Sevgili okuyucularım, mümkün olduğunca farklı konularla, farklı bakış açıları ile sizin karşısına çıkmaya gayret ediyoruz.

MİNİ RÖPORTAJ

Bu sayıdan itibaren Buluşma Noktası sayfamızda mini röportaj başlatıyoruz. Bu ilk röportajımız Tanzanya’dan. Büyükelçimizin eşi sevgili Yeşim Davutoğlu Tanzanya’da hiç durmadan hizmet ediyor, çalışıyor. Yardımlarla su kuyuları açıyor. Yetimhanelerde çocuklara annelik yapıyor. Bu yüzden de kendisine Mama Turkey deniliyor. Ne mutlu ona. Güzellik, iyilik taşıyan anlamlı çalışmalar yapanları sayfamızda örnek olsun, ilham versin diye yer vereceğiz. Mümkün olduğunca hep güzel bakmaya, güzel görmeye ve güzel düşünmeye çalışalım. Zira Allah güzeldir, güzeli sever vesselam.

GENÇLİK REHBERLERİNE İHTİYACIMIZ VAR

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “gençlik çalışmaları yönergesi” kapsamında bazı kararlar aldı. 15 Temmuz hain darbe girişiminin arkasında yer alan bir neslin kendi vatanına ihanet edecek derecede zihni kontrollerini kaybetmiş bu güruhu kurtarmak artık mümkün olmadığı gün gibi aşikârdır. Bir daha aynı şeyleri yaşamamak için tedbirlerin alınması için adımlar atılmaya başlandı. Diyanetin bu projesi de bunlardan biridir. Gençliğinin orta ve lise seviyesinde sınıflarda Diyanet temsilcisi ile birlikte isteyen gençlere manevi rehberlik ve din hizmetlerinin verileceği açıklandı. Tamamen gönüllülük esasına dayanarak yapılacak olan bu çalışmanın etkilerini ölçebilmek için bir 10 yıla ihtiyacımız olacaktır.

Gençlerle doğru iletişim kurulmalı

Çocukluktan yetişkinliğe geçişte etrafına, hayata yeni anlam çerçevesi çizmeye çalışan bir gencin doğru adımları atması için anlaşılmaya ihtiyacı vardır. Yetenekleri, ilgi alanları, sevdiği hoşlandığı şeylerin neler olduğunu ortaya çıkarabilmesini için onun öncelikle ailesi tarafından can kulağı ile dinlenmesi, anlaşılması ve aile içinde etkin bir birey olduğunu bilmesi gerekir. Aile içindeki iletişim egodan arındırılmış olmalı. Anne, baba kendi isteğini dayatmamalı gencin ilerideki hayatına iyi bir projeksiyon tutabilmeli.

Rehber insanlar

Değişen, gelişen teknoloji ile birlikte anlayışlar da değişmektedir. Eskiden deve ile seyahat edilirken bugün başka gezegenlere yolculuk planları yapılıyor. Zaman, mekân değişse de insan yine insandır. Etten kemikten ve eti kemiği ayakta tutan ruhtan ibarettir. Gençlerimizin en büyük ihtiyacı eskiden de olduğu gibi elinden tutacak yüce gönüllü bilge insanlardır. Gencin kendi dünyasından ona ses verecek, nefes verecek bir yol göstericidir. Eskiden tekkelerin işlevini görecek şekilde hem manevi hem de maddi anlamda kendini ait hissedeceği bir anlam dünyasında insani değerlerin yeniden inşasına ihtiyaç vardır. Herkesin bir rehbere bir danışana, gönülden gönüle duygularını, dertlerini, endişelerini akıtacağı birine ihtiyacı vardır.

Cevherleri ortaya çıkarmalı

Sünbül Sinan hazretleri bir gün müridlerini imtihana çeker. Cenab-ı Hak, şu anda yönetimini sana bıraksa, bu dünyayı nasıl idare edersin? Soruyu dinleyen mürid: Aman efendim, der. Yeryüzünde bir tane namaz kılmayan bırakmadığım gibi bir tane de oruç tutmayan bırakmam. Herkesi ibadet ve taâte sevk ederim. Sünbül Efendi: Aferin... Salâbet-i diniye onu icab ettirir. Allah niyetinin karşılığını versin, dedikten sonra aynı soruyu diğer birine sorar. O da: Aman efendim, bütün kötülükleri ve kötüleri ortadan kaldırırım; hatta tütün içenleri bile yokederim, der. Hazreti Sünbül, ona da: Aferin... Celâdet-i diniyye bunu icap ettirir, buyurduktan sonra soruyu bir de Musa Muslihuddin’e yöneltir: Muslihuddin, Rab Teâlâ Hazretleri şu anda yönetimini sana bıraksa, bu âlemi nasıl idare ederdin? Muslihiddin Hazretleri: Aman efendim, hâşâ! der. Rabbin idaresinde bir bozukluk mu var ki ben yeni bir idare tesis edeyim? Bakarım, bir âbid giderse yerine bir âbid, bir fasık giderse yerine bir fasık getiririm, deyince Sünbül Sinan Hazretleri: Şimdi iş merkezini buldu, der. Bundan sonra dersi sen vereceksin. Bundan sonra Musa Muslihuddin’in lâkâbı Merkez Efendi olur. Bizim de Merkez Efendileri yetiştirecek Sünbül Sinan’lara ihtiyacımız var.

TESLİM OLABİLSEYDİK

Kul hayıflandı “Kara tahtaya yazıldı alınyazımız” dedi. Dünyadaki işimiz kışı bahara döndürmekti. Buna rağmen kılı kırk yaran gecelere, alt üst eden düşüncelere hapsolduk. Ne hesaplar, ne çözümler hiç biri işe yaramadı. Bu hesap değişmeli değişirse kaderinde değişeceğinde ısrar ettik. Halbuki kader değişmezdi, değişen seçtiğimiz yoldu. Ah o ezberlenmiş yollar. Ancak bir teslim olsaydık yazılana, razı olabilseydik verilene ne kolay olacaktı. Dikenli yollar gül bahçesine, sarp kayalar kırlara dönüşecekti. Hesabı yapanı görmedik, kendimizi bildik ya. Sandık ki doğru çözümler mutluluğa açılır. Kendi başımıza debelendikçe hesabın içinden çıkamadık. Ah bir teslim olabilseydik hesabın sahibine. Onlarca kez sildik tekrar yazdık hoyratça tahtaya yazımızı. Sandık ki yazan el bizim, tebeşiri tutan el bizim. Allah’a kul olup ona teslim olanın işi âsan olur; asıl bunu unuttuk. Öğrenemedik gitti. Oysa hesap sahibi bizden daha iyi bilir bizi. Ey insanlar ezelden yazılmış bizim alın yazımız; hem geçmişimiz, hem geleceğimiz, hem yarınımız. İman varsa eğer nurla bezenir kalbimiz. O zaman bir sır yüklenir kalbimize Kudreti ilahiden hakikat nedir biliriz. Ey insanlar siz nereden bileceksiniz teslim olmuş kalplerdekini!..

ONA “MAMA TURKEY” DİYORLAR

Tanzanya Büyükelçisinin eşi Yeşim Meço Davutoğlu, yetimhanelerde özellikle de lanetli olduklarına inanıldıkları için albinolu yetimlerle ilgileniyor. Tanzanya’da yaygın olan bu cehalete son vermek için çeşitli çalışmalar yapıyor. Kendisine birkaç soru yönelttik, o da memnuniyetle bizi karşıladı. Kendisine teşekkür ederiz.

Tanzanya için su ne demek?

Suyun bolca olduğu bir kıtada insanların bir kova su için 15 km. yürüdükleri bile oluyor. Çünkü alt yapı sorunları var. Afrika’da su HAYAT demek. Yağmur yağışına kadar bekleniliyor. Bu nedenle de, bir su kuyusunun açılışında şarkılar söyleniyor, şiirler okunuyor. Tıpkı yeni bir ülke keşfetmişçesine büyük bir sevinç yaşanıyor.

Sizin için Tanzanya ne demek?

Hiç bir yer insanın kendi vatanı gibi olamaz elbette ama Tanzanya benim ikinci evim gibi oldu. İkinci dönem buraya gelişimizle ile birlikte ilk yıllardaki deneyimlerimiz birleşti. Doğası, insanı ile çok seviyoruz ve burada fakirlik, yoksunluklar için mücadele ediyoruz.

Afrika ve Tanzanya nasıl özgür olur?

Afrika ve Tanzanya’da da sömürge dönemleri 20. yüzyılın ortalarından itibaren bitti. Şu an özgür ülkeler elbette ancak tam özgürlük için bu ülkelerde altyapı sorunları, sağlık ve eğitim gibi temel şartların yerine oturması ve insanların bu şekilde özgürleşmesi gerekiyor.

Tanzanya’nın insanı Türkleri nasıl tanıyor?

Türkiye mühendisliğin yoğun olduğu inşaat gibi alanlarda ve ticarette iş adamları ile burada adından çok olumlu söz ettiriyor. Türklerin hızlı ve muntazam iş yapması çok olumlu bir marka değeri. Bir de elbette Türk Havayolları çok önemli tanınma aracı. Ayrıca yardımseverlik burada bizimle özdeşleşmiş bir değer.

Tanzanya’da yetim olmak nasıl bir şey?

Her yerde yetim olmak gerçekten de sevgi yoksunluğu açısından aynı şey ancak Tanzanya’da fakirlik çok ciddi bir sorun. Bu yüzden burada yetim olmak daha da acı.

Tanzanya’da kadın ve anne olmak ne ifade ediyor?

Kadın ve anne olmanın zorlukları dünyanın her yerinde mevcut ancak buradaki yoksulluk, eşler arasındaki eşitsizlikler çok ciddi ve bunlar da kadınların üzerinde çok büyük bir yük. Ben burada anne olarak bir sürü yeni duygu tecrübe ettim, yetimlerle çok iç içe oldum. Bana Mama Turkey diyorlar, bu benim için çok değerli. Ben hayatımın en kötü tecrübelerinden birini Albino kampında yaşadım. O gece gözümün önünden hiç silinmedi, eve geldim kendi çocuğumu sevemedim. Diğer evlatların şansızlığı, hayata bakışımı değiştirdi. Bir insan olarak, insanlığın böyle yoldan çıkması kalbimi yerinden sökercesine etkiledi. 2013’ten bu yana Albinoların hayatını iyileştirmek için çalışıyorum.

POZİTİF – NEGATİF

Pozitif:

Hizmet etmek ömrü uzatır

Hiç tanımadığımız birinin elinden tutmak, sıkıntılarını anlamak, onun yalnız olmadığını hissettirmek; bir umut olmak kadar insanın ruhunu aydınlatan bir şey olamaz. Sadaka insanın ömrünü uzatır dedikleri şey budur aslında. Ekolojik gıdalar, süper vitaminler, gençleştirici serum, botoks değil elbette. Birinin hayatını yeşertmek geleceğe dair heyecanını tekrar canlandırmak kadar karşılıklı insanı yaşatan başka ne olabilir ki? Bir kadın düşünün sadece çocuklarına, o da yeni değil, giyilmiş kıyafet getirmenizi istiyor utanarak sıkılarak. Nasıl el uzatmayız, nasıl görmezden geliriz? İnsanlık öldü mü? Ben insan değil miyim diye düşünmeliyiz. Zor durumda olan birine seni anlıyorum diyerek baktığınızda ona dünyaları vermiş gibi olursunuz. Bir kalp kâbesine girip te gönül yapanın ömrüne bereket.

Negatif:

Yaptığı iyiliği kendinden bilmek

İnsanın kendini bilmesi aslında Allah’ın kulda tecellisini idrak etmektir. Bunun bir anlamı da yapan ve yaptıranın Allah olduğunun bilincinde olarak hadiselere bakış açısı geliştirilmesidir. İyilik yapmak veya faydalı bir iş yapıyor olmak elbette karşı taraftan gelen taltiflere, alkışlara, övgülere ve yüceltmelere de maruz kalınacak demektir. İnsanın nefsini okşayan ‘ben neymişin be’ dedirtecek dereceye gelmemek için sürekli nefsimizi hesaba çekebilmeliyiz. Yoksa Allah muhafaza her iyi, başarılı işte kendimizi görür ve zamanla bir gurur ve kibre kapılma tehlikesi ile karşı karşıya kalabiliriz. Böyle bir nefis ile iyilik yapmanın da bir anlamı ve değeri olmayacağı aşikârdır. Kimileri var ki iyilik yapmasa daha iyidir dedirtecek derecede egoları ile etrafına rahatsızlık vermektedirler. Yardım ederken yardıma ihtiyacı olanı yerin dibine sokacak kadar kendini kâf dağında görenlerin de yardımını kabul etmemek gerekir. Çünkü ego ile yapılan yardım kişiye de iç sıkıntısı verecektir.

PERİSKOP

İbadetin kabulü

Büyük Usta İbnül Arabi hazretlerinin 01 yayınlarından basılan “Fütuhat-ı Medeniyye” adlı eserinde ibadetlerin kabulü bahsindeki bölüm dikkat çekici. Bir ibadetin ardından kişi başka bir ibadeti yerine getirmeye başarılı kılınırsa ibadeti kabul edilmiş olduğunun alametidir. Bu durumda kişiye düşen şükürdür.