Seçilmiş bir iktidara FETÖ tarafından darbe yapılmış, o iktidar FETÖ'nün nasıl siyasi ayağı olabilir?
Uzun zamandır gündemi meşgul eden konularla ilgili yazma ihtiyacı duymuyorum.
Salt İngilizce bilenin “Ortadoğu analisti”, üç beş makale okuyup “copy-paste” tez yazanın akademisyen, twitter’da bir saat gezinenin “siyaset bilimci” olduğu bir ülkede bana da gerek kalmıyor zaten.
Sağ olsunlar, toplumu “engin bilgileriyle” aydınlatan “uzmanlarımız” beni gündemin o sıkıcı konularını yazmaktan kurtarıyor, ben de aklımı kurcalayan farklı alanlara yöneliyorum.
Fakat gündemi geçen haftadan bu yana meşgul eden FETÖ’nün siyasi ayağı tartışmalarıyla ilgili yazmam şart oldu, zira konunun yanlış bir noktadan ele alındığını düşünüyorum.
CHP VAR OLDUKÇA AK PARTİ KAZANIR
Geçen hafta CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun dile getirdiği FETÖ’nün siyasi ayağıyla ilgili olarak AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı işaret eden deli saçması iddialarına hala hayret ediyorum. Aslında gülüyorum. Kemal Bey’in konuşmasını dinlerken, bu fıkranın sonu en komik “15 Temmuz hain darbe girişimi asıl bana yapıldı” finaliyle biter diye mırıldandım.
Öyle ya, Kılıçdaroğlu’nun bu deli saçması iddiaları yeni değil, bunu sürekli yapıyor ve sonunda toplumda inandırıcılığını yitiren CHP oluyor. İster istemez yaptığı açıklamalar tüm CHP’lileri bağlıyor, şu dönemde CHP’li olmak gibi ne büyük acılar var.
Seçilmiş bir iktidara FETÖ tarafından darbe yapılmış, o iktidar FETÖ’nün nasıl siyasi ayağı olabilir? Kemal Bey’in iddia ettiği deli saçması önerme tam olarak bu! “FETÖ’nün siyasi ayağı kim?” sorusundan önce “bu nasıl bir kafa?” sorusu inanın daha mantıklı. Erdoğan, böyle bir kafayı değiştirmek için neden “Külliye’de bir CHP’liyle görüşsün”, bundan iyi rakip mi olur?
Toplumun sağduyusu da, solduyusu da (her ne kadar mahalle baskılarından ötürü dışa vuramasalar da) Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın FETÖ’yle sahici anlamda bu ülkede mücadele eden tek kişi olduğunu biliyor. Bu nedenle midir bilinmez toplumda AK Partili olmayıp da kendini Erdoğancı olarak tanımlayan azımsanmayacak bir kitle var. Erdoğan’ın vesayetlerle mücadelesinin sonucunda bugüne kadar yaşanmayan sivilleşme ilk kez son yıllarda bariz bir şekilde yaşandı. Bunu inkâr etmek mümkün mü?
ASIL SİYASİ AYAK
CHP ise eline altın tepsiyle sunulan fırsatı kaçırdı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra “kontrollü darbe” demek yerine siyasal iktidara FETÖ’yle mücadele konusunda gereken desteği verseydi, inanın CHP siyaset sahnesinde daha güçlü bir şekilde yer alırdı.
Çünkü FETÖ’nün bu ülkede nicel olarak hiçbir zaman gücü olmadı ama nitel anlamda bürokrasinin en kilit noktalarına sızdılar, hatta CHP’nin elinde eski genel başkanları Deniz Baykal’ın bu örgütün kumpasıyla devrildiğine ilişkin çok güçlü bir koz da vardı. Bu kumpasçıların peşine düşmek, FETÖ’yle hesaplaşmak yerine deli saçması, aslı astarı olmayan iddialarla bir konuyu daha ellerine yüzlerine bulaştırdılar.
Bana kalırsa bağlamdan sapmamak adına FETÖ’nün asıl siyasi ayağına ulaşmak için şu sorunun cevabı yeterli olacaktır: 15 Temmuz hain darbe girişimi başarılı olsaydı FETÖ’nün tayin edeceği başbakan ve cumhurbaşkanı kim/-ler olacaktı?