Çok eski değil. 

28 Mayıs 2018 günü, Ankara'da bir plazanın 20. katından gepgenç bir kadın düşüyor ve şüpheli bir şekilde ölüyor.

Adı Şule Çet.

Bir genç kadın, ya da herhangi biri ne nedenle olursa olsun, durup dururken, bir plazanın 20.katından neden atlasın, ya da neden itilsin, neden öldürülsün?

Dava görülüyor.

Savcılık, dosyaya, bütün belgeleri, raporları koyarak, yazıyor ve..

Bu genç kadının, kesin ölüm sebebi tespit edilsin, cinsel taciz var mı kesin tespit edilsin, düşmeden önce mi ölmüş, yoksa düşerek mi ölmüş, bilinci yerindemiymiş tespit edilsin diyerek dosyayı Adlı Tıp Kurumu’na yolluyor.

Ben hakimlerin ve savcıların hiçbir davanın dosyasına önceden baktıklarını, okuduklarını ve çalıştıklarına inanmıyorum…

Ve bunların hiç kimseyi dinlemediklerini, herkesi azarlayarak, sindirerek ne diyeceğini bilemez hale getirerek davalara baktığını biliyorum.

Şahit oldum, gördüm.

Adam, ne söylersen, sana sormadım ki diyor.

Herkes şikayetçi, herkes adaletin kestiği parmağın çok acıttığını biliyor.

Allah düşürmesin diye diye ömür geçiriyoruz.

Neyse, bu dosyanın gerçekten Adli Tıp’a ihtiyacı var, onlar da yollamış.

Adli Tip Kurumu’nda 3 profesör, 2.doçent ve 1 uzman oturuyor inceliyor...

İki defa okuyorum, tıbbi bir sürü terim var, hiçbir şey anlamıyorum.

Sonuç olarak, otopside ağır beden travması bulguları olması nedeniyle, cinsel tacize uğradı mı, uğramadı mi kesin bir değerlendirme yapamadık diyor.

Düşme öncesi travmaya maruz kaldı mı, düşme olayı kendi iradesi ile mi, kazara mı, başkasının etkisiyle mi meydana geldi, şuuru yerinde miydi, öldürüldükten sonra mı atıldı...

3 profesör, 2 doçent, 1 uzman rapor yazıyor, biz hiçbir şey bilmiyoruz diyorlar.

Maşallah size, hiçbir soruya, bir tanesine bile cevap bulamamışsınız.

Siz bilimsel bir kurumsunuz, ne münasebetle hiçbir soruyu cevaplayamazsınız, bilemezsiniz?

Dünya da bu konuda inanılmaz ilermişler, neleri çözüyorlar…

Ve…

Adli tahkikatle aydınlansın diye dosyayı yolluyorlar.

Savcılık, Adli Tıp’a yolluyor, sen bul diye... Bunlar da savcılığa geri yolluyor, adli tahkikat yap, sen bul.

İnanılmaz değil mi?

Şimdi bu kızın ailesinin yerine koyun kendinizi.

Ahhh! Kızım seni cesur, çalışan, ayakları üstünde duran bir genç kız yetiştirmeye çalışırken, hayat kötü, insanlar kötü, insanlar acımasız, kendini koru, kendini kolla diye öğretmişken.

Evet kızım, ne yaşanırsa yaşansın kimsenin seni öldürmeye hakkı yok, ama gecenin 2’sinde, alkollü bu at hırsızı suratlı adamların ofisinde ne işin var, derken için için buna ağlarken.

Savcılığa ne diyelim, hakimlere ne diyelim, Adli Tıp Kurumundaki bu insanlara ne diyelim?

Hayatın, durup dururken canımızı yakma haline, doyamama haline ne diyelim?

Hiç tanımadığınız insanların, canımızı acıtmaya doyamama haline ne diyelim?

Sen gepgenç kadın pisipisine, canice paramparça öl.

Ölümünün ardından, adamlar, toplantı yapsınlar, anal sürüntüsünde bulunuldu mu, bulunulmadı mı, fiili livataya maruz kaldı mı, ona baksınlar.

Kimin umurunda Şule'cim.

Adamlar bilmiyor, işte..

En iyisi.

Sen ölmeye devam et.

Funda'nın aklındakiler...

... Ben internetten hiç alışveriş yapmam. Kumaşına elimin dokunmadığı, rengini, dikişini yakından görmediğim hiçbir şeyi almam.

Lüks markaların ürünlerini satan siteler var ve oradan kadınlar alışveriş yapıyor.

Bana inanılmaz gibi gelen bu durum, yeni alışveriş trendine uyamadığımı, belki de demode kaldığımı söylüyor…

Böyle marka ürünleri satan bir site, müşterilerinin milyonlarca parasını alıyor ve sayfasını kapatıyor.

Sonra, hemen başka bir isimle tekrar açıyor.

Adamı buluyorlar, neden yaptınız diye soruyorlar, bir derdi olan mahkemeye gitsin diyor.

Hem pişkin hem arsız hem hırsız...

Üçü bir arada zor bulunur.

Siz kadınlar, biraz akıllı olun yahu.

... Biri doktor, biri işletmeci 2 kız kardeş, beş yıl önce bir şirket kuruyor. Erkeklerin, iktidarsızlık sorununa çözüm getireceğiz.

Çok akıllıca, kimsenin aklına gelmeyen, cin fikirli bir girişimci hikayesi.

Hastaneye, doktora gitmenize gerek yok, biz mobiliz sizin evinize gelebiliriz ve tedaviyi böyle yapabiliriz diyorlar...

Türkiye için gezici bir cihaz üretiyorlar.

Bu konuda hastaneye gidemeyen erkekler çok memnun oluyor.

3 yıldır evli olup, hiç birlikte olamayan çiftler, babasını elinden tutup tedaviye getiren kız çocuğu, oğullarını topluca tedaviye getiren ailelere kadar, çarpıcı hikayelerle karşılaşıyorlar.

20 yaşlardaki erkeklerde iktidarsızlık oranı yüzde 20/30 oranında imiş.

Bu orana çok şaşırdım.

İki kızın, bu girişimi öngörmesine daha çok şaşırdım.

... Şu cümlelerden nefret ettim.

Herkesin, size saygı duyuyorum ama...

Damak tadıma uymadı.

Kuzummm...

Sıla haberinden...

Müslüm haberlerinden.

Demet Akalın haberlerinden...

Atardan, giderden...

Ağzının tavanını göstere göstere, karton yırtarak gibi kahkahalardan.