Çoğu insan özeleştiri yapmaz. Yaşadığımız sıkıntıların kendi seçimlerimizden, yaşam tarzımızdan, beslenme şeklimizden ya da davranışlarımızdan kaynaklanabileceğini aklımıza getirmek bile istemeyiz.
Sağlıkla ilgili her sorunda da hep teknolojiyi ve modern yaşamı sorumlu tutarız. Aldığımız fazla kiloların nedeni bilgisayar başında saatlerce oturmak zorunda oluşumuzdur. Ellerimizdeki ağrıların sebebi akıllı telefonları çok kullanmamızdır. “Teknoloji geldi, böyle olduk. Ahhh, eskiden ne sağlıklıydık! Şimdinin çocukları da çok şansız! Bilgisayar başında sanal yalnızlık yaşayıp, obezleşiyorlar” diye yakınırız. Oysa, sağlığımız için zamanımızı iyi yönetmek bizim elimizdedir. Düzenli olarak her gün yürüyüş yapmıyorsak, iki kat merdiven çıkmamak için asansör kullanıyorsak, rahat etmek için çocuklarımızın ellerine tableti tutuşturuyorsak teknoloji neden suçlu olsun? Teknolojiye tepki duyup, büyük kentlerden kaçıp, elektriksiz, televizyonsuz, bilgisayarsız evlerde yaşamayı tercih edenler de var. Peki, bazen nefret ettiğimiz, bazen öfke duyduğumuz teknolojinin hiç mi faydası yok? Özellikle de sağlık alanında.
AKILLI TELEFONLARDAKİ SAĞLIK UYGULAMALARI
Yerinde ve dozunda kullandığımız takdirde, teknolojinin sağlığımıza zararı değil, tam tersine pek çok faydası olduğunu düşünüyorum. Akıllı telefonlardaki sağlık uygulamaları bunlar arasında başı çekiyor. Bana gelince... Sağlıklı yaşam için teknolojiyi kullanan biriyim. Güne zinde bir şekilde başlayabilmek için vücudumun saatine göre en doğru zamanda beni uyandıran uygulamayı mutlaka her gece kuruyorum. Rahatlatıcı müzik listesinden seçtiğim alarm ile beni uyandırıyor. Gece horlama sesimi kayıt ediyor. Sabahları dinleyip, bunu doktorumla paylaşma imkanı sunuyor. Bir başka program, yürüyüşe çıkmam, evdeki kondisyon bisikletine binmem, ilaçlarımı zamanında almam veya meditasyona başlamam için anımsatma yapıyor.
Karın düzleştirme, basen küçültme egzersizlerinden pilatese ve kalorisiz lezzetli yemek tariflerine kadar sağlıklı yaşam için tavsiyelerde bulunan pek çok uygulama da var. Pekala, bu uygulamalar sayesinde kilonuzu, stresinizi yönetebilir, daha sağlıklı beslenebilirsiniz.
ROBOTLAR KAN ALMAK İÇİN DAMARINIZI KOLAYLIKLA BULABİLECEK!
Kişisel sağlık alanının yanısıra sağlık hizmet sektöründe de bilişime ve teknolojiye bağlı önemli gelişmeler yaşanıyor. Mesela, yakın bir gelecekte, artık hemşireler yerine robotlar kanımızı alacak. Önce, hem damar yolunuzu hem de iğnenin girmesi gereken yeri gösteren bir cihazın içine kolunuzu sokacaksınız. Sonra hareket eden robot eli kanınızı alacak. Yapılan araştırmalar, robot hemşirelerin kan almak için yüzde 83 doğrulukla en iyi damarı bulabileceğini gösteriyor. Yani artık damar yolunuz bulunamadığı için kolunuz delik deşik olup morarmayacak. Hemşirelere ne olacak diye de endişelenmeyin! Teknoloji artırılmış gerçeklikle hastanın damar yolunu daha rahat bulmalarını sağlayan seçenekleri onlara da sunacak.
Telemedical robotlarla da tanışmaya hazır olun! Bu robotlar, başka şehir ve ülkedeki hastalara inme, kalp-damar hastalıkları ve yanık gibi acil müdahale gerektiren durumlarda uzaktan konsültasyon yapabilecekler.
YATARAK TEDAVİ GÖREN HASTALAR VE SAĞLIĞIN GELECEĞİ...
Hastanede uzun süre yatmayı gerektiren sağlık problemleri zordur. Hastalar için zaman bir türlü geçmek bilmez. Odalardaki televizyon bir süre sonra onlara yetmez. Uzak kaldıkları arkadaş ve akrabalarına büyük özlem duyarlar. Bilim insanlarının bu soruna bulduğu çözümlerden biri ise “sanal gerçeklik”. Hastalar özel gözlüklerle hastanenin dört duvarından kurtulup, İzlanda'daki inanılmaz manzaraları ziyaret edip, bir sanat stüdyosunun çalışmalarına katılabilecek ya da okyanusun mavi sularında balinalarla birlikte yüzebilecekler. Holografik hasta ziyaretinde ise Amerika’da yaşayan biri, Türkiye’deki hastanede tedavi gören ya da doğum yapan akrabasını sanal olarak ziyaret edebilecek. Onunla konuşabilecek.
Sağlık alanındaki bu uygulamaların bazıları şimdiden kullanılmaya bile başlandı. Şimdi söyleyin bakalım, hala teknolojiye kızmaya devam edecek misiniz?