HDP'nin Kürt olmayan eşbaşkanı Sezai Temelli başkanlığındaki bir heyet bu hafta sonu Irak Kürdistan Bölgesi'ne bir ziyaret gerçekleştirdi.
HDP ziyaretin amacını, “Bölgesel sorunlar ve çözüm önerileri, Kürtler arası ilişkiler, Ulusal Birlik Konferansı gibi temel konular ele alınıp değerlendirilecektir” diye açıkladı.
Heyette yer alan HDP Ağrı Milletvekili Berdan Öztürk ise Erbil merkezli Rudaw televizyonuna yaptığı açıklamada, ziyaretlerinin amacını “Mevcut durumda Ortadoğu’da bir Üçüncü Dünya Savaşı var ve burada en büyük savaş da Kürt halkının statüsü ve iradesine karşı yürütülüyor. Bugün Afrin işgal edilmiştir. Aynı zamanda ‘Pençe operasyonu’ adı altında yer yer Güney Kürdistan da işgal ediliyor…
Kürt halkı tüm parçalarda örgütlenme ve güç sahibi, Güney Kürdistan’da bir statü sahibi. Kürt halkının ulusal haklarına yönelik saldırılara karşı, ideolojimiz ve fikirlerimiz ne olursa olsun, Kürt siyasi liderlerinin, aydınlarının ve toplumun tüm öncülerinin de tek bir ses olup bu saldırılara cevap vermesi gerekiyor” sözleriyle dile getirdi.
Yani bu ziyaretin esas amacı Fırat’ın doğusuna yönelik muhtemel bir operasyona karşı Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni Türkiye’ye tavır almaya yöneltmek, Ankara ile Erbil ilişkilerini bozmak ve PKK/PYD ile KDP’nin arasını bulmaktı.
Aynı amaç doğrultusunda özellikle Washington ve Paris uzun süreden bu yana yoğun bir çaba içinde. Özellikle Afrin operasyonundan bu yana bu çabalar arttırılmış durumda. PKK ile KDP ve ona yakın Kürt oluşumlar arasındaki anlaşmazlıkların giderilerek Türkiye’ye karşı ortak tavır oluşturulmaya çalışılıyor.
Çünkü Erbil yönetiminin desteği olmadan Türkiye’nin bölgedeki PKK yapılanmalarına yönelik müdahalesinin sınırlı olacağı hesaplanıyor. Ayrıca PKK ve KDP’nin ortak hareket etmesi halinde Türkiye’nin esas olarak kendisini tehdit eden bir terör örgütü ile değil bütün Kürtlerle savaş halinde olduğu algısı yaratılmak isteniyor.
Esasen HDP’nin ziyareti sözünü ettiğimiz Washington ve Paris merkezli bu çabaların bir devamı.
HDP heyeti dört günlük ziyaretin ilk iki gününde sırasıyla Kürdistan Bölgesel Yönetimi eski Başkanı Mesud Barzani, mevcut Başkan Neçirvan Barzani ve Başbakan Mesrur Barzani ile görüştü.
Bu görüşmelerle ilgili yapılan açıklamalara bakılacak olursa HDP ziyaretten umduğu hiçbir şeyi bulamadı demek yanlış olmaz.
Zira ne Mesud Barzani ne Neçirvan Barzani ne de Mesrur Barzani, Türkiye’nin Kürdistan Bölgesi’ndeki PKK’ya yönelik Pençe-1, Pençe-2 ve Pençe-3 operasyonlarını kınayan herhangi bir açıklama yapmadı.
Yine Kürdistan yöneticilerinden, PKK’nın uzun süredir üzerinde durduğu HDP’nin de ziyaret amaçlarından biri olan “Ulusal Birlik Konferansı’na” dair de herhangi bir açıklama dile getirilmedi.
Buna karşın her üç Barzani de, HDP heyetine “Kürt sorununun şiddet yoluyla değil barışçıl yollarla çözülmesi gerektiği”ne yönelik sert telkinlerde bulundu.
Özellikle Mesud Barzani’nin, “Kürdistan’ın her parçasının kendine göre özellikleri var. Çekişmelerden uzak durmak için Kürt taraflar, Kürdistan’ın her parçasında bu özel durumları göz önüne almalıdır” sözlerini PKK ve HDP’ye “kendi savaş politikalarınıza diğer yerlerdeki Kürtleri alet etmeyin” şeklinde bir uyarı olarak okumak gerek.
Bu sözler, PKK ve HDP’nin ziyaretten asıl beklentisi olan “Türkiye’ye karşı ortak hareket etme” hesaplarından bir sonuç elde edemediklerini gösteriyor.
Bu ziyareti değerlendirirken Erbil merkezli yayın organlarının yayınlarına dair de birkaç söz söylemeden geçmek olmaz.
HDP heyetinin Erbil’de Erbil Valisi tarafından karşılanması, karşılama heyetinde gerek başkanlık gerekse de başbakanlıktan herhangi bir yetkilinin olmaması Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin ziyarete düşük profilde bir yaklaşım göstermesi açısından önemliydi.
Buna karşın çoğunluğu Barzani ailesine ait olan söz konusu yayın organları, HDP heyetinin ziyaretini deyim yerindeyse ABD Başkanı'nın ziyareti havasında verdi.
Ziyaretin ön haberi bile günler öncesinden itibaren ilk sıralarda yer aldı. Canlı yayınlar paket haberler, uzman analizleriyle vs. ziyaret günlerce gündemde tutuldu.
Diyarbakır’da HDP binasının önünde oturma eylemi yaparak dağa çıkarılan çocuklarını geri isteyen annelerin seslerini duymazdan gelen buna karşın HDP’li üç belediye başkanının görevden alınması ile ilgili her türlü tepkiyi köpürterek veren bu yayın organlarının yayın çizgileriyle, Kürdistan Bölgesel Yönetimi ve Barzani ailesinin duruşu ve pozisyonu arasında 360 derece fark var.