''SAMİMİ JOAN'' ÇUVALLADI

Refik ERDURAN 29 Tem 2016

Refik ERDURAN
Tüm Yazıları
Gençken Amerika'da ilk gördüğümde "zarif ama çetin kadın" izlenimi veren yüzü, devrim hayalcilerini heyecanlandıran sıra dışı sesi, konserlerini başkaldırı mitinglerine benzeten ünü ile çarpıcı bir şarkıcıydı.

Gençken Amerika’da ilk gördüğümde “zarif ama çetin kadın” izlenimi veren yüzü, devrim hayalcilerini heyecanlandıran sıra dışı sesi, konserlerini başkaldırı mitinglerine benzeten ünü ile çarpıcı bir şarkıcıydı. Riske girmeden “düzene direnen aydın” görüntüsünü akıllıca pekiştirerek, “We shall overcome” (“Zafer bizim olacak”) gibi şarkılarla gençleri coşturarak kısa sürede Amerikan solunun önde gelen müzik temsilcilerinden biri olmuştu. (“Dostumuz” Joan Baez’den söz ettiğimi anladınız tabii?)

Vietnam Savaşı yıllarında Hanoi’ye giderek dünyayı şaşırttı. Türkiye ziyaretlerinden birinde yüzüme muhabbetle bakarken çektirdiği fotoğrafı basınımıza yayarak beni de şaşırttı. Halkla ilişkiler hamlelerinin ülkeye zararı yoktur; yararı da olabilir. Nitekim Türkiye ziyaretleri arttıkça karşılıklı sempatimiz de arttı. “Baez’in Türkiye ile flörtü” gibi başlıklar dünya basınında daha sık görülür oldu.

Bugünlerde ülkemizde bir konser verecekti yine. Darbe densizliğimizden sonra bildirdiği iptal kararı herkesin üstünde soğuk duş etkisi yaptı. Tepkileri görünce yolladığı tevil mesajı ise öfkeyi artırmaktan başka işe yaramadı. Kendi canının derdinde değilmiş ama ekibindeki arkadaşlarının hayatını tehlikeye atamazmış. Avrupa ülkelerinde de bombalar patlıyor, yüzlerce insan parçalanıyor. Joan Hanım bacımız oradaki programları da çöpe atıyor mu anında? Tersine, olayların reklam gibi dikkat çekici etkisinden yararlanıyor. Son iptalin Türkiye’deki başlıca etkisi ise ülkemizde Joan Baez sevgisinin inişe geçmesi oldu. Haspa buna çok üzüldüğünü, eski aşkın tazelenmesini umduğunu açıkladı. Öyle bir sonuç tevil çabalarıyla değil, uzunca süre içtenlikli ve tutarlı saygı kanıtlamakla alınır.