Sarı-kırmızılı takımın artık son maçlarında sık sık gündeme gelen oyundan alınan futbolcu isyanları hem böylesine zor zamanda yöneticilik gibi güç bir işi sırtlanmış idarecileri hem de teknik direktör Holde Riekerink'i zor durumda bırakıyor. Selçuk, Yasin ve Sinan gibi takımın önemli silahlarının "Niye oyundan ben alındım?" dercesine gösterdikleri tepkilere çok şükür ki, Galatasaray'ın taraftarları katılmadı. Çünkü aslında bu futbolcular "Hayır biz bu görüşte değiliz amacımız bu değil" deseler karşı çıksalar da aslında taraftarla teknik adamı karşı karşıya getirmeyi hedefliyorlar. Şimdilik taraftarlar bu tepkilere seyirci ama yarınlar ne getirir bilinmez. 

İmamı Rabbani hazretlerinin mektubatında "Taun" hastalığıyla ilgili bir yazı okumuştum. O büyüğümüz "Kuddise sirruh" özetle buyuruyorlar ki, "Bu hastalık yağlı bir lokma istiyor. Onu almadan gitmez" biz de Galatasaray'daki bu isyan ve protestoların yağlı bir lokma istediği görüşünü taşıyoruz. İsyan edenleri affetmek tabii ki büyüklüktür ve doğrusudur. Lakin diğerleri de görüyor ki ne yaparsan yap af var o zaman isyana devam. Bunun önüne geçmek için Galatasaray yönetimi kalitesi, emeği ve geçmişi ne olursa olsun böyle yapan futbolculardan birini kapının önüne koymalı. Böylece isyanlar bıçak gibi kesilecek. Kalanlar formanın ne kadar kıymetli ve değerli olduğunu bilmekle kalmayacak ekmeğinin elinden gidebileceği gerçeğiyle yüzleşecek. 

Yoksa Riekerink'e "Otorite boşluğu mu var?" diye soruların ardı arkası kesilmez. Aynı soruyu Fatih Terim'e, Şenol Güneş'e sorabiliyorlar mı?

Ancak medyamız ve kamu oyu oluşturmada etkin olan bazı yazarlarımız "Kolay lokma" olarak Riekerink'i gözlerine kestirdiklerinden onu ateşin önüne atıyorlar...

Efendilik Beşiktaş'a yakışır ama ya bira şişeleri?

Beşiktaş'ın Başakşehir'i konuk ettiği maça Sinanpaşa Camii'den Dolmabahçe'ye kadar yaya yürüdüm. Daha caminin dış kapısında seyyar bira satıcıları ve onlardan alış veriş eden siyah-beyaz formalı gençler vardı. Kimin ne yediği kimin ne içtiğiyle ilgilenmek görevimiz değil kuşkusuz yalnız Beşiktaş'daki "Kazan"ın sahip ve yöneticilerine büyük saygım var. Onlarda iman ve sevgi işaretini her bayram öncesi görüyoruz maşallah diyelim ve konumuza dönelim. Vodafone Arena'ya kadar hemen her 100 metrede bir bira satıcısı vardı. Bazı sorumlu gençler "Beyler şişeleri yerlere atmayalım" ikazını yapma büyüklüğünü de gösteriyorlardı. 

Beşiktaş'ın sloganı "Efendi Beşiktaş" çok hoş ve yakışmış ancak yanlarında hanımlar olanlar bazılarından bile Galatasaray'a küfürler işittik. 

Efendiliğe yakışan hareket ve  eylemlerin çoğalması en büyük arzumuz ve Beşiktaşlılardan beklentimiz. Sadece Beşiktaş değil elbette diğer kulüplerin taraftarlarının da sorumlu olmaları gerekiyor. 

Fenerbahçeli taraftarlar için en büyük imtihan Beşiktaşlı Gökhan Gönül'e davranışları olacak. Onun bir zamanlar alkışladıkları isim olduğunu bakalım hatırlayan olacak mı?

Fenerbahçe'de Yiğithan sevinci kupa şokunu bile unutturdu

Beşiktaş derbisi düşünülerek bazı as oyuncuların kenarda tutulup yedek isimlere forma verilmesi Gençlerbirliği maçının kaybedilmesine yol açtı. Dick Advocaat rakip takımın teknik adamı Ümit Özat'ı "Böyle bir maça neredeyse tam kadro çıktılar!" diye suçlamasını yadırgadığımı ifade etmeliyim. Sen kendi takımından sorumlusun başkasının işine karışma demek geliyor içimden... Neyse Hollandalı teknik adam Genç takımlarda 8 numaralı formayı giyen ve asıl mevkisi ön libero olan 1.93 boyundaki Yiğithan'ı taraftarlarla buluşturdu. Asıl görev yeri stoper olarak da ifade edilen 1 metre 93 cm boyundaki Yiğithan, bu sezon 21 yaş altı takımıyla 7 maça çıktı ve 2 gol kaydetti. Yiğithan bir gol de Gençlerbirliği'ne atarak her zaman profesyonel takımda oynayabileceğinin sinyalini verdi. Genç oyuncunun kazancı Fenerbahçe'ye kupa şokunu dahi unutturdu. 

Trabzonspor taraftarlarının sabırlarını zorluyor

Büyüklerden sadece Galatasaray'ı yenen ligde eski günlerini mumla arayan Trabzonspor kadrosunu değiştirmek ve güçlendirmek için Akhisarspor'dan Rodallega'ya teklif götürmüş... Taraftarlarının sabırlarını zorlayan bordo-mavili takıma Kolombiyalı golcünün ilaç olup olamayacağını bilemeyiz ama en azından umutların tazelenmesi için nefeslenme olacak. 

Dr. Muharrem Usta ve teknik direktör Ersun Yanal'a güvenilip inanılması taraftarıyım ve koskoca Kasım ayında alınan başarısız sonuçlar tepkileri de beraberinde getiriyor. Rodallega olur ya olmaz ama kısa zamanda çözüm getirecek isimlerin alınmasından başka çare yok...