Birkaç gündür müzik dünyası Zerrin Özer'i konuşuyor. Daha doğrusu Zerrin Özer'in sosyal medyadan yaptığı açıklamayı.
Birkaç gündür müzik dünyası Zerrin Özer’i konuşuyor. Daha doğrusu Zerrin Özer’in sosyal medyadan yaptığı açıklamayı.
Zerrin Özer sosyal medya hesabından paylaştığı bir ileti ile müziği bıraktığını açıkladı. İletide Özer şöyle dedi: "Kıymetli dostlarım! Ben Zerrin Özer..! Birkaç gün önce mesleki kariyerimi kendi irademle noktaladım. Bu arada canlarıma açıklamalıyım ki sağlığım gayet iyidir. Hepinize, tüm canlarıma saygılarımı yolluyorum. Teşekkür ederim. Zerrin Özer"
Ben de bu küskünlüğü yaşadım, bilirim
Bu açıklamasının hemen ardından Zerrin Özer Twitter’da TT oldu. Müziksever bu açıklamasına üzüldü. Ben de çok üzüldüm. Burada beni üzen Zerrin Özer’in müziği bıraktığını açıklaması değil. Müziği bugün bırakır yarın başlar, o önemli değil. Burada önemli olan Zerrin Özer’in canına tak ettiren ve ona bu kararı aldıran şartlar. Bu şartların varlığı önemli. Bu şartları çok iyi bilirim. Yaşadım, hala da yaşıyorum. Müzikle uğraştığım gençlik yıllarımda her gün saatlerce piyano çalardım, etütlerle kendimi geliştirirdim. Beste yapardım, yarışmalara katılırdım. O zaman bugün gibi değildi şartlar. Hala orkestralar vardı. Belki kalemle değil ama bilgisayarla notaları ve partisyonları yazardık. İki binli yıllarda müzikte bir şeyler de yaptım. Birkaç şarkım hit de oldu. Sonra baktım ki müzik piyasasında müzik dışında her şey var. Siz duygularınızın emek teriyle bir şarkı yazıyorsunuz, kapitalist prodüktörler o şarkıyı ucuza senden almaya çalışıyorlar. Şarkını çıkıyor o şarkının hit olması için yapılan kirli oyunları görüyorsunuz. Hadi diyelim ki şarkın hit oldu. Sonra yılda bir iki bin lira telif alıyorsunuz. Yani nerden baksanız ofsayt. Lanet olsun dedim bıraktım müziği. Yaklaşık yirmi yıldır ne piyanoda ne de klavyemde bir notaya bile basmadım. Çünkü küstüm.
Türkiye’nin en iyi vokallerinden
Zerrin Özer çok iyi bir yorumcu. Ona bu kırgınlığında hak veriyorum ve onu çok iyi anlıyorum. Günümüzde müzik ve medya piyasası öylesine içinde çıkılmaz bir hal aldı ki artık bu sektörlerde iş yapmak imkânsız hale geldi. Şarkı bulacaksın para. İyi müzisyen bulacaksın para. O şarkıyı tanıtacaksın para. Yok klip parası, yok Youtube’ta izlenme, yok sahte tıklanma, yok sahte beğenme. Şarkın tutmazsa konser alamazsın. Konsere çıkmak için bir yerlerde bağlantıların olacak. Mutlaka taraf olacaksın. Ortada kaldın mı kimse seni adam yerine koymaz. Hele taraflardan biri adını çıkartıp diğer tarafa yamarsa sana bir bardak su bile vermeyecek. Zerrin Özer’e de TRT’de program yaptı diye yandaş dediler. Kadını yerden yere vurdular. TRT Müzik’te program yaptığı sıralarda kulağımla duydum TRT Müzik Dairesindekiler de çeşitli ithamlarda bulundular. Halbuki bu Zerrin Özer! O, ya da bu ya da şu değil. Türkiye’nin en iyi kadın vokallerinden biri ve hayatı boyunca hep hak ettiğinin bir adım gerisinde kalan bir yorumcu.
İnişlerle çıkışlarla dolu bir hayat
1981 yılında Türkiye’yi Eurovision Şarkı Yarışmasında temsil edecekken son anda onun yerine Ayşegül Aldinç gitti. Küçük bir kızken çalıştığı plak şirketinin sahibi onu taciz etti. Seksenli yıllarda Türkiye’nin en iyi gırtlağına sahip vokaliyken plakçısı ona Arabesk plak yaptırdı. İki binlerin başında bir ara adı Eurovision Şarkı Yarışması ile anılırken bunun deşifre olmasından sonra adı adaylar arasından çıkartıldı. Doksanlı yıllarda gönül bağı olan Kerim Tekin’i toprağa verdi. İki bin onlu yıllarda aşık oldu evlendi ama adam üçkağıtçı çıktı evliliği bir gün sürdü. Zerrin Özer’in hayatındaki şanssızlıkların tamamını anlatsam özel bir kitap çıkar. Aslında Zerrin, dünyada “kader” kavramının önemini kanıtlayan en önemli örneklerden biri. Kader yol vermeyince olmuyor.
Hak ettiği yer asla şu an bulunduğu yer değil
Zerrin Özer kötü bir yerde mi? Tabii ki hayır. Halkın gözünde de müzik endüstrisinde de gayet güzel ve prestijli bir noktada. Ama hak ettiği yer bu değil. O çok daha yukarıda olmalıydı, çünkü o bir yıldız ve yeri yıldızların yanı.
Bugün müzik piyasası da bir garipleşti.
Uzun lafın kısası, müzikte medya da tamamen rayından çıktı.
Böyle olunca da Zerrin Özer gibi insanlar da haklı olarak kırılıyor. Zerrin Özer 64 yaşında. Allah ömür versin. Bana sorarsanız son nefesine kadar şarkı söylemeli. Ama insanı böyle kırıyorlar işte.
Bundan sonra gençlerden, yeni nesilden başka biri Zerrin Özer gelir mi?
Hayatta gelmez!
Böyle teker teker kaybediyoruz gerçek değerlerimizi.
Dilerim bir müzik şirketi çıkar ve Zerrin Özer’e hak ettiği bir albüm yapar.
Dilerim bir organizatör, bir sponsor çıkar ve Zerrin Özer’e konserler verdirir.
Dilerim, herkesin hak ettiği güzel şeyleri yaşar ve onları “dilemek” zorunda kalmayız.
Zerrin Özer’in efsane albümleri:
Seni Seviyorum (Kent Müzik- 1980)
Sevgiler (Kent Müzik- 1980)
Mutluklar Dilerim (Kent Müzik-1984)
Kırmızı (Fono Müzik-1986)
Dünya Tatlısı (Fono Müzik – 1988)
İşte Ben (Sarp Müzik- 1990)
Sevildiğini Bil (Tempa Fonex – 1991)
Olay Olay (Tempa Fonex – 1992)