Bütün yaz sabahları ben on dakika sohbet ettim.
Ne kadar iyi kalpli, ne kadar naif, ne kadar samimi adam dedim..
Hep karısını anlatıyor, hasta, şekeri var, hani o kötü hastalık var ya, onu atlattı..
Herkes seviyor..
Oğlum gibi sevdiğim Ahmet, abim abim diye gözüyle onu arıyor, görünce gidip yanına oturuyor.
Onunla sohbet etmeyi seviyor.
Çok iyi adam, Funda abla diyor .
Her şeyini samimiyeti ile anlatıyor.
Yazın son günleri.
Görüyorum.
Cep telefonu elinde.
Eşim İstanbul'da hastanede çok hasta, tahlil sonuçlarını bekliyor.
Çok heyecanlıyız diyor.
Kızım da izin aldı annesinin yanında, bakalım hanımda ne çıkacak diyor.
İnşallah iyi çıkar, kötü bir şey yoktur, merak etmeyin falan diye teselli ediyorum.
Saatler ilerliyor, adamın gözü güneşte, denizde.
Haddim olmayarak.
Diyorum ki;
Keşke karınızın yanında olsanız, hem elini tutardınız hem de burada uzaktan stres içinde beklemezdiniz diyorum.
Karım beni yanına istemez diyor.
Neden diyorum.
Ben evde dışarıda olduğu gibi değilim, huysuzum diyor.
Karım sen gelme, orada kal diyor, hatta kızım aman baba sakın gelme, orada kal, biz burada iyiyiz, sana sağlık haberlerini veririz diyor.
Kadın akciğer kanseri atlatmış.
Metastaz gibi durumlar.
Günde iki paket sigara içiyormuş..
Eyvah diyorum.
Bir kadın evde otururken niye ve neden iki paket sigara içsin ki? Bir kadın kırk yıllık kocasına çok hasta iken tamda ona en çok ihtiyacı olduğu zaman aman gelme der ki.
Anlıyorum.
Adam el alem iyisi.
Etrafıma bakıyorum.
Kızı anasına, yaşlandıkça öleceksin, bütün paralarını çatır çatır yiyeceğim diyor.
Kız anasını savcılığa şikayet ediyor.
Anası noterden malın mülkün kıza kalmaması için önlemler alıyor.
İki kardeş birbirine haber vermeden tatile gidiyor, Instagram’dan nasıl durumdalar, öyle takip ediyorlar.
Ünlü kadınları takip edip, yağ çeken, yere göğe koymayan, o kadın başka kadınla kavga ettiği zaman sayfasında fitne fücurluk yapan, bir dolu çoluk çocuk sahibi anne kadınlar.
Berkay yumruk yiyip, burnu kırılıp, ameliyattan sonra yaptığı ilk açıklamada, erkek adam kavga eder, kavgada yumruk sayılmaz derken.
Günlerdir, aaaa adamın karısını taciz etmişler vah vah diyen insanları sırt üstü mat ederken.
İnsanlar onun için tartışırken, karısına üzülürken, o ne güzel yediği yumrukları saymamışken.
Başka bir şarkıcı kadın, "ohhh canıma da değsin" diye şarkıyı dilini çıkara çıkara söylerken.
Sonra, ben boşanıyorum, evime haciz geldi diye bu ülkenin gereksiz iki haftasını hart hurt yerken.
Hiç bir yere koyamadığın insanlar..
Artık, insanlar en fazla 3 saniye iyi olabiliyor.
Hainlik, hinlik, saflık, yalan hiç bu kadar kolay yan yana gelmemişti..
Bencil insanlar ve ister tuzu kuru, ister tuzu yaş insanlar, birbirine hiç merhamet etmezken..
Artık bize hangi dua şifa olur bilmem.
Funda’ya takılanlar…
... Bu konuyu, çok uzun uzun yazmayı düşündüm.
Sonra sebepsiz vazgeçtim.
Bizim yazlık site yüzde 99 Sözcü gazetesi okur..
Hürriyet gazetesi eser miktarda, Sabah gazetesi alanı dövecekler halinde, o kadar az sayıda satılır ve okunur ki.
Kadının biri, benim elimde Sabah gazetesini görüp size hiç yakıştıramadım demişti.
Öyle bir cevap almıştı ki doğduğuna pişman olmuştu.
Herkesin okuduğu gazeteye saygım var, gerçekten herkesi anlarım.
Kısacası bana ne.
Gelelim benim konuya.
Sözcü gazetesi okuyucusu, hepsi okumuş, demokrat, özgürlükçü, ülke sever, gelecek endişesi taşıyan, muhalif, iktidara şiddetle karşı insanlardır.
Tamam.
Şu anda yaz bitti.
Sitede herkes kışlığına döndü.
Kalanlar, evlerini oradan buradan büyütmek, sağa sola esnemek, üzere sinsice bekleyenler..
Pusucu inşaatçıları.
Komşunun manzarası kimin umuru, ağaçlar kimin umuru, imar yasası 2017 öncesini kapsıyor ama kimin umuru.
60 m2 evini 220 m2 yapma utanmazlığında arsızlıkla yarışma halinde kimin umuru.
Yahu diyorum.
Siz haksızlıklara karşı, yanlışlara karşı, ülke menfaati için 24 saat kavga eden, muhalif, homur homur, hep canı sıkkın insanlar değil misiniz?
Sizin bu yaptığınız, kaçak göçek, menfaatçi, fırsatçı, yasak ve çıkarcı üstelik illegal işler okuduğunuz gazeteye yakışıyor mu?
Hadi biz olsak, YeniBirlik gazetesi okuyucusu ya da Sabah gazetesi ya da Hürriyet gazetesi.
Neyse.
... Bu ahlaksızlık nasıl bu kadar çoğaldı bilmiyorum.
Bir insan hiç tanımadığı bir kadının sayfasına gecenin bir yarısı uyuyor musun yazar mı?
Yazmamalı öyle değil mi?
Sayfaya girip bakıyorum, iyi bir şey olmayacağı malum, ama hiç olmazsa şikayet ederim sayfayı kaldırtırım diyorum.
Sayfası seks görüntüleri ile dolu..
Adam, belli yaşın üzerinde, ayılar daha güzel fiziğinde, ayılara kurban olsun görüntüsünde, biri.
Muhtemelen birinin kocası, muhtemelen birilerinin babası ve hatta birilerinin dedesi.
Asabım bozuluyor.
Ahlaksız adam.
Allah senin bin belanı versin diyorum.
Hem de tez elden diyorum.
Bu yaşlı teke kimin dedesi..
Bu insanları fotoğrafı ile deşifre etmek lazım.