Kuzey Irak'ta Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin başkenti Erbil'de önceki gün bir restoranda yemek yedikleri sırada Türkiye Konsolosluk yetkililerine düzenlenen ve bir konsolosluk personeli ile iki Kuzey Irak vatandaşının hayatını kaybettiği saldırı çok yönlü olarak tartışılıyor.
Saldırının bazı ticari anlaşmazlıklardan kaynaklanmış olabileceğine dair kimi söylentiler de olmasına karşın eldeki verilen önemli ölçüde PKK’nın gerçekleştirdiği bir terör saldırısına işaret ediyor.
Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nden yapılan açıklamalar da önemli ölçüde bunu gösteriyor.
Saldırının biçimi de, zamanlaması da birçok açıdan dikkat çekici.
Tetiği çeken kişinin elinde iki silahla ateş etmesi, silahların susturucu takılı olması saldırganın profesyonel, saldırının da oldukça iyi planlanmış organize bir saldırı olduğunu gösteriyor.
Saldırının zamanlaması da hem Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne hem Türkiye’ye mesajlar içeriyor.
Eylül 2017’deki bağımsızlık referandumunun ardından bozulan Ankara-Erbil ilişkileri yakın dönemde düzelme sürecine girmiş, özellikle Neçirvan Barzani’nin geçtiğimiz ay başkanlık görevine gelmesinden sonra bu sürecin daha da gelişeceği öngörülüyordu.
Ardından bölgesel yönetimin istihbaratının başındaki Mesrur Barzani’nin de geçtiğimiz hafta başbakan koltuğuna oturması ve Türkiye ile ilgili verdiği sıcak mesajlar da, Erbil yönetimin yeni dönemde Ankara ile ilişkilerini üst düzeye çıkarmak istediğinin işaretleri olarak görülüyordu.
Dolayısıyla bu saldırıyla öncelikli olarak Ankara-Erbil ilişkilerinin baltalanmasının hedeflendiğini söylemek yanlış olmaz.
Bölgesel Yönetimi ile PKK arasındaki gerilim zaten örgütün geçtiğimiz ay “Güney Kürdistan Öz Savunma Güçleri” adlı bir silahlı grup oluşturarak özellikle Türkiye hedeflerine yönelik saldırılar düzenleyeceğini açıklamasından bu yana giderek tırmanıyordu.
Bölgesel Yönetim’den ardı ardına yapılan açıklamalarda PKK’nın bölgeden çekilmesi istenirken, “Kürdistan’ın istikrarsızlaştırılmasına izin verilmeyeceği” vurgulanıyordu.
Öte yandan Türkiye’nin yaklaşık iki ay önce başlattığı Pençe Harekâtı kapsamında PKK’ya verdirilen ağır kayıplar, bu harekât sırasında KCK’nın başkanlık konseyinin 7 üyesinden biri olan, örgütün Irak sorumlusu Diyar Garib Muhammed’in öldürülmesi, ardından Pençe Harekâtı’nın ikinci aşamasının başlatılması da PKK ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi arasındaki gerilimi daha da tırmandırdı.
Zira PKK gerek Diyar Garib Muhammed’in öldürülmesi gerekse de bu operasyonlar konusunda Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni Türkiye’ye destek vermekle suçlayarak ciddi tehditlerde bulunmaya başladı.
PKK’nın Erbil’deki bu saldırıyla Bölgesel Yönetime, “Türkiye ile iş birliğine devam ederseniz, burayı sizin için yaşanmaz hale getiririz” mesajı vermek istediği anlaşılıyor.
PKK, bu saldırıyla Türkiye’ye de, burada faaliyet gösteren ve göstermek isteyen Türk yatırımcılara da, “Kürdistan sizin için güvenli bir yer değil” mesajı vermeye çalışıyor.
Bugüne kadar Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile PKK’nın arası her zaman gerilimli oldu. Ancak gerek ABD gerekse de Fransa’nın uzun süredir bunları yakınlaştırma çabalarına rağmen ilk kez iki taraf arasındaki gerilim bu denli üst düzeye çıkmış durumda.
Bölgesel Yönetim yetkilileri bir süreden bu yana her fırsatta PKK’ya “bölgeden çıkın” diye açıklamalarda bulunuyor.
Bunun da ötesinde Kürdistan Bölgesel Yönetim’den ilk kez bu saldırı sonrasında PKK’nın bir eylemi ile ilgili “terör saldırısı” açıklaması yapıldı.
Rudaw televizyonuna açıklamalarda bulunan Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Grup Başkanı Umed Hoşnaw, saldırının bir provokasyon olduğunu belirterek, “KDP grubu olarak saldırıyı lanetliyor ve kınıyoruz. Bu saldırıyı daha çok terör saldırısı niteliğinde değerleniyoruz” dedi.
Kürdistan Bölgesi Parlamentosu’nun saldırıyı araştırmak üzere kurduğu araştırma komisyonunun başkanı Kürdistan Parlamentosu Güvenlik ve İçişleri Komisyonu Başkan Yardımcısı Osman Kerim Sıware, de “Bu saldırı terör saldırısıdır” ifadesini kullandı.
Bu açıklamalar, hem ilk olması hem de Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin bundan sonra PKK’ya karşı çok daha sert bir tavır takınacağının işaretlerini vermesi açısından oldukça önemli.
Muhtemelen bu saldırı Ankara ve Erbil ilişkilerini baltalamak bir yana, ilişkilerin daha da güçlenmesine yol açacak gibi.