Yapılan bir araştırmaya göre, trafikte şiddetin en sık yaşandığı şehirler arasında İstanbul üçüncü sırada yer alıyor.

Yapılan bir araştırmaya göre, trafikte şiddetin en sık yaşandığı şehirler arasında İstanbul üçüncü sırada yer alıyor. 500 ülkede yapılan çalışmada, yolda öfke puanlamasında İstanbul, St. Petersburg ve Bogota’nın ardından en asabi üçüncü şehir seçilmiş. Doğrusu bu sonuca hiç şaşırmadım! Çünkü her trafiğe çıktığımda sürücülerin otomobilleriyle birbirlerini taciz etmelerinden arabalarını durdurup yumruklaşmalarına kadar pek çok şiddet olayına tanık oluyorum.

Aslında şiddet sadece direksiyon başında değil! Şiddet her yerde. Markette, otobüste, maç kuyruğunda ya da kendimizi en güvenli hissetmemiz gereken yerde; evimizde. Peki ya, sağlık personeline yönelik hastanelerdeki şiddete ne demeli? Türkiye’nin hemen her yerinden hekimlere, hemşirelere yönelik şiddet haberleri geliyor. Önceki gün de Iğdır Devlet Hastanesi’nde çalışan üroloji uzmanı Op. Dr. Serkan Yarımoğlu hastası tarafından bıçaklı saldırıya uğradı. Göğüs ve batın bölgesinden ciddi şekilde yaralanan Dr. Yarımoğlu, hekime yönelik şiddetin son mağduru oldu.

HEKİMLERE ŞİDDET YÜZÜNDEN KAÇ DOKTOR ÇOCUĞU YETİM KALDI?

Sağlıkta bu kaçıncı şiddet? İnsanlığın yok olduğu o utanılası anda, kadın-erkek demeden hekimlere yapılan saldırılar sonucu kaç fedakar doktor hayatını kaybetti, kaç çocuk yetim kaldı bilen var mı? Acil serviste uykusuz gecelerde hayat kurtarmak için çalışan kaç hekim şiddet mağduru oldu? Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre 2012-2015 yılları arasında, 18 bini hekimlere yönelik olmak üzere hastanelerde 31 bin 767 şiddet vakası yaşandı. Sağlık personeline uygulanan şiddetin 17 bin 517’si sözlü, 14 bin 250’si ise fiziksel şiddet olarak kayıtlara geçti. Hastasına sıra numarası almasını söylediği ya da hastane girişinde sigara içilmesinin yasak olduğunu anımsattığı için fiziksel şiddete uğrayan doktorlar var.

İçimizdeki en ilkel duyguların dışa vurumu olan şiddet bir insanlık ayıbı! Bir vahşet! Şiddet oranlarının yüksekliği sosyolojik ve psikolojik olarak mercek altına alınıp, önlenmesi için projeler üretilmesi gereken bir durum. Elbette, medyanın ve siyasetçilerin sağlık çalışanları konusunda kullandığı dil ve toplumun eğitimi hekimlere yönelik şiddetin son bulmasında çok etkili. Bir diğer önemli nokta da, hukuksal süreç başlatıldığında verilebilecek cezaların caydırıcı olabilmesi. Geçtiğimiz yıl Kocaeli’nde hekime sözlü şiddette bulunan hastaya bir yıl hapis cezası verilmesi bu açıdan son derece önemli. Mahkemede 'pişman değilim' deyince, davranışının tekrar edebileceği gerekçesiyle cezası 1 yıl 9 ay hapise çevrilmiş. Bu karar, sağlıkta sözel şiddete verilen ve emsal teşkil edilebilecek bir ceza olarak nitelendiriliyor.

HEKİMLERE SAYGIM NEDEN BÜYÜK?

En saygı duyduğum mesleklerin başında hekimlik gelir. Bu yüzden sağlık personeline şiddetle ilgili yeni bir haber aldığımda yüreğimin derinliklerinde bir sızı oluşur. Sağlık konusunda uzman bir gazeteci olmam ve pek çok doktor, hemşire dostumun bulunmasının elbette bunda etkisi vardır. Ancak, bir hasta ve hasta yakını olarak yaşadığım tüm hastane günleri, bana hekimliğin özveri gerektiren ne kadar mükemmel bir meslek olduğunu göstermiştir. Kendimin ve ailemin hastane günlerinde yaşadıklarımı uzmanların önerileriyle birleştirdiğim “Akıllı Hastanın Sağlık Rehberi” isimli kitabımda hekimlik mesleği ve doktorlar hakkında hissettiklerimi burada paylaşmak istiyorum:

“Söyler misiniz, kriz sonrasında duran bir kalbin yeniden canlandırılmasından ya da karaciğer yetmezliğinin her geçen gün ölüme sürüklediği bir hastaya nakille yaşam verilmesinden daha değerli bir şey olabilir mi bu dünyada? “Eyvah onsuz ne yaparım ben!” diyerek gözyaşlarınıza boğulduğunuz anda, ameliyathanenin ya da yoğun bakımın kapısından çıkan hekiminizin “Gözünüz aydın, sağlık durumu iyi” müjdesinden daha çok sizi mutlu edecek bir şey var mıdır? Bu cümleden daha kıymetli bir şey olabilir mi sizce? İşte bu yüzden ne zaman bir hekimle karşılaşsam, beni ya da sevdiklerimi hastalığın karanlık kuyusundan sağlığın aydınlığına doğru çekip aldıkları günler gelir gözlerimin önüne. Ve bizlere hayattaki en değerli armağan olan sağlığımızı sunan hekimlere kalbimin derinliklerinden gelen sevgi ve saygıyla bakarım.”

Doktoruma Dokunma! Hekimlere Saygı lütfen!