Çavuşoğlu'nun ziyareti son bir hafta boyunca, Kürdistan Bölgesi medyasında genişçe yer aldı.

Hafta son Irak’a kritik bir ziyarette bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Bağdat’tan sonra Kürt bölgesinin başkenti Erbil’e geçti.

Bu ziyaretin özellikle Erbil ayağı birçok yönden özel anlam taşıyor.

Öncelikle bu ziyaret, 2017 Eylül ayında yapılan bağımsızlık referandumunun ardından Türkiye’den Kürdistan Bölgesi’ne gerçekleşen en üst düzey ziyaret.

Erbil’in, ziyarete oldukça önem verdiği aşikar. O nedenle Çavuşoğlu’nu Erbil’e inişinde Başbakan Neçirvan Barzani, beraberinde geniş bir heyet ile karşıladı.

Çavuşoğlu’nun ziyareti son bir hafta boyunca, Kürdistan Bölgesi medyasında genişçe yer aldı.

Ziyaret günü neredeyse tüm önemli televizyonlar konuyu saatlerce canlı yayınlarda aktardı.

Erbil’de, gerek halkta, gerek iş çevrelerinde gerekse de yönetim düzeyinde bu ziyaretin referandum ile bozulan ilişkilerin eski seyrine dönmesine yönelik ciddi bir beklenti var.

Hatırlayalım…

Türkiye’nin PKK nedeniyle uzun yıllardan bu yana Kuzey Irak ile sorunlu olan ilişkileri AK Parti’nin iktidara gelmesiyle aşama aşama düzelme yoluna girmiş, ilişkilerin düzelmesiyle birlikte Erbil ile Ankara arasında ciddi enerji anlaşmaları imzalanmış, bu durum Türkiye’de Kürt meselesinin çözümü için de ciddi bir katkı ve motivasyon yaratmıştı.

Ancak çözüm sürecini bozan güçler, aynı şekilde Ankara-Erbil ilişkilerini de baltaladı.

Esasında Kuzey Irak’taki bağımsızlık referandumu kararı Bölgesel Hükümet’in büyük ortağı KDP’nin birkaç ay sonra yapılacak genel seçimlerde oylarını arttırmak amacıyla yaptığı siyasi bir hamleydi.

Referandumdan aylar sonra Kürdistan Bölgesel Hükümeti’nin üst düzey yetkililerinden birisi bu kararın nasıl kendilerine yönelik bir kumpasa dönüştüğünü anlattı.

Söz konusu kişi, KDP’nin referandum kararı aldığını ancak bunun hemen yapılmasının öngörülmediğini aksine sürecin ucunun açık bırakılmasının öngörüldüğünü aktardı.

Aynı kişi, partiler arasında yapılan bir toplantıda KYB’nin zorlamasıyla sürpriz bir şekilde referandum tarihinin belirlendiğini bunun üzerine Başbakan Neçirvan Barzani’nin, Ankara ile istişare edilmeden böyle bir karar alınmasının ciddi olumsuzluklar doğuracağını o nedenle kendisinden hemen Ankara ile temasa geçerek durumu izah etmesini istediğini ancak o sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afrika seyahatinde olması nedeniyle bağlantı kurulamadığını ardından yaşanan gelişmelerin ise süreci iyice zora soktuğunu anlattı.

Hatırlanacağı üzere o dönem Erdoğan, böyle bir karar alınırken kendilerine istişare edilmemesinden büyük öfke duymuştu.

Aldığım bilgiler o dönem ABD bir yandan referanduma karşı düşük düzeyde bir tepki gösterirken alttan alta onları bu referandumu yapmaya teşvik ettiği, özellikle Türkiye açısından kırılma noktası olan Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerin referanduma dahil edilmesi kararının da ABD’li yetkililerin zorlamasıyla alındığı yönünde.

Kurdukları tuzaklarla çözüm sürecini baltalayan, Ankara ve Erbil ilişkilerini yıkan güçler amaçlarına ulaştıktan sonra Kürdistan Bölgesi’nin denetimindeki enerji açısından en verimli bölgeler olan Kerkük ve çevresini de bunların elinden alıp Bağdat’a verdi.

Aynı güçler şimdi uzun süreden bu yana bölgede PKK’nın etkinliğini arttırmaya yönelik çabalar içinde.

Çavuşoğlu’nun bu ziyaretinin, söz konusu kumpasın boşa çıkartılması açısından bir dönüm noktası olmasını umuyorum.