94. kez sahiplerini bulacak altın heykelcikler için haberler yavaş yavaş gelmeye başlıyor.
94. kez sahiplerini bulacak altın heykelcikler için haberler yavaş yavaş gelmeye başlıyor. Kategoriler belirlendi, adayların isimleri açıklandı. Adaylar arasında bir Türk yapımı da var. Serhat Karaaslan'ın “Suçlular” (The Criminals) filmi de En İyi Kısa Film kategoride değerlendirilecek. 27 Mart gecesi Dolby Theatre’da gerçekleştirilecek Oscar Ödül Töreni, ABC kanalından canlı yayınlanacak. Tören, yıllardır reytinglerde üst üste hüsrana uğradı. Ve bu yıl için herkesin umudu, Oscar’ın eski şaşaasına kavuşması. Oscar Ödül Töreni geçmişte sunucularından çok çekti. Tiye alındı, millete eğlence konusu oldu. Tören uzun zaman sunucusuzdu. Fakat akademi, gecenin bu sene yeniden sunuculu olacağını duyurdu. Sevilen üç oyuncuyu Amy Schumer, Wanda Sykes ve Regina Hall sunucusu olarak ilan etti. Böylece bir ilk de gerçekleşmiş oldu. Oscar tarihinde ilk kez, sunumunu üç kadına emanet etti. Törenin yapımcısı Will Packer, her sunucunun birer saat sahnede kalacağı şekilde programı hazırlamayı düşünüyormuş. Demedi demeyin! Bu üç kadın, bizi çok güldürür ve geceyi kurtarır.
Çekici güç
Korona şimdiye kadar çeşit çeşit mutasyona uğradı. Kat kat maskelere, takılan eldivenlere, boca edilen dezenfektanlara rağmen bünye bünye dolaştı. Kimi çok ağır kimi yakalandığının farkına bile varmadan hastalığı atlattı. Atlatamayanlar da oldu. Fakat çok küçük bir azınlık hiç Kovid olmadı. Peki, ama bu küçük azınlığın sırrı ne? Bilim insanlarının yaptıkları araştırmalara göre, çekici insanların Korona’ya yakalanma ihtimalleri çok düşükmüş. Evet, evet doğru okudunuz “Çekici insanların Korona’ya yakalanma ihtimalleri düşükmüş!’’ Teksas Christian Üniversitesi, 79 kadın 80 erkeğin fotoğraflarını ve kan testlerini almış. Yaklaşık 492 kişiden oluşan diğer gönüllülerden, bu fotoğrafları değerlendirilmesi istemişler. Çoğunluğun çekici bulduğu kişilerin kan testi örneklerinde, beyaz kan hücrelerinde daha fazla fagositoz bulunduğu saptamışlar. Yani bakteri ve mikroplarla savaşan hücre daha fazlaymış. Artık Korona’ya niye yakalanmadığınızı sorgulamayı bırakın. Çünkü biz çekiciyiz!
Savaşın!
“Savaş!” Yaşadığım yüzyılda bu kelimenin hala kullanılıyor olmasını aklım almıyor. Salgın hastalıklar, yangınlar, kıtlık, susuzluk, ekonomik kriz, eriyen buzullar… Doğa, soluduğumuz hava, üstünde yürüdüğümüz toprak, dünyamız bize savaş açmış. Bizim haddimize mi birbirimize savaş açmak? Siz bugüne kadar hangi hortumu, tanklarla durdurabildiniz? Kullandığınız maskeler, dezenfektanlar virüsten korudu mu? Çıkan yangınları, savaş jetleriniz söndürebildi mi? Buzulların erimemesi, iklimlerin değişmemesi için nükleer silahlarınız var da bizim mi haberimiz yok? Her geçen gün verimsizleşen topraklara, ufukta görünen kıtlığa, mermileri mi ekmek arası yapıp yiyeceksiniz? Evsiz, öksüz çocuklara kışlayı mı sıcak yuva yapacaksınız? Anlayın artık; silahlanmaya yaptığınız yatırım da büyük savaş planlarınız da bu yüzyılda çöp. Yakında savaş açtığınız bereketli topraklar çöl, savaşacak askerleriniz aç ya da hasta olacak.Çok mu savaşmak istiyorsunuz… O zaman savaşın! Dünyayı daha iyi bir yer yapmak için. El elle verin, doğanın dengesi tekrar sağlamak için. Liderlik ettiğiniz ülkelerdeki insanların huzurlu, mutlu, umutlu, sağlıklı, bolluk bereket içinde yaşaması için… Savaşın!