Bu yazı, sosyal medya paylaşımlarıyla ilgili yazmayı düşündüğüm yazıların ikincisidir.
Milenyum Çağı başlayalı çok olmuş. Yıl olmuş 2020. Milenyum çocukları, son seçimlerde oy bile kullandı. Bilim çağı, seviye atlayıp Bilişim Çağı olmuş. İster pozitif olsun, ister sosyal olsun; bilimin sınırları içine girmeyen kalmamış. Aklın terâzisine konup tartılmayan hiçbir şeyin itibârı yokken, daha doğrusu, itibârı olmaması gerekirken, bir de bakıyoruz sosyal medya âlemi, ekmeğe sürülecek kadar aklı olmayanlarla dolup taşıyor.
Bir önceki “Şimdi o elindeki sosyal medyayı yavaşça bırak” başlıklı yazımda sosyal medyanın geldiği duruma değinmeye çalışmıştım. 1990’larda pop müzik patladığında “kasedi olmayana kız vermiyorlar” esprisi yapılırdı. Artık sosyal medya hesabından paylaşım yapmayan, Youtube’da veya Instagram’da video yayınlamayanlara, Hindistan’daki “dokunulmazlar” muamelesi yapılmasına az kaldı.
Bu yazı, sosyal medya paylaşımlarıyla ilgili yazmayı düşündüğüm yazıların ikincisidir. Durumdan vazife çıkartıp sosyal medyadaki “akla zarar”, “herkes deliye biz akıllıya hasret”, “sizi bana sayarak mı verdiler” veya Nasrettin Hoca’nın tâbiriyle “Işığı gören geliyor” dedirtecek sosyal medya hesaplarından ve kanallarından bahsedeceğim. Tamamına yakını “çobansız köyde değneksiz gezme” diye tanımlanacak bir rahatlık ve aymazlık içinde. “Basın ahlak yasaları” gibi bir düzenleme olmadığı için tezgâhı kuran “üç kâğıt” açmaya başlıyor.
Pampiş şamanlar
Bu yazıda sosyal medyada kanal açıp “şamanlık” yapanlardan bahsetmek istiyorum. Saçmalamayı, tutarsızlığı, desteksiz sallamayı, hayalperestliği şamanlık zanneden tipler türedi. Hatta psikiyatrik bir tetkikten geçse muhtemelen şizofren teşhisi konabilecek kişiler, sosyal medyada şamanlık yapıyor.
Nasıl olsa, ne olduğunu kimse bilmiyor, diye sosyal medya pazarı “Gel vatandaş, şamana gel” dedirtecek seviyede şamanlardan geçilmiyor. İçine dökecek yakın arkadaşı olmayanlar, kameraya konuşup paylaşım yapıyor, şamanlık taslıyor. Ortalık tam bir “Çarşamba pazarı”. Piyasa cebini doldurma meraklılarına kalmış durumda.
Bunlara “pampiş şamanlar” diyorum. Başka sıfatlar da bulunabilir. İnanın, makyaj videosu çekenlerden pek bir farkları yok. Hatta makyaj videolarının elle tutulur bir “önce-sonra” süreci var. Bunlarda o da yok. Sevgilisinden niye ve nasıl ayrıldığını anlatandan tutun da, korona salgınına kozmik kalkan yapana kadar her türlü komedi mevcut.
Konu başlıkları
Medyada ilgi çekmek için şaşırtıcı olmak, çok kullanılan bir yöntemdir. Bu çakma şamanlar videolarının ilgi çekmesi için ilginç başlıklar kullanıyorlar. Öncelike hepsi “astral seyahat” yapıyor ve “dünya dışı varlıklar” ile iletişim hâlindeler. Sorsanız ekmeğin fiyatını bilmezler ama galaksiden galaksiye dolaşıyorlar.
Kendi jargonları var
Kendileri ve kendi gibilerin uydurdukları ifâdeleri kullanıyorlar ve akıllarınca kendi literatürlerini ve “kavramsal çerçevelerini” oluşturuyorlar. Böylece “bilimsel” bir hava yarattıklarını zannediyorlar. Bu ifâdeleri de önce uzun uzun anlatıyor ve sık sık kullanıyorlar. Mesela “duru görü”, “hâfıza silme”, “astrale çıkmak”, “kaderi değiştirme”, “evrene gönderme”, “simurg enerjisi” ve “kozmik karma” bunlardan sâdece bir kaçı.
Yabancı referanslar
Elbette “İngiliz olsun da, isterse bitli olsun” denilen ülkemizde bu tiplerin ağızlarından İngilizce isimler düşmüyor. Tıpkı reklamlardaki “İsviçreli bilim adamları” gibi bunların da, sık sık ismini andıkları yabancı üstatları var. Bu isimler dünyâca tanınıyormuş. Hayatlarını bu işe(!) adamışlar. Onbinlerce olağanüstü olay yaşamışlar ve görgü tanıkları varmış. Afrika’nın gizemli kabilelerinden, Güney Amerika’nın sıradağlarına kadar her bir yerleri gezip dolaşmışlar. Söyledikleri her yerde geçerliymiş. Metafiziksel bir söylemi, fiziksel doğa kuralları üzerinden doğrulamaya çalışarak, farkında olmadan, kendi kendilerini yalanlıyorlar.
Acemi ustalar(!)
Kadim kültürlerde yaşı kemâle ermiş, “feleğin çemberinden geçmiş” ve “ununu eleyip eleğini asmış” seviyeye gelen, gözüne bakınca adamın ne olduğunu anlayacak kadar bilgelik sâhibi kişilere özenip, bir-iki Hindistan ve Orta Asya belgeseli seyrederek şaman olacaklarını zannediyorlar. Kendi hâllerinde kalsalar, pek sorun değil. Ama sosyal medyada kime ulaştıklarını bilmeden mesaj üstüne mesaj veriyorlar. “Bana gösteriliyor” deyip durumu idâre ediyorlar. Maalesef inananları da bir hayli fazla.
Binbir surat
Tâkipçi sayılarını ve Youtube’dan alacakları paraları arttırmak için sık sık çekip yükledikleri videoların her birinde başka bir tip ve başka bir arka plânda arz-ı endam ediyorlar. Henüz kendilerini bulmadıkları, durgunlaşmadıkları, olgunlaşmadıkları buradan bile belli oluyor.
Başka kimler var?
Tâkip eden yazılarda, şamanlık dışındaki kimliklerle video çeken ve paylaşım yapanlarla ilgili fikir ve gözlemlerimi paylaşacağım. Daha neler var neler!