Ülkeler arasında iletişim, etkileşim ve bağımlılığın artmasıyla uluslararası sınırları aşan evrensel bir hukuka ihtiyaç duyulmuştur.
Ülkeler arasında iletişim, etkileşim ve bağımlılığın artmasıyla uluslararası sınırları aşan evrensel bir hukuka ihtiyaç duyulmuştur. Bu ihtiyaç doğrultusunda, evrensel barışı ve güvenliği korumak ve adaleti, sosyal eşitliği, ekonomik kalkınmayı tüm ülkelere sağlamayı amaç edinmiş Birleşmiş Milletler (BM) kurulmuştur. Fakat BM, küresel barışı tehdit eden göç hareketleri, terör olayları ve ekonomik krizler gibi birçok uluslararası sorun karşısında işlevsiz bir konumda kalmıştır. Bunun nedenlerinden biri Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) daimî üyelerin veto yetkilerini kendi çıkarları doğrultusunda kullanarak sistemi kilitlemesi olarak görülmektedir.
Ukrayna’daki savaş devam ederken küresel barış ve güvenlik için kurulan BM’ye ilişkin yapısal ve hukuki sorunlar gündemde daha çok yer almaya başlamıştır.
BM, küreselleşen dünya düzeninde, etkili bir rol oynamaktan uzak kaldığından uluslararası toplumun gözünde güvenilirliği azalmıştır. Güvenilir olmamasının sebeplerinden biri örgütün kurumsal yapısındaki sorunlardır. Güvenlik Konseyi’nin hem yapısı hem de daimî üyelerin veto hakkı konseyin asıl işlevinin yerine getirmesini engellemektedir.
5’i daimî 15 üyesi bulunan Güvenlik Konseyi Birleşmiş Milletlerin en çok eleştirilen organıdır. Daimî üyelerin ayrıcalıklı statüsü kurulduğundan beri sorgulanmaktadır. İkinci Dünya Savaşı’nın kazananlarından oluşan daimî üyelere tanınan veto yetkisi, hızlı ve etkili karar alma amacıyla kullanıldığı iddia edilmektedir. Fakat tarihsel tecrübe ve günümüzde yaşanan savaşlar, veto yetkisinin ülkelerin kendi çıkarları için kullandıkları ayrıcalıktan başka bir şey olmadığını göstermiştir. BM Güvenlik Konsey’inde bu zamana kadar Rusya 143, ABD 86, İngiltere 30, Çin ve Fransa 18 defa veto yetkisi kullanmıştır.
Ukrayna’da Rusya’nın işgali sürerken Konsey defalarca toplanılmasına rağmen sunulan tasarılar, savaşı başlatan Rusya tarafından beklenildiği gibi yine veto edilmiştir.
Daha önce de barışın hayal olmaktan öteye geçemediği Suriye ve Filistin’de ABD, Çin ve Rusya’nın vetosuna takılan tasarılar, örgütün barış ve güvenliği sağlamadaki işlevsizliğini defalarca kanıtlamıştı.
Daimî üyelik, veto hakkı, temsil sorunu
26 Nisan’da İtalya başkenti Roma’da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Reformu paneli düzenledi. Reform yapılması istenilen konular daimî üyelik, veto yetkisi ve temsil sorunuydu. Panelde veto yetkisini sınırlandıran tarihi bir karar kabul edildi. Karara göre, Güvenlik Konseyi’ndeki daimî üyelerin veto yetkisini kullanması durumunda veto edilen konunun Genel Kurul’a on gün içinde taşınması kararlaştırıldı. (1) Reform sorunlara kalıcı çözüm getirmese de Türkiye’nin savunduğu reformlara yaklaşması açısından önemli ve Türkiye’nin savunduğu çizginin haklılığını doğrular niteliktedir.
İşlevsel bir BM için demokratik reformlar gerekli
Güvenlik Konsey’inde Orta Doğu’yu, Afrika ve Latin Amerika’yı temsil eden bir ülke hâlâ yoktur. Birleşmiş Milletler Genel Kurul’unda Afrika yüzde 28 ile temsil edilse de kendisini ilgilendiren konularda daimî üye olmadığından söz hakkı bulunmamaktadır. BM’nin dünyaya adalet getirmek gibi bir misyonu varsa, önce kendi kurumlarında adaleti tesis etmeli. Kendisi adaletsizlik üzerine kurulmuş bir örgütten adalet, barış, güvenlik getirmesi beklenemez.
Rusya neden yargılanamıyor?
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), soykırım ve insanlığa karşı suçların faillerini yargılamak için 20 yıl önce açıldı. Rusya saldırısının boyutları oraya çıktıkça BM’de savaşın sorumlularının yargılanması konusu gündeme gelmeye başladı. Savaş hukuku bariz bir şekilde ihlal edilse de faillerin cezai işleme tabii tutulmadığı birçok örnek olmasının yanında, Rusya’nın Güvenlik Konsey’indeki veto hakkı soruşturma açılmasının önünde engel teşkil etmektedir. UCM başsavcısı Karim Khan, Ukrayna’daki savaş suçlarıyla ilgili soruşturma başlattığını söyledi. Ancak ne Rusya UCM üyesi değil ve mahkemeyi tanımıyor. (2) Bir dizi uluslararası yargı kurumu, Putin’i Ukrayna’da işlediği savaş suçları konusunda yargılama yetkisine sahip. Ancak mahkemelerin çalışma şekilleri ve kararları uygulama şekilleri farklılık gösteriyor ve çok azının Rusya üzerinde etkisi vardır. UCM’nin bir devleti yargılayabilmesi için ülkelerin Roma sözleşmesine taraf olması ya da BMGK’nin resen şüphelileri UCM’ye sevk etmesi gerekmektedir. Rusya Roma Sözleşmesinden 2016 yılında çıktığından dolayı UCM, Rusya’yı yargılayamaz. Güvenlik Konseyindeki ülkeler Rusya’yı UCM’ye sevk etse de Rusya’nın BMGK’da veto yetkisi bulunduğundan kararlar Rusya tarafından veto edildi.
(1) https://turkey.un.org/en/179276-un-general-assembly-mandates-meeting-wake-any-security-council-veto
(2) https://www.reuters.com/world/how-could-russias-putin-be-prosecuted-war-crimes-ukraine-2022-03-22/