New York

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bugün göğsünü gere gere Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi genel kuruluna katılacak ve yine küresel adalet düzeni kurulması için çağrı yapacak.

Neden göğsünü gere gere BM’ye gidecek? Çünkü Türkiye, BM ideallerini ayakta tutan, mazlumun ve düşenin yanında yer alan ama aynı zamanda Suriye dâhil dünyanın birçok yerinde barışı egemen kılmaya çalışan nadir BM üyelerinin başında geliyor da ondan.

Türkiye, Arakan’da da, Afrika’nın birçok yerinde de ve nihayet yanı başımızda Suriye’de defalarca mazlumun yanında yer alarak, ona kol kanat gererek lafla değil hareketleriyle özverisini ve samimiyetini ispat etmiş bir ülke.

Suriyeli üç buçuk milyon insana kol kanat germek, onlar için 35 milyar dolar harcamak her babayiğidin harcı değil. Arakan’ın yardımına bizzat koşan, sarıldığı Arakanlı çocuğa şefkat gösterip ağlayan Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan İngilizlerin bile takdirlerini kazanıp ödül almadı mı?

Ve bütün bunların üzerine bir de barış için kendini paralayan bir Türkiye var.

Milyonlarca göçmenin Avrupa’ya akın etmesini ve barışa ciddi tehdit oluşturmalarını önleyen bir Türkiye var.

İdlib halkını ipten kurtaran, Suriye barışı için Astana sürecini başlatıp lokomotif görevi üstlenen bir Türkiye var…

Yani Atatürk’ün Yurtta Sulh Cihanda Sulh prensibini en iyi şekilde yücelten bir Türkiye var.

Kaybolmaya yüz tutan Birleşmiş Milletler’in yüce değerlerini tek başına ayakta tutmaya çalışan bir Türkiye var.