Kandil ile Erbil arasındaki gerilime bağlı olarak kuzey ve kuzeydoğu Suriye'de PKK'nın buradaki yapılanması PYD ile Kuzey Irak'taki Barzanilerin partisi KDP'ye yakın ENKS arasında baş gösteren karşılıklı suçlamalar da dinmiş gibi.
Kuzey Irak’ta geçtiğimiz aylarda PKK ile Kürt yönetimi arasında yer yer çatışmalara varan gerilim sönümlenmeye başladı.
Kürt yönetimi tarafından sık sık dile getirilen PKK’nın Kuzey Irak’tan çıkarılması yönündeki açıklamalara artık pek rastlanmıyor.
PKK da benzer şekilde Kürt yönetimini suçlayan açıklamalarına son verdi.
Benzer bir durum Suriye için de geçerli.
Kandil ile Erbil arasındaki gerilime bağlı olarak kuzey ve kuzeydoğu Suriye’de PKK’nın buradaki yapılanması PYD ile Kuzey Irak’taki Barzanilerin partisi KDP’ye yakın ENKS arasında baş gösteren karşılıklı suçlamalar da dinmiş gibi.
Peki ne oldu da bu duruma gelindi?
Bu köşede 4 Aralık tarihli “Sincar’da PKK oyunu” başlıklı yazıda, PKK’nın Sincar’dan çıkarılmasını öngören Bağdat ile Erbil arasında varılan anlaşmanın yürürlüğe girmesi aşamasında bazı “eller”in devreye girerek PKK ile Iraklı yetkilileri masaya oturttuğuna ve terör örgütünün buradan tamamen çıkarılmasını engellediğine dikkat çekmiştik.
Yazının sonunda şu ifadeleri kullanmıştık; “O elin kimin eli olduğunu tahmin etmek ise çok güç değil.
O elin Joe Biden ekibinin eli olduğuna kuşku yok.”
ABD’deki seçimleri Biden’ın kazandığı henüz yeni yeni netleşiyordu.
Biden tarafından Ortadoğu ve Kuzey Afrika Koordinatörlüğüne getirilen ABD’nin eski DEAŞ ile Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk’ün ismi ise henüz ortalarda yoktu.
O “el” önce PKK’nın Sincar’dan çıkarılmasını engelledi.
Ardından hem Irak’ta hem Suriye’de PKK ile KDP arasındaki gerilime müdahale etti.
Tüm bu çabaların amacı, PKK’yı yok olmaktan kurtarmak.
Bu ekibin bundan sonraki çabalarının ana eksenini PKK’nın güçlendirilmesi olacağını kestirmek güç değil.
Hatta ABD’nin Irak ve Suriye politikalarının ana eksenini bile bu oluşturacak gibi.
Maksat, PKK üzerinden Türkiye’yi vurmak.
Belirttiğimiz gibi ilk iş olarak PKK ile KDP arasındaki gerilime müdahale ettiler.
Bundan sonraki hedef, Obama döneminde temellerini attıkları “terör devleti” planlarına hız vermek olacak.
Bu amaçla Suriye’de ABD’deki seçimler nedeniyle ara verilen PYD-ENKS görüşmelerini yeniden başlatacaklar.
Gelen bilgiler bu görüşmelerin şubat ayı içinde yeniden başlayacağı yönünde.
Bu görüşmelerin anlaşmayla sonuçlanmasının ardından Suriye krizinin çözümünde PYD’nin denetimindeki bölgeler için “özerk bir yapı”nın kabul edilmesini şart koşacaklar.
Suriye krizi çözümlemese bile bunu fiilen hayata geçirecekler.
Eş zamanlı olarak Irak’ın da parçalanmasını devreye sokacaklar ki bunu da yapmaya başladılar zaten.
Trump döneminde ABD ile İran’ın bilek güreşine sahne olan Irak’ın, Biden dönemiyle birlikte rahatlama sürecine girmesi bekleniyordu.
Washington ile Tahran arasında sıkışan Bağdat yönetiminin yeni dönemde ABD’nin İran politikalarının yumuşaması nedeniyle sorunlarla baş etmesinin daha kolay olacağı öngörülüyordu.
Ancak öyle olmuyor, olmayacak da.
Irak hızlıca bölünmeye doğru götürülüyor.
Eski Musul Valisi Esil Nuceyfi, hafta sonu sosyal medya hesabından yaptığı bir açıklamada bu duruma dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: “Irak’ın durumu bir taş gibi. Adeta bir dağın tepesinden aşağıya doğru yuvarlanıyor ve tutulamıyor. Sadece kırılarak veya bir çukura düşerek durdurulabilir.”
Irak’ı kıracaklar, kırdıracaklar bu çok belli.
Hatta sadece Irak’ı değil, Kuzey Irak bile kendi arasında bölüyorlar.
Kuzey Irak’taki federal yapının önemli kentlerinden biri olan ve ağırlıklı olarak İran’ın güdümündeki Süleymaniye’de geçtiğimiz hafta bir imza kampanyası başlatıldı.
Kampanyanın amacı Süleymaniye’yi Irak Bölgesel Kürdistan Yönetimi’nden (IKBY) ayırmak.
PKK ve Tahran da bu kampanyaya yoğun şekilde destek veriyor.
Bu gerçekleşirse IKBY düşecek.
IKBY düşerse Barzanilerin KDP’si önemli ölçüde etkinliğini yitirecek.
Onun yerine PKK ve İran destekli Haşdi Şabi güçlenecek ki her iki yapı uzun süredir zaten birlikte hareket ediyor.
Sonunda kendi içinde parçalara ayrıştırılmış bir Irak ve Kuzey Irak’tan güçlendirilmiş bir PKK çıkaracaklar.
Sonuçta Irak ve Suriye’deki tüm Kürt yapıları PKK’nın denetimine sokup söz konusu bölgede sözünü ettiğimiz “terör devleti”ni inşa etmeyi hedefliyorlar.
Bu bir “Kürt devleti” olmayacak, “terör devleti” olacak.
“Terör devleti” dememizdeki maksat sadece bunun yönetiminin PKK’ya verilmesi ile ilgili değil.
Bu “terör devleti”nin bizatihi kuruluş gayesi Türkiye’ye karşı terör üretmek olacak.
Bu “terör devleti” üzerinden Türkiye dize getirilmeye çalışılacak.
ABD, özellikle Obama döneminin ikinci döneminden itibaren sayısız kez bunu deneti, başaramadı.
Muhtemelen yine deneyecekler ama yine başaramayacaklar.