Geçen hafta üniversite öğrencisi, 19 yaşındaki Kadir'in başına gelenleri bilmeyen kalmadı.
Yıllar önce, sabah 05.30 evden çıkıyorum. Yeşilköy Havalimanına gideceğim, uçuşum var, o tarihte Türk Hava Yolları'nda kabin görevlisi olarak çalışıyorum.
Yirmili yaşların hemen başındayım, çalışma hayatım çoktan başlamış bile.
Sabah erkenden çıktım, göreve gideceğim, evden çıktım, iki sokak döndüm ki, bir kadın leopar kısa şifon tül kısa geceliği, çıplak bacakları ve yalınayak koşuyor.
Besbelli adamdan dayak yemiş, yüzü gözü dağılmış, saçlar darma duman, göz boyası akmış simsiyah.
Arkasında sarhoş bir adam üstünde atlet, altında donu kadını kovalıyor.
Kadın hem koşuyor, hem imdat diye bağırıyor, adamın ağzından tükürükler saçıyor, homurdanıyor ne dediği belli değil.
Kadını öyle görünce durdum, elimle işaret ettim gel diye, kadın bana eğildi, imdat bana yardım edin derken, arabamın kapısını açtı ve arabama bindi.
Arkadan kovalayan adam baktı ki kadın benim arabaya bindi, belli ki orada oturuyor, o da arabasına bindi ve bizi takip etmeye başladı.
Film gibiydi.
Belli ki dayak olayı, evde başlamış, kadın kendini hemen evlerinin önüne sokağa atmıştı ve tam ben o saate denk gelmiştim.
Kadını en yakın karakola götürdüm, adam hışımla arkamızdan indi, elini kadının omuzuna attı, canım aşkım yapan gülüm diyerek karakoldan içeriye girdiler.
Oradaki komiser bey beni üniformalı gördü, anladı, korku içindeyim ve heyecanlıyım, bir kadını kurtarmışım, karakola getirmişim, "ben işe gideyim, yolum uzun, uçuşum var kaçıracağım" dedim.
O arada sarhoş adam bana parmak sallıyordu, sana göstereceğim gibilerden.
Dışarıya çıktım, çok korkmuştum, komiser bey de arkamdan çıktı.
"Bak kızım çok gençsin, sakın sokaktaki bu tür kavgalara hiç karışma", bu çift her hafta bu halde buraya gelirler, kadın dayak yer, evden kaçar, sonra şikayetçi değilim, kocamı çok seviyorum", diyerek gider dedi.
O günleri korkarak kalbim çarparak bacaklarım titreyerek geçirdim.
Ömrüm boyunca bu olayı hiç unutmadım, gözümün önünden hiç gitmedi.
Bir daha bağırma, itiş kakış, kavga gördüğüm her yerden kaçtım.
Bu olayı neden anlattım.
Geçen hafta üniversite öğrencisi, 19 yaşındaki Kadir'in başına gelenleri bilmeyen kalmadı.
Zavallı yavrum evine dönerken, bakıyor adam kadını dövüyor, gidiyor, yapma neden dövüyorsun diyor, adam uyuşturucu almış.
Kadir ile aralarında arbede başlıyor ve cebinde devamlı taşıdığı, meyve bıçağını çıkarıyor, bıçak adamın kalbine denk geliyor ve orada ölüyor.
Ve Kadir tutuklanıyor.
Sosyal medya yer gök bu çocuğun savunurken, herkes paylaşımlar yaparken, ölen adamın sevgilisi ifâde veriyor.
Kadının ifadesi şöyle:
"Çok seviyordum, 3 çocuğumu bu adam için bıraktım, uyuşturucunun etkisi altındaydı beni dövmüyordu, kamelyaya vuruyordu.
Kadir'e karışma git dedim, bıçaklaması gerekmezdi, arbede falan da olmadı, Kadir bıçağını çıkardı ve bıçakladı, üniversite öğrencisi üzerinde bıçak taşır mı?"
Gerçekten mağdur kadın ile, bu utanmaz kadınları nasıl ayırt edeceğiz imkansızlığın da yaşıyoruz.
3 küçük çocuğunu 19 suçtan sabıkalı adam için bırakan kadından kime hayır gelir.
Benim de oğlum var, ona dediklerim var, biliyorum hepinizin evinde kız ya da erkek çocuklarınız var, anneler neler söylediniz ben biliyorum.
Maalesef bu noktaya geldik.
Hayat ve bedeli çok zor.
Funda'nın aklındakiler!
... "Aşktan sorumlu edebiyat bakanı" dediğimiz yazar Murathan Mungan.
Yolu aşktan, şiirden, romandan geçen herkes Murathan Mungan ile bir kavşakta karşılaşmıştır.
"2020 model Murathan Mungan" adıyla 26 şarkılık 2 cd’si çıktı bu hafta.
Nazan Öncel, Mehmet Erdem, Nükhet Duru, Zuhal Olcay, Teoman, Şebnem Ferah, Cem Adrian, Derya Köroğlu, Jehan Babur, Bora Duran ve daha bir dolu şarkıcılar bu şarkıları söylemişler.
Şiirlerinin şarkı, romanlarının film olmasına izin vermeyen bu adam, şarkı sözü yazmış, şarkılar olmuş ve şahane bir iş çıkarmış.
Tebrik ediyorum.
Murathan Munga'ın "asıl olan ömrümüzden bir hayat yaratmaktır" demiş.
Ömür geçiyor, biz içinden bir hayat yarattık mı, yoksa hayatın içinde koca bir ömrü tüketiyor muyuz?
Bilemedim.
...Oscar ödülleri 92.kez sahiplerini buldu.
Eskiden ön hazırlık yapar o gece uyumaz ya da başlayacağı saate alarmı kurup kalkardım.
Neden bilmem? Dünya heyecanının seyretme heyecanına ben de kapılırdım.
Kırmızı halı heyecanı ile beklemeye başlardım.
Dünyanın en güzel kadınlarını, en yakışıklı erkeklerini, en iyi oyuncularını olanca şıklıkları ile görmek için heyecanla beklerdim.
Yöremde mutlaka sabit bir sunucu olurdu ve en az Oscar'ı kazananlar kadar sunucuyu da konuşurduk.
Sunucu, tatlı tatlı laf sokardı, ifade özgürlüğünün son noktası cümleler kurardı, orada törendekilerle beraber biz de eğlenirdik işte.
Bu sene uyuyakaldım.
Baktım sabahı gazetelerde neler yazmış onu da merak etmiyorum.
Oscar'a aday ve kazanan filmlerinin hiçbirini görmedim.
Ama bildiğim bir şey var ki, neredeyse cinsellik hiç yokmuş, filmlerde kesintisiz giyinik insanlar varmış.
Onun dışında 8 bin 400 kişilik Oscar jüri üyelerinin yüzde 32 kadınmış.
Niye ki.