​GENE AFGANİSTAN

Hasan KÖNİ 25 Ağu 2017

Hasan KÖNİ
Tüm Yazıları
Biz sivillerin en çok şaşırdığı olay, büyük ülkelerin güçlü askeriyeleri, istihbaratları, dünyanın geleceğini inceleyen analizcileri olmasına karşılık, ülke dışı müdahalelerinde devamlı yanlışlıklara düşmeleri ve kendileriyle birlikte müttefiklerini de başarısızlıklara sürüklemeleri, gelişmelerin kendi üzerlerine yıkılacağını öngörememeleri.

Biz sivillerin en çok şaşırdığı olay, büyük ülkelerin güçlü askeriyeleri, istihbaratları, dünyanın geleceğini inceleyen analizcileri olmasına karşılık, ülke dışı müdahalelerinde devamlı yanlışlıklara düşmeleri ve kendileriyle birlikte müttefiklerini de başarısızlıklara sürüklemeleri, gelişmelerin kendi üzerlerine yıkılacağını öngörememeleri.

Amerika, Sovyetler Birliği’ni zor duruma düşürmek için, Pakistan istihbaratı, Suudi Arabistan parası ve desteği ile, yarattığı Taliban’la on altı senedir mücadele ediyor. 2001-2016 yılları arasında Amerika’nın Afganistan için harcadığı para miktarı 1 trilyon doları buluyor. Bu rakama Pakistan’a yapılan yardımlar dahil değil. Trump’a göre, Amerika bu defa Afganistan’a ulus oluşturmak için değil, ancak teröristleri öldürmek üzere gidileceğini açıkladı.

Öte yandan, Trump, gene eski Pakistan Devlet Başkanı’nın eliyle yarattıkları Pakistan’ın muhafazakar İslam’a dönüşmesinden ve Afganistan’ın kara ve hava sahasını fiilen denetlemesinden dolaylı olarak Taliban’ı desteklemesinden rahatsız. Fort Myers, Virginia’da Amerikan askerlerinin önünde yaptığı konuşmasında, : ‘…bu kadar, milyonlarca dolar yardım yaptığımız Pakistan’ın teröre destek vermesi kabul edilemez’ dedi. Hatta Pakistan’ın rakibi olarak gördüğü Hindistan’ın teröre karşı mücadelede burada rol alabileceğini belirtti. Amerika herhalde kendi içindeki terörle mücadele eden Çin’in bu hususta Müslüman Pakistan’ın yanında yer almayacağını da hesapladı. Amerikalı stratejistler, Rusya ve İran’dan sonra müttefiki Pakistan’a ekonomik ambargo uygulaması gerektiğini düşünüyorlar. Bilindiği gibi aynı şekilde, Trump, Suudi Arabistan gezisinde, terörü finansa ettiği ileri sürülen Katar’ı diğer Sünni ülkelerle birlikte sıkıştırmıştı. Belki de Amerika kendi desteklediği İslam ülkelerine birbirine çarptırma ve radikalleştirme politikasından vazgeçmeye  artık mecbur oldu.

Trump, ilk demeçlerinde, gereksiz masraflara yol açan Afganistan’dan asker çekmeyi ve sonunda çekilmeyi önermesine karşın, tekrar Afganistan’a 3 bin-4 bin askeri danışman göndermeyi planlıyor. Amerika, Afganistan’a ilk müdahalesini yaptığı 2001 yılında Afganistan’da bin 300 askeri vardı. Bu sayı 2010 yılında 100 bine kadar çıktı ve 2010 yılında Arap baharı ve Suriye müdahalesinin başlamasıyla  2011’den itibaren bu sayı epeyi aşağılara indi ve günümüzde Afganistan’da bulunan beş Amerikan üssünde  8 bin 400 Amerikan askeri bulunuyor. 2001-2016 arasında Afganistan’da yapılan çatışmalarda ölü sayısı yüz on bini aşıyor.

Bazı stratejistlere göre Afganistan ve Pakistan, Amerika’nın mücadele verdiği diğer bölgelere daha marjinal stratejik çıkarlara hizmet ediyor. Amerika’nın Afganistan’dan çıkmasıyla birlikte bu bölgedeki terörü önleme çabaları, şimdilik Amerika’ya karşı Taliban’a dolaylı destek veren Rusya, Çin ve bölgedeki diğer devletlerin üzerinde kalacak. Amerika, kendisinin bu bölgeden çekilmesinden sonra Taliban’ın devleti ele geçirmesinden ve bu bölgenin teröristlerin yeni eğitim ve yerleşim alanı olmasından, korkuyor. Amerikalı komutanlar terörizme karşı yapılan savaşı, diğer konvansiyonel savaşlara göre  ‘lisansüstü derecede’ bir savaş olduğunu biliyorlar. Tek bir alanda galip gelinerek savaş bitmiyor. Savaş içerde, dışarda her cephede yıllarca devam edibiliyor. Terörizme karşı koyma stratejisi, stratejik sabır ve  yeterli kaynak gerektiriyor.

Terörizme karşı yapılan savaşta yalnızca askeri operasyonlar yok. Bu tür savaş; siyasal, diplomatik, ekonomik askeri ve yoğun bir iletişim gücü gerektiriyor. Oysa, Amerika’nın Trump döneminde dışişleri bütçesi epeyi kesintiye uğramış durumda. Savunma bakanı Mattis; ‘Dışişlerini beslemezseniz orduya daha çok cephane gerekecek’ diyor. Teröre karşı mücadelede terörist öldürmekten çok hedefin, halkın desteğini alan yerel yönetimlerin canlanması gerektiği belirtiliyor. Oysa, Afganistan yönetimi  çok zayıf ve halktan uzakta. Afgan güvenlik güçleri de zayıf ve savaş deneyimleri az. Afganistan güvenlik güçlerinin zayıflığı, ordu ile polisin birbiriyle karıştırılması nedeniyle düzensiz. Durumu düzenlemek için, Amerika yolladığı danışmaların sayısını 2013’ten sonra azaltmış durumda.

Afganistan halkı ile olan ilişkiler, güvenlik güçlerinin yaptığı operasyonlardan daha önemli.

Bu nedenle Amerikan yardım kuruluşlarının daha iyi çalışmaları gerekiyor. Amerika’nın açık ve belirgin bir stratejisi yok. Savaşı sona erdirme planları ise zayıf gözüküyor.

Trump söylemleriyle Batılı müttefiklerinin çoğunu darıltmış durumda. Başta, Almanya olmak üzere bir çok Batılı ülke bu alanda görev almak istemiyor. Amerikan parlamentosu Asya’da yeni bir güç kullanımına izin verecek mi? Vermeyecekse, savaşı kaybetmeğe başladıkları için Amerikalı generaller, son oyuncu olarak topun Trump’ın elinde kalmasını mı istiyorlar?

Bu uzun mücadelenin sonuçlarının nerelere kadar yansıyacağını yakında hep birlikte öğreneceğiz.