Rus ve İran cumhurbaşkanları Tahran zirvesinde sürekli teröristlerden ve onları cezalandırmaktan bahsettiler ve Suriye milletine verdikleri önemi vurguladılar…
Güzel de Suriye milletinin çoğunluğuna yedi yıldır kan kusturan El Kaide veya DEAŞ’tan ziyade katil Esat rejimi oldu…
Neden üç buçuk milyon Suriyeli Türkiye’ye kaçtı? Neden iki buçuk milyon Suriyeli Lübnan ve Ürdün’e sığındı? Bir milyon Suriyeliyi kim öldürdü?
Şu anda neden üç buçuk milyon Suriyeli Esat’ın süngüleri ile karşı karşıya ve neden İdib’de ecel terleri döküyorlar?
Esat bugün askeri alanda büyük bir üstünlük sağlamış olabilir ama kalıcı barış ve siyasi çözüm silahla değil diplomasi ve barışçıl müdahalelerle gerçekleşir… İşte bu da Tahran zirvesinde Türkiye farkını gösteriyordu… Türkiye hep barışı ve uzlaşmayı teşvik ediyor.
İdlib’de o kadar insan tehdit altındayken Vladimir Putin boyuna teröristlerden bahsediyordu ama ecel terleri döken milyonlarca yerel insanın düştüğü durumdan hiç etkilenmemiş görünüyordu… Ama burada Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan müdahale etti ve halkı rahatlatmak için zirvenin ateşkes çağrısı yapması gerektiğini vurguladı ve sonunda teröristlere silah bırakma çağrısı gündeme geldi…
Ama neticede İdlib’de dram devam edecek ve halk Türkiye’ye doğru kaçmaya başlayacak…
Neticede Suriye’de bir gün barış sağlanır ama bu eli kanlı Esat sayesinde olmayacak. Aksine ona dur diyenler sayesinde gerçekleşecek.
Ülkenin çoğunluğu Esat’ı istemezken Rusya ve İran hala “Suriye’yi Esat yönetsin” diyebilir mi? Deseler bile bu iş çok çabuk yıkılır ve işler tabii mecralarda yürür…
Burada önemli olan Türkiye’nin yapıcı ve barışçıl tutumu ve İran ve Rusya’nın PYD, YPG, PKK teröristlerinin Fırat’ın doğusunda dizginlenmeleri gerektiğinde ve ABD’nin burada meşru bir varlığının olmadığının kabulü konusunda herkesin mutabakatı…