Bu başlıkla ne demek istediğimi hemen açıklayacağım.
Bu başlıkla ne demek istediğimi hemen açıklayacağım. Şu meşhur “Spor Toto Süper Ligimiz”de İlhan Cavcav Sezonu’nun ilk yarısı biteli şunun şurasında ne kadar oldu ki. Bu kısa süre içinde özellikle dört büyüklerimizin transfer ettikleri, transfer ettikleri demeyelim, transfer görüşmesi yaptıkları futbolcu sayısı nerdeyse yüz kişiyi buldu. Avrupa’da; takımlarında, değil yedek olarak sahaya çıkan, nerdeyse çok az süre almış tüm futbolcular; bu transfer dedikodularına bakılınca, gözlerini bizim ligimize dikmişler, bavullarını toplamış, yola çıkmak üzere bekliyorlar gibi. Daha doğrusu, bizim medyamıza göre ortalıkta dolaştırdıkları transfer fotoğrafındaki görüntü bu.
Böylesine bir hareketlilik, liglerin bitiminde rastladığımız bir durumdu ama, bu devre arsında bir değişiklik yapmışız, Avrupa’nın tüm işsiz futbolcuları için “bulunmaz pazar” durumuna gelmişiz.
Medyamızın tam da istediği bir durum bu. Yazacak bir şey, maçlar da olmayınca “gündem bombaları” transferler tabii ki. Kim karışır, Messi ve Ronaldo hariç tüm Avrupa’yı Süper Ligimiz’e getirmekle hiç bir engel yok. Buna “Atma Recep din kardeşiyiz.” denmez mi?
Bir şeyi unutuyorlar gibi; ülke takımlarımızın nerdeyse tümümün başında Demokles’in kılıcı gibi sallanan “UEFA Finansal Fairplay” uygulaması var. FP kaldırıldı da, bundan sadece Fenerbahçe’nin mi haberi yok? Çünkü; bu uygulamayı ciddiye alıp dikkatli hareket eden tek takım Fenerbahçe. Ara transferde, aksayan mevkilerine futbolcu transfer edebilmek için eldeki bir iki futbolcuyu satabilmenin yollarını arıyorlar.
Hadi diyelim; Beşiktaş Cenk Tosun’u 27 milyon avroya Everton’a sattı. Ya diğer takımlar? Ki bu takımlar, Fairplay kıskacının daha da içinde olmalarına rağmen böylesine rahat hareket edebildiklerine göre, böyle bir sorunları yok gibi.. Bu demektir ki, durum Fenerbahçe’ye özgü bir durum. Bir zamanlar transfer rekortmeni olan Fenerbahçe, bilinenin ötesinde daha da zor durumda galiba.
İşte bu pek anlaşılır gibi değil. Tüm bu Fairplay zorlamasına rağmen, yabancı akını tüm hızıyla devam ediyor. Buna şaşmamak elde değil. Dönem başında en çok yabancı transferi yapan başta Galatasaray olmak üzere dört büyükler, her şeye rağmen ara transferde de takıma yeni isimler katma peşindeler. İçlerinde tek Fenerbahçe bu konuda daha dikkatli davranıyor gibi.
Olanları ve olacakları en iyi bilenler futbolumuzu yönetenler tabii ki. Sonuçta olacaklardan zarar görecekler sadece takımlar değil futbolumuzu yönetenler de sorumlular.
Bekleyelim göreceğiz.
Transfer dedikoduları tüm hızıyla devam ediyor, elde tek somut transfer, Cenk Tosun’un İngiltere Premier Ligi takımlarından Everton’a gidişi. Başka önemli bir hareket yok gibi.
Son günlerde önemli bir gelişme var ki o da; Barcelona’da sıkıntılı bir dönem geçiren Arda Turan’ın, herkes Galatasaray diye beklerken, Teknik Direktör olarak geri dönen Fatih Terim nedeniyle, ibrenin hiç umulmadık bir yere yönelmesi şaşkınlığı. Arda ile, Lig lideri Başakşehir’in transfer görüşmeleri başlamış çoktan. Gelen bilgilere göre, oldukça yüksek bir miktarla, Arda; kiralama yöntemi ile Başakşehir’de oynayabilir.
Bu yazıyı yazdığım sıralarda gelen bilgiler; Başakşehir’in Arda ile anlaştığı, sıranın Barcelona ile anlaşmaya geldiği şeklinde. Kim bilir, Başakşehir dillendirilen kiralama bedelini ödeyebilecekse (!) neden olmasın.
Görünen ve netleşen bir şey var ki o da; Fatih Terim ile yaşadıklarından sonra Galatasaray kapılarının, şimdilik kaydıyla Arda Turan’a kapalı olduğu. Bu konu bir iki gün içinde netleşir.
Süper Ligimiz’de durum “birkaç bilinmeyenli bir denklem” gibi. Bu yabancı transferlerinin dörtte birinin gerçekleşmesi durumunda, ligimiz ne olur, bekleyelim görelim.
Şimdilik net olan, çok zor bir dönemin bizleri beklediğidir.