Bugünlerde Kıbrıs sorununa çözüm arayışlarına yönelik müzakereleri duymuşsunuzdur. Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde İsviçre'nin Mont Pelerin kasabasında yapılan  müzakerelerde güç paylaşımından yönetime kadar birçok konularda görüşmeleri sizlerde takip etmişsinizdir. Rum lider Nikos Anastasiadis ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı aynı masada bulunmuşlar ve uzlaşma tam olarak  yapılamamış tabi (müzakerelerin yapıldığı Le Mirador otele dahi gazeteciler yaklaştırılmayınca devreye gizli kaynaklar yani fısıltı gazetelerinden aldığımız bilgiler girer) ve garantör ülkelerin katılacağı 5’li konferans (Türkiye, Yunanistan, İngiltere) yapılmasına yönelik müzakerelere virgül atılmış.

Müzakerelerin son aşamasında özellikle en önemli 6 konu başlıklarından 2’si güvenlik ve garantiler konusunun son aşamasında Rum Lider Nikos Anastasiades’in danışmanlara danışmak için zaman isteyip, hatta “ben bir şey diyemiyorum hazırlıklı değilim” deyip masadan kalkması ve Güney Kıbrıs’a değilde tee Yunanistan’a gitmesi neyi ifade ediyor? Siz düşünün artık!

Neyse buna da eyvallahh… “Hemen git seni burada bekliyoruz” demişler. “Yok efendim 1 hafta süre verin” demiş… Gitsin danışsın bakalım danışmanları ne diyecek?

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın işi hiç kolay değil ancak, arkasında  koskoca Türkiye Cumhuriyeti var .                                                           Eğer, Anastasiades toprak kriterlerine yönelik 5’li konferans yapmayı kabul ederse ve kalktığı masaya tekrar geri dönerse kriz çıkmaz ancak müzakereler ocak ayına kadar uzar ise Güney Kıbrıs’ta sesler yükselmeye başlar.