İnsan olmak bu değerleri içselleştirmeyi ve davranışlarımızda göstermeyi gerektirir. Erdemli insan her şeye bu değerlerin penceresinden bakar.
İnsani değerlerimiz günden güne düşüyor... İnsana özgü ve bütün insanlar için ortak sayılabilecek tüm üstün değerler olması gereken aralığın çok çok altında.
Bu değerler dostluk, sevgi, güven, saygı, merhamet, v.s…
İnsan olmak bu değerleri içselleştirmeyi ve davranışlarımızda göstermeyi gerektirir. Erdemli insan her şeye bu değerlerin penceresinden bakar.
Gelin günümüzün en önemli değerlerinden biri olan hayatımızın olmazsa olmazı “Dostluk” kavramını konuşalım.
Her dinlediğimde beni çok duygulandırır “Arkadaş” şarkısı.
“Bir kıvılcım düşer önce, büyür yavaş yavaş
Bir bakarsın volkan olmuş, yanmışsın arkadaş
Dolduramaz boşluğunu ne ana ne gardaş
Bu en güzel, bu en sıcak duygudur arkadaş…”
Son yıllarda en kolay en hunharca harcanan kavramlardan biri oldu dostluk. Sosyal medyaya bakıyorsunuz herkes bir dost bir dost (!) Tanıştırırken “ …yıllık dostum, kadim dostum, can dostum,….” sözleri dökülür dudaklardan. Sonra bir bakarsınız birbirilerine yapmadıkları kalmamış, biri diğerinin kuyusuna kazmış, kötülemiş, iki günde düşman olunmuş!
Dostluklar öyle çabuk mu kuruluyor sizce? Kurulduğunda da ilk sarsıntıda yerle bir mi oluyor?
Bir dostumun aşk için kullandığı “Selpak mendili aşklar. Kullan at” deyimini günümüzde de dostluk için söyleyebiliyorum. “Kullan at”
Yüzyıllar boyu dostluk üzerine filozoflar, yazarlar, şairler ne çok şey söylemişler. Dost, sevilen, güven duyulan en yakın arkadaştır. Gönüldaş ve yoldaştır. Sevgi, vefa ve emektir.
Dünya üzerinde çok az insan vardır ki kendi hayatını yaşarken, başkasının yanlış yapabilme özgürlüğünü görebilen ve buna saygı duyabilen. O da dosttur. Dost; senin yanlışlarını görüp sana fikir veren, yanlışlarını görüp sana aktaran ama asla sorgulamayan; kötü zamanda bile sen istemeden yanında olan kişidir. Sana hırsız, sana katil, sana deli ve benzeri şeyler yakıştırıldığında da yanında olandır. Yoksa “yanımda olduğun sürece yanındayım” diyen kişi değil!
Aristoteles, ‘Ey dostlarım, dünyada dost yoktur.’ der. Günümüzde de savunulabilecek bir görüştür bu. Çıkarcılığın, yararcılığın, bencilliğin artarak geliştiği dünyamızda dost bulmak, dost olmak ve dost kalabilmek oldukça zor. Dostluklarda benmerkezciliğe hiç yer yoktur. Dostluk ikinin bir olmasıdır. En azından belli anlarda ya da zamanlarda tek yürek olup birlikte atabilmeli, tek yumruk olup birlikte vurabilmelidir.
Dostluk, birini zaaflarıyla kabul edebilmektir aynı zamanda.
Dostluğu kuran ve sürdüren erdemdir, diyor Cicero. Dost erdemli insandır. Dostluk, duygulu ve erdemli iki insan arasında kendiliğinden ortaya çıkan bir anlaşmadır diye ekliyor filozof Voltaire.
İyi dostluklar temiz hesaplarla kurulur. Masumiyet vardır. Masumiyeti kaybederseniz eğer Oruç Aruoba’nın dediği gibi çıkarlarımızı dostluğun dışına, dostluklarımızı çıkarın dışına çekip atamayız bir türlü. Çıkar uğruna dost olmasak bile, çıkarlarımız sırıtır hep dostluklarımızın içinden…
Baktınız ki çıkarlarınız dostluğunuz içinden hep sırıtıyorsa gönderin o dostu gönlünüzden sürgüne!
Güller, laleler, bütün çiçekler solar, çelik ve demir kırılır ama gerçek dostluk ne solar ne de kırılır.