Birkaç gündür medyaya yansıyan tüm teknoloji haberleri CES kaynaklı.
Birkaç gündür medyaya yansıyan tüm teknoloji haberleri CES kaynaklı. Peki nedir bu CES? Eskiden Consumer Electronics Show olarak isimlendiren fuara artık daha havalı olduğu için CES diyoruz. Adından da kolayca anlaşılacağı gibi tüketici elektroniği konusuna odaklanmış bir fuar CES, 1967 yılından beri de düzenleniyor. Yani yeni değil. Ama açıkça söylemek gerekirse tarihinin hiçbir döneminde son 5 – 6 yılda olduğu kadar popüler olamamış bir fuar. Bunun en büyük nedeni CES’in Avrupalı rakibi IFA’nın değer kaybettiğini gören Amerikalı organizatörlerin, sanki yeni bir şeymiş gibi CES markasına yatırım yapmaları. Her şeyin en büyüğünü seven Amerikalılar fuar konusunda da IFA’dan daha iyi olduklarını metrekare üzerinden kanıtlamaya çalışıp, CES’i öne sürüyorlar. Samsung her yıl Berlin’de düzenlenen IFA fuarında cep telefonu tanıtmaktan vazgeçtiği ve Galaxy Note serisi için IFA dışında lansmanlar yapmaya karar verdiğinde de IFA’nın değerini düşmeye başlıyor. Daha doğrusu IFA’ya vurulan son darbe Samsung tarafından geldi. Her ne kadar Samsung IFA’daki metrekaresini küçültmese de cep telefonu tanıtmayarak Avrupa’daki elektronik fuarının yıldızını söndürmeyi “başardı.” Almanlar bir şekilde cep telefonu üreticilerini IFA’da lansman yapmaya ikna etmeye çalışırken, Amerikalılar da CES’i gazlamaya başladılar.
Düzenlenme tarihi nedeniyle CES’te yeni cep telefonu modellerinin tanıtılma ihtimali pek yok gibi. Daha doğrusu “amiral gemisi” tabir edilen üst segment telefonlar için uygun bir tarih değil. Ancak Sony’nin bu yıl yaptığı gibi orta segment telefonlar duyurulabilir ki yaşattığı heyecan da ortanın altı olur.
IFA mı, CES mi?
Ama Amerikalılara “ortanın altı heyecanlar” yetmez. Onlar etrafları şakşakçılarla dolu olsun isterler. Sanırım bu nedenle CES’in Türkiye temsilcisi de her yıl aynı kişileri CES’e davet ediyor ki alkış ve övgü rutini bozulmasın. Neyse elbet bir gün Türkiye’deki temsil değişir ve bu düzen bozulur diyelim ve asıl konumuza dönelim.
Bu yıl gördüğümüz kadarıyla CES’te IFA’da tanıtılanlardan hiçbiri IFA’da tanıtılanlardan daha yeni teknolojiler değil. Ama sanki dünyanın teknoloji merkezi CES’miş gibi bir izlenim var. Mesela Sony IFA’da bu yılın en iyi fiyat – performans telefonunu tanıtırken CES’te orta segment tanıtıyor. Veya CES geçmişte olduğu gibi konu dışı konseptlere kayıyor. Bu yılın konu dışı konsepti elektrikli otomobiller mesela. Yani diyeceğim şu ki CES’in “boynuzun kulağı geçer” gibi bir IFA’ya üstün gelme durumu var. Bunu gerçek kılmak için de her türlü pazarlama metodunu kullanmaya hazır gibi görünüyorlar. Sonuç olarak geçebilir de ama bunun yakın vadede gerçekleşeceğini sanmıyorum. Çünkü bana göre teknoloji fuarları metrekareleriyle veya ziyaretçi sayılarıyla değil, lansmanı yapılan yeni ürünlerin kalitesiyle ölçülmeli. Bakın lansman sayısı da değil, o ürünlerin veya teknolojilerin hayatımıza kattıklarıyla. O nedenle IFA’nın irtifa kaybettiği bugünlerde mal bulmuş Mağribi gibi CES’e saldıran teknoloji basınının dolduruşuna gelmemeye çalışın. CES’te yakın zamanda hayatımıza girecek ve her şeyi değiştirecek bir ürün henüz açıklanmadı. Tabii ki Las Vegas’ın keyfini çıkaran çocukların bir yandan da kendilerine ayrılan gazete sütunlarından, web sitelerinden oradaki masraflarını karşılayan şirketlere kıyak yapmasını izleyin. Ama “teknolojinin kalbi CES’te atıyor” veya “damga vurdu” temalı yayınlara da pek inanmayın derim. CES’te en fazla 2018’te göreceğimiz yeniliklerin demodan öteye gitmeyen örnekleri sergilenmiş olabilir.