​TÜRKİYE'NİN FÜZELERİ

Hasan KÖNİ 19 Tem 2017

Hasan KÖNİ
Tüm Yazıları
Türkiye uzun uğraşlardan sonra Rusların ürettiği s-400 füzelerini elde etme hakkına erişti.

Türkiye uzun uğraşlardan sonra Rusların ürettiği s-400 füzelerini elde etme hakkına erişti. Türkiye bu füzelere, yabancı basında çıkan haberlere göre, 2.5 milyar ödeyecek. Ancak yıllarca teknoloji transferi yapılmadan sürekli yenilenen Amerikan silahları kullanan Türkiye’nin teknoloji transferini şart koştuğu görülüyor. Şimdilik, önümüzdeki sene iki adet s-400 batterisi Türkiye’ye verilecek ve bu dönemden sonra s-400’leri Türkiye üretecek. Bilindiği gibi Rusya Federasyonu daha öldürücü olan s-500’leri kendi silahlı kuvvetlerine teslim etmişti. Türkiye’nin de ilerde  kurduğu sistemi  s-500’lere yükseltmesi gerekiyor.

NATO  kendi silah sistemleri dışında bir sistemin kullanılmasından memnun değil. Kendi stratejik müttefikinin Rus füzeleri satın alması Amerika’yı rahatsız ediyor. Ancak, Türkiye’nin de bazı rahatsızlıkları var. Türkiye, Washington’un 2015’de Türkiye’yi korumak üzere gönderdiği Patriot füzelerini geri çekmesini, 2016 Temmuz darbesini hazırlayan Gülen’in, onlarca dosya gönderilmesine rağmen, iade edilmemesini, Irak ve Suriye’de YPG, PKK karışımı gruplara destek vermesi ve Suriye’deki Rakka operasyonunda bu grupları ileri sürmesini not etmiş durumda.

Türkiye’nin rahatsız olduğu diğer bir husus, yapılan teknik araştırmalar sonucu teknoloji transferi ile birlikte, Türkiye’ye  3,4 milyara mal olacak  Çin FD200 füzelerinin alımına itiraz edilmesine karşılık, Kıbrıs Rum yönetiminin ve Yunanistan’ın Ruslardan s-300 füzelerinin alınmasının, NATO sistemini rahatsız etmemesidir.

NATO’nun rahatsız olduğu önemli hususlardan biri Türkiye’nin bu füzeleri Ege ve Kuzey Doğu Anadolu’ya yerleştirmesidir. Bu bölgelerde Batı’nın koruması altında bulunan Yunanistan ve öbür tarafta ise Ermenistan bulunmaktadır. Öte yandan Ortodoks Hristiyan olan bu ülkeleri Ortodoksluk nedeniyle Rusya Federasyonu da korumaktadır. Rus bankalarının Kıbrıs’ta önemli yatırımları bulunmaktadır.

Füze sisteminin önemli bir özelliği, bizim NATO’dan aldığımız  silahlarda olduğu gibi, dost-düşman tanımlama sisteminin bulunmamasıdır. Füzeler, 250 millik bir alanda  uçakları, insansız uçakları, füzeleri takip etme, yok etme kapasitesine sahiptirler. Bu savunma sistemini Rusya Federasyonu şimdiye kadar Çin’e ve Hindistan’a satmıştır.

Türkiye tek bir tarafa bağımlı olmanın yetersizliklerini 1964 Kıbrıs olaylarında anlamıştır. Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye  gerekli olan çıkarma gemilerinin olmadığını ve şehir hattı vapurlarıyla  Kıbrıs’a çıkarma yapma durumunda kalınca anlamıştır. Günümüzde, İran dahil çoğu ülke kendi füze sistemlerini yaparken Batılı müttefiklerin, teknoloji transferi  yapmadan, verecekleri savunma sistemlerinden kurtulmanın zamanı geldiği sonunda anlaşılmıştır. Sıra kendi teknolojimizi üretme kapasitesine gelmiştir.