Birkaç gündür Türkiye müzisyen Onur Şener'i konuşuyor. Onur Şener, Ankara'da bir mekânda sahne alıyordu.
Birkaç gündür Türkiye müzisyen Onur Şener’i konuşuyor. Onur Şener, Ankara’da bir mekânda sahne alıyordu. Eğlenmeye gelen bir grup maganda, Onur Şener'den söylemesi için bir şarkı istedi. Şener şarkıyı bilmediğini belirtti. Bunun üzerine gruptan üç kişi müzisyenle tartışmaya başladı, tartışma büyüdü ve kavgaya dönüştü. Gecenin sonunda da bu üç maganda Onur Şener’in mekandan çıkmasını bekledi ve ona pusu kurarak saldırdı ve boğazına şişe dayayarak öldürdü.
Duyunca şok oldum
Ben Onur Şener’i yakından tanıyordum. Birkaç yıl önce Yeliz’le ünlenen “Sel Suyu” adlı şarkıyı cover’lamıştı. Programıma gelmiş akustik bir dinleti sunmuştuk. O gün bayağı da dertleşmiştik. “Sel Suyu” şarkısını çok güzel yorumla cover’lamıştı. Senfonik bir düzenleme ile seslendirmişti şarkıyı. Bir senfonik rock cover olmuştu. Ama tanıtım konusunda sorunlar yaşamıştı. 2016 yılında yayınladığı bu şarkısını doğru dürüst tanıtamamıştı.
Kaliteli bir müzik insanıydı
Onur Şener, “O Ses Türkiye” yarışmasına katılmış ve o programda seslendirdiği “The Show Must Go On” adlı performansı ile dikkatleri çekmişti. Onur bana “O yarışmada seslendirdiğim o şarkı ile ekranda toplam 18 dakika kaldım. Bu 18 dakika bana 18 yılda da alamadığım şöhreti getirdi” demişti.
Enternasyonal kaliteli bir şarkıcıydı programıma Alper Kömürcü (keman) ve Mert Kiremitçi (perküsyon) ile beraber gelmişti, mini orkestrada kendisi de hem gitar çalmış hem de şarkı söylemişti. Sting’ten “Fregile”, İlhan İrem’den “Olanlar Olmuş”, Ajda Pekkan’dan “Son Yolcu” gibi şarkıların akustik performansını yapmıştı. Müzikal çizgisi geniş bir insandı. Ekmek parasını çıkartmak için değişik mekanlarda sahne alıyordu. İki çocuk babasıydı. Böyle bir sonu hak etmedi.
Binlerce şarkı söyledi sesini duyuramadı, söylemediği bir şarkı onun hem canını aldı hem de onu Türkiye gündemine oturttu. Hayat böyle de saçmalıklar dolu maalesef.
Bu olaylar çok yaşanıyor
Bu olayı duyunca aklıma geçmişte benim de şahit olduğum bir olay geldi. Bir iş seyahati için Bodrum’a gitmiştim. Arkadaşım müzikli bir yere götürmüştü beni. Ben kişisel olarak müzikli yerlerin atmosferlerinden nefret ederim ama arkadaşı kırmamak adına gittim. Orada bir kadıncağız sahnede şarkı söylüyordu. Bir maganda masada oturmuş onu seyrediyordu. Aslında seyretmiyordu “kesiyordu”. Maganda solistten şarkı istedi, istediği şarkılar o kadar alakasız şarkılardı ki bir müzik insanı olarak ben bile adlarını ilk kez duyuyordum. Birinci şarkıyı istedi olmadı, ikinci şarkıyı istedi olmadı, üçüncü şarkı da olmayınca solist nazikçe sahnede ondan özür diledi. Derken bir başka masadan da bir istek geldi. Solist şarkıların sözlerini okuduğu önündeki tabletten o şarkıyı buldu ve o istek şarkıyı seslendirdi. Başka masadan gelen isteğin söylendiğini gören ve kendi istek şarkılarının söylenmediğini gören maganda çılgına döndü. Nara atarak soliste “O önündeki şeyde (tableti kastederek) bizim istediğimiz şarkılar yok da başkalarının istekleri mi var” diye sitemde bulundu. Ortam gerildi. Solist kısa bir ara verdi. Ben de arkadaşlarıma “burada bundan sonra olacakları görmek istemiyorum, bana müsaade” deyip gitmek istediğimi söyledim. O olaydan sonra arkadaşlarım da benimle beraber mekandan çıktılar. Bu olaya şahit olmaktan büyük bir mutsuzluk duyduğum için yol boyunca tabii ki arkadaşlarımın başının etini yedim. Bir yandan da o sahnedeki solisti düşündüm. İnşallah kadının başına tatsız bir şey gelmez diye düşündüm.
Şiddet karşı ACİL çözüm lazım
Yaşanan bu olay ciddi bir olay. Bir insan öyle bedava ölemez. İnsan hayatı bu kadar ucuz olamaz, olmamalı da. Bu olay ülkedeki şiddetin ne hale geldiğinin en somut göstergesi. İş öyle bir hale geldi ki bir sanatçı bir şarkı bilmiyor diye öldürülüyor. Bu şiddet konusu ciddi bir sıkıntı olmaya başladı. Artık canlar değersiz. Basit, saçma sapan nedenlerle insanlar şiddete başvuruyor, o da yetmiyor birbirini öldürüyor.
Bir yandan kutuplaşma bir yandan da toplumun bu psikolojik eğilimi! Hiç çekilecek cinsten değil. Bu konuda devlete de topluma da büyük iş düşüyor. Devletin “şiddet” kökenli bu tarz vakalarda tavizsiz olması ve en ağır cezaları vermesi lazım. Toplumun da yani bizim de şapkamızı önümüze koyup daha sakin olmamız lazım. Yoksa bu ülke eskilerin deyimiyle Texas’tan beter olacak.
Dünyanın hiçbir ülkesinde hatta hiçbir kabilesinde bir insanı bir şarkıyı bilmiyor öldürülmez. Bırakın öldürülmeyi tartışmaya bile girilmez.
Nereye gidiyoruz bilmiyorum ve çok endişeleniyorum.
Onur Şener’in 2016 yılında yayınlanan “Sel Suyu” teklisi çok güzel bir cover olmuştu.
Şarkıyı dinlemek için cep telefonunuzun kamerasından kare kodu okutabilirsiniz.