Bugün, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 97. yıl dönümü. Bu vesileyle Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü, saygı ve minnetle anıyorum.
Bugün, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 97. yıl dönümü. Bu vesileyle Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü, saygı ve minnetle anıyorum.
Cumhuriyet devrimleri, 17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa düşünce dünyasına egemen olan ve entelektüel ve felsefi bir hareketi ifade eden Aydınlanma’dan önemli ölçüde etkilenmiştir. İnsana ve topluma dair hemen hemen her konunun ele alındığı Aydınlanma Çağı’nda, cumhuriyetçi düşünce geleneği bağlamında da önemli tartışmalar yapılmıştır. Söz konusu tartışmalara, Fransız düşünür Montesquieu, “kuvvetler ayrılığı ilkesi” savunusu ile; Jean-Jacques Rousseau ise “genel irade” kavrayışı ile katkı vermiştir. Köklü bir siyasal düşünce geleneği olan ve felsefe tarihinde Cicero, Machiavelli, Spinoza, Pufendorf, Alexis de Tocqueville, Harrington, Jefferson, Madison, Kant ve Hannah Arendt gibi pek çok düşünür tarafından savunulan cumhuriyetçilik, cumhuriyet kavramından türetilmiştir. Latincede kamu ya da halk anlamına gelen “publica” sözcüğü ile bir aidiyet ifadesi olan “res” sözcüğünün bir araya gelmesinden oluşan “respublica” kelimesi, “kamusal etkinlik”, “kamusal sorunlar”, kamusal çıkar” anlamlarını içerir. “Respublica” kelimesinin Türkçedeki karşılığı cumhuriyettir. Cumhuriyet kavramını, teorik olarak eski Yunan’da ilk defa Platon’un, ardından Aristoteles’in dile getirdiğini söyleyebiliriz. İnsanın siyasal bir canlı olduğunu, iyi bir insanın iyi bir yurttaşlık erdemine sahip olması gerektiğini savunan cumhuriyetçi siyasal düşünce geleneği, farklı çıkarların ortak çıkara ya da tüm yurttaşların çıkarına tabi kılınması gerektiğini savunur. Farklı çıkarların tüm yurttaşların çıkarlarına tabi kılınması ise yönetimin, tek bir kişinin elinde ya da çıkar grubunun tekelinde olması yerine halkta olmasıyla olanaklıdır. Cumhuriyetçi siyasal düşünce geleneği, halkın gerçek temsilini olanaklı kılmak için adaletin egemen kılınmasına, iktidarın paylaşılmasına yani kuvvetler ayrılığına, hukukun üstünlüğüne özel önem verir.
Cumhuriyetçi kimdir?
v Gücünü yasalardan alan yönetimi savunandır.
v Cumhuriyeti, bir özgürlük rejimi olarak tanımlayandır.
v Çoğunluğun tiranlığı karşısında, ortak yararı koruyacak bir anayasal rejimin gerekliliğini savunandır.
v Toplumsal birliğe, ahlaki bir anlam yükleyendir. Yönetimin, tek bir kişinin elinde ya da bir çıkar grubunun tekelinde olmaması gerektiğini savunandır. Siyasal iktidarın tahakkümünü onaylamayandır.
v Yurttaşların yaşamlarını baskı altına alan her türlü yönetim biçiminin, gayri meşru olduğunu düşünendir.
v Her türlü keyfiliğin, yozlaşmanın karşısında durandır.
v Kamusal konulara öncelik verendir.
v Kamusal yaşamın, yurttaşı özgür kıldığını düşünendir.
v Siyasal örgütlenmenin odak noktasının, kamusal alan olduğunu savunandır.
v Yurttaşı, siyasal bir özne olarak görendir.
v Tartışılan kamusal meseleler hakkında bilgi edinen ve ortak karar alma sürecine katılarak kamusal alanda ortak yarar adına söz söyleyendir.
v Siyasal kurumların amacının, iyi yurttaş yetiştirmek olduğunu düşünendir.
v Demokrasinin, despotizme dönüşmeye eğilimli bir yönetim biçimi olduğunun bilincinde olan ve tam da bu nedenle demokrasinin, ancak cumhuriyetle birlikte bir özgürlük rejimi olabileceğini savunandır.
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.