AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı kurulacak her oluşum, karşısına otomatikman Cumhur İttifâkı'nı alacaktır.
Önce hâfızamızı birer tâzeleyelim. Takvimler 2002 yılını göstermektedir. Türkiye, ağır bir ekonomik bunalım yaşamaktadır. Esnaf, Ankara-Kızılay’daki eski başbakanlık binâsının önünde, dönemin başbakanı Bülent Ecevit’in kafasına atarcasına, yazarkasa fırlatır. Zam oranları üç hânelidir ve yüzde 300, 500 gibi rakamlar telaffuz edilir. İki yıl önce yaşanan deprem dolayısıyla toplanan yardım parası, memur maaşlarının ödemesinde kullanılır.
Günümüzde ABD’nin başını çektiği Batılı devletlerin Venezuella’ya “devlet başkanı atama” yapmaları gibi, o zaman da Türkiye’ye bir “süper bakan” gelmiştir: Kemâl Derviş. “Süper Bakan” Derviş’in IMF’den getirdiği paralar, halkın cebine gitmek yerine pakedi açılmadan batık bankalara aktarılır.
Hükûmeti oluşturan DSP-MHP-ANAP koalisyonu sallantıdadır. Koalisyonun en büyük ortağı DSP’de taşlar yerinden oynamıştır. Ağır hasta hâliyle hastânede bulunan Başbakan Ecevit’in koltuğuna göz koyanlar “yeni oluşum” içine girmişlerdir. Kemâl Derviş, Hüsâmettin Özkan ve İsmail Cem’den oluşan üçlü sebebiyle bu oluşum “troyka” diye anılır. Bu oluşumun resmî adı “Yeni Türkiye Partisi-YTP”dir. DSP’nin içinden çıkan bu troyka, kısa bir zaman içinde çökünce de “trişka” (Hürriyet, 17 Ağustos 2002) olur.
Her üçlüyü bulan parti kursa…
Okeyde “dördüncü” aranır. Ama siyâsette “üçlü” olmanın bir câzibesi olsa gerek. Nicedir AK Parti’nin “eski isimleri” üzerinden benzer “troyka” söylentileri dolaşıyor.
Yeni troykanın kahramanları Abdullah Gül-Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan. Bu üç ismin üçü de AK Parti hükûmetlerinde bakanlık yapmış olan isimler. Bu üç ismin ikisi (Gül ve Davutoğlu), AK Parti hükûmetlerinde dışişleri bakanlığı yapmıştır Bir de Abdullah Gül’ün “Abdullah Gül Kardeşim” denilerek “Cumhuriyet Mitingleri”ne rağmen adaylığında ısrar edilip seçildiği cumhurbaşkanlığı var.
DSP’den çıkan troyka, sâdece bakanlık seviyesinde kalan isimlerden oluşuyordu. İşin içine başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı yapmış olmak girince, yeni troykaya işlerin başka olacağına dâir bir cesâret gelmiş olabilir. Henüz bu isimlerden resmî bir açıklama gelmedi. Belki de tıpkı 24 HAziran 2018’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP’nin başını çektiği ittifakta fikir birliği olmadığı için Abdullah Gül’ün aday olmaması gibi, bu oluşum da gün yüzüne çıkmadan kaybolacak.
AK Parti’ye karşı kurulması plânlanan bu troykanın nasıl bir yöntemle gün yüzüne çıkartılacağı henüz netleşmiş gözükmüyor. Yeni bir parti kurmaktan, mevcut bir partiye dâhil olup yürümeye kadar farklı seçenenler var.
Olmayacak duâya âmin denmez
Şahsen tecrübe etmedim, ama gözlemlediğim kadarıyla siyâsette makāmın tadını alıp daha sonra bırakmak zor oluyor. Fakat AK Parti’nin içinde çıkıp AK Parti’ye alternatif olma amacıyla atılacak her adım, bu isimlerin bu ülke için yaptıkları tüm müspet şeyleri yok edecektir. Zira bilmeleri gereken iki önemli husus vardır:
Birincisi, AK Parti’nin genel başkanı kim olursa olsun varlığını sürdürebilecek bir parti olmadığıdır. Gelecek yıllar ne gösterir bilinmez ama AK Parti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kurumsal hâlidir. Dolayısıyla AK Parti’nin hem genel hem de yerel seçimlerde aldığı ve alacağı oyların tamâmına yakını Recep Tayyip Erdoğan’a verilen oylardır. Yeni troykanın Recep Tayyip Erdoğan yerine AK Parti’yi hedef alıp kurulması, “gölge boksu” gibi olacaktır. Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alıp meydanlara çıkmak ise “seçim cerezi” olmalarına sebep olur.
İkincisi, AK Parti de dâhil olmak üzere mevcut hükûmet sisteminde tek başına hiçbir partinin yeterli olmayacağıdır. AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı kurulacak her oluşum, karşısına otomatikman Cumhur İttifâkı’nı alacaktır. Cumhur İttifâkı’na çarpan bir oluşum, sekip Millet İttifâkı’nın yanına düşeceği için, oyunu en az 3-0 yenik başlıyor olacaktır. AK Parti’nin içinden çıkıp Cumhur İttifâkı’na dâhil olamamak ve Millet İttifâkı’na muhtaç olmak ise HDP/PKK ile işbirliği yapmak anlamına gelecektir. Dolayısıyla CHP ve İyi Parti’nin bile bu işbirliğinden ağzının yanması kaçınılmaz iken, yeni troyka ölü doğmaya aday bir oluşumdur.
31 Mart sonrasına hazırlık
Köpeğin duâsı kabûl olsaydı gökten kemik yağardı, diye bir söz vardı. 31 Mart seçimleri sonrasında yağmasa da çiselemesi için duâ edilen kemikler, birilerine pirzola hayâli kurduruyor olabilir. Ama daha aday gösterme sürecinde yaşanan istifâlar bile Millet İttifâkı’nın sağlam olmadığını gösterdiği için, belki İyi Parti’ye “arka-daş” olacak bir oluşumun çalışmaları yapılıyor olabilir. CHP’nin “milletvekili gönderme servisi” devreye yeniden girip bu oluşumu paraşütle Meclis’e sokmak gibi hayra alâmet olmayan plânlar da yapılıyor olabilir.