Şimdi herkes "mazruf" yani içerik ile ilgili yorum yapacak.

Şimdi herkes “mazruf” yani içerik ile ilgili yorum yapacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Amerikan Başkanı Donald Trump arasındaki görüşme ile ilgili. Bense biraz “zarf” anlatmak isterim. Yani bu görüşmenin dış görünüşü ile bağlantılı.

Öncelikle Sayın Erdoğan, duruşu ve vücut dili ile daha bir ciddiydi. İşin öneminin altını çiziyordu. Sayın Trump ise sanki hala iş adamlığından kurtulamamıştı. Hayat boyu belirlediği bir üslubu olduğu belli. El ve kollarını kullanımı daha bir hareketli, majör mimiklerle anında tepki veren bir kişi. Hele elini, el sıkışmak için alışık olduğumuz şekilde yere dikey olarak uzatmayıp paralel hale getirmesi, muhtemelen uluşlararası ilişkilere de ticari anlaşmalar gibi baktığı izlenimi uyandırdı bende.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın basın toplantısında ele alınacak konuları ve Türkiye’nin tavrını olabildiğince detaylarıyla anlatırken, Başkan Trump, üstünkörü ve kısaca değindi. Silah satışına dektek açıklaması ise, “Bakın biz de bir şeyler verdik” demek içindi sanki.

Trump’ın ülkesinin davranışlarına da yansıyan bu tavrı, bizim tarafımızda yaşanan sıkıntının da asıl sebebi. Yani Türkiye, Amerika’nın yapmaya çalıştığı şeylerin kendisi için ne derece önemli olduğunu anlatmaya çalışırken, onlar başka bir havada. Biz güncel ve çok önemli konuların altını çizerken, onlar “Dünya bir toz bulutuydu” tadında, Kore savaşına varan anlatımlarla maçı uzatmaya götürmeye çalışıyor. Biz, bir an önce bir tavır alınmasını savunurken, onlar yapacakları şeyler için zaman kazanmaya uğraşıyor. Hal böyle olunca da aynı dilden konuşmanın imkanı kalmıyor. Umarım, Amerikalıların bu tavrı, basın toplantısından sonraki yemekte de devam etmemiştir.