Antropolojik tespitler, hiçbir toplumun ensest ilişkiyi tasvip etmediğini ortaya koymaktadır.
Bir sosyal antropolog ve dilbilimci olarak olayları linguistik açıdan bakmamam pek mümkün olmuyor.
Peşinen söyleyeyim ki, başlıkta her hangi bir espri ya da şaka yoktur.
Tanzimat ile başlayan Avrupa peşinde koşan umutsuz âşık rolümüz, 1953'te "uzatmalı sevgili" seviyesine; sonra "aday ülke" statüsüyle en fazla, siz deyin "söz kesme", ben diyeyim "nişanlılık" seviyesine yükseldi.
İbn Sînâ'nın güzel bir sözü vardır: "İlim ve sanat iltifat görmediği yeri terk eder.
Avrupa'nın kendini merkezde göstermek için "orta doğu" dediği Mezopotamya, insan kanının dünya toprağına ilk düştüğü yer olarak kabul edilir.
8 Kasım 2017 târihli yazımda dikkat çektiğim "Türkiye'de her 10 Kasım gündemi", 10 Kasım 2017'de daha da belirgin şekilde zuhur etti.