando Meirelles’in yönetmenlik koltuğunda oturduğu filmde Papa Benedictus’un beklenmedik istifası ve Latin Amerika’dan gelen şimdinin de Papa’sı olan Francis’i konu alıyor. Birbirleriyle arasındaki iletişim izlenmeye değer.
DOLEMITE IS MY NAME: İzlemediyseniz bugünler tam da zamanı. Eddie Murphy’nin sadece iyi bir komedyen değil, iyi bir oyuncu olduğunu da anlayacaksınız. Ve kızacaksınız bu performans nasıl Oscar adaylığı almaz diye. Siyahilerin zorluklarını anlatan harika bir biyografi filmi.
YEMEK ÖNERİLERİ
BALLI SUSAMLI TAVUK: Size elbette Canan Karatay gibi kelle paça için diyerek, paça tarifi vermeyeceğim. Son derece kolay bir yemek. 4 adet tavuk göğsünü doğrayıp 2 yemek kaşığı susam, 2 yemek kaşığı soya sosu, 2 yemek kaşığı bal, karabiber ve tuzla karıştırıp 2 yemek kaşığı zeytinyağıyla tavada hazırlayabileceğiniz bir yemek. Püf noktası tahta kaşık kullanmanız ve tavayı önceden biraz ısıtmanız.
PANCAKE: Açıkçası benim pazar sabahlarımın vazgeçilmesi. Piyasada olan pancake tozlarını alıyorum. 1,5 çay bardağı süt ve 1 yumurta eklenerek hazırlanıyor. Üzerine reçel ya da çikolata sürmek size kalmış.
OYUN ÖNERİLERİ
FOOTBALL MANAGER 2020: Uykusuz gecelerimin baş belası… Gençliğimin katili… CM’den bu yana her sezonunu oynuyorum. Bir takımı şampiyonluğa ulaştırmak için çıldırıyorum. Evde kendi kendime konuşuyor, Fatih Terim gibi triplere giriyorum. Bazen de evet hakeme küfrediyorum. Steam’den büyük jest geldi, 25 Mart’a kadar ücretsiz oynayabilirsiniz.
ONLINE ETKİNLİK ÖNERİLERİ
İSTANBUL MODERN SANAT MÜZESİ: Bu dönemde sanal turlarla birçok sergiyi gezmek mümkün. İstanbul Modern Sanat da bunlardan biri. 109 sanatçının 193 eserinin olduğu “Sanatçı ve Zamanı” adlı sergiyi gezmek için: https://www.istanbulmodern.org/sanaltur/
DERLEYENLER: Bilgi Üniversitesi tüm bu etkinlikleri derlemiş. Guggenheim Müzesi’ni bile gezdim. Belki de hayatımda hiç gezemeyecektim. Viyana Devlet Operası konserlerine de baktım. Open Culture’de 1150 ücretsiz filme de şöyle bir göz attım. Hadi siz de atın: https://kpy.bilgi.edu.tr/tr/haber/tum-dijital-platformlar/1252
TRT 2 ETKİNLİKLERİ: TRT 2’yi geçen yıldan bu yana sürekli takip ediyorum. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un teşvikleriyle TRT 2’de karantina zamanları için senfonilerden tiyatrolara, operalardan konserlere harika programlar 24 Mart’ta başlıyor. Takip etmenizi öneririm. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na teşekkürler.