DAEŞ'TEN SONRASI NE?

Hasan KÖNİ 08 Nis 2016

Hasan KÖNİ
Tüm Yazıları
Batılı devletlerin kendi ülkeleri dışında aptıkları savaşlarda düşmanlarını endikten sonraki politikaları ne.Eğer,II Dünya Savaşı sonrasına bakacak olursak zaten endüstriel toplumlar haline gelmiş Almanya ve Japonya"yı demokratikleştirmek ve kapitalistleştirmek nispeten kolay olmuş.

Batılı devletlerin kendi ülkeleri  dışında aptıkları savaşlarda düşmanlarını endikten sonraki politikaları ne.Eğer,II Dünya Savaşı sonrasına bakacak olursak  zaten endüstriel toplumlar haline gelmiş Almanya  ve Japonya”yı demokratikleştirmek ve kapitalistleştirmek nispeten kolay olmuş. Ancak,her iki ülkede de hala üsleri bulunuyor ve zaman içinde devlet başkanları Amerika tarafından dinleniyor. Ancak,Batının rejim inşa etme modelleri  tamamen ayrı bir kültüre sahip ülkelerde başarılı olamıyor.Irak rejimi,Libya rejimi,Afgan rejimi ve Suriye’de diktatör Esed”e karşı savaşarak daha demokratik bir rejim oluşturma hayali hep başarısızlıkla sonuçlandı.Suriye”de Esed”i devirmek isterken ülke devlet dışı aktörlerin yarattığı ve devlet gibi davranmaya çalışan ve Müslümanlığı temsil ettiğini iddia eden aşırı reaksiyoner bir yapı ortaya çıktı. Mısır’da  uzun zaman Amerika’nın  dostu olan ve İsrail’le 1977”de barış anlaşması imzalamış bir rejime karşı halk hareketi  desteklenirken ortaya çıkan Mürsi rejiminin pek Batı ve İsrail dostu olmadığı anlaşılınca,Sisi”nin askeri darbesine ses çıkarılmadı. Acaba Batılıların gerçek amaç ve  beklentileri  , stratejileri başka olup kendi Müslüman müttefiklerine başka  gelişmeleri mi algılattı ?Belki bir Sünni-Şii çekişmesi çıkarıp,İran”a asıl düşmanının İsrail olmayıp Suudi Arabistan mı olduğunu mu algılatmak istediler .İsrail”in sürekli İran’a saldırı hazırlığı içinde olduğu haberleri ve Amerika’nın  bu saldırıyı önlediği  söylemle İran ve Rusya’yı tehlikenin büyüklüğüne ikna için gerçekleştirilen imajlar mıydı  ?Böylece Rusya ve Çin’in yardım ettiği İran’ı nükleer silah üretiminden vazgeçirerek bir anlaşmaya mı sürüklediler? DAEŞ ummadıkları bir büyüklüğe erişip kendini aratan eli ısırdığında DAEŞ”e karşı Rusya’nın Orta Asya Müslüman kitlesinden korkularını canlandırıp Suriye”de aktif rol almasını sağlayıp,Rusya”nın beklenen davranışları   aştığında bir uçağını vurdurup belli bir çizgide durmasını mı sağladılar? Müttefiklerimiz ,Esed”e karşı bizi yanlarına alırken,Suriye”de karşımızda Rusya,İran ,Hizbullah gibi güçlerin bulunacağını ve Suriye’nin Kürt kartını oynayabileceğini ,Amerika’nın askeri müdahalesinin olmayacağını ve  bu zor durumlarda  yanımızda olacaklarını belirttiler mi?
Yoksa,Ortadoğu”da Arablar Sünni-Şii mezhep ayırımı ile birbirine girerken bu olaya İran”ı da ekleyip Filistinde iki Devlet oluşturması sorununu bir müddet daha mı ertelediler? Şimdi,DAEŞ,Suriye ve Irak’ta gerilerken, Birleşmiş Milletlerin gözetiminde  yapılan diplomatik görüşmeler belirsizliği çözebilecek mi?Görüşmeler devam ederken Suriye ve Irak”ta gelişmeler hızla ilerlemekte.Amerika”nın söylemlerinin tersine Suriye”de Esed”in yer alacağı bir çözüme gidilecek gibi gözüküyor. Hiç olmazsa bir süre.
Irak”taki duruma gelince,Irak”ın Kerkük Eyaleti yöneticisinin söylediğine göre sorun,DAEŞ değil.Asıl sorun kötü yönetim ve mezhepçilik. Irak’ta yönetimsel ve siyasal değişim olmadan DAEŞ”ten sonra  durumun daha karmaşık olabileceği tartışılıyor. Musul,DAEŞ”ten arındırıldıktan sonra  Sünni Araplar ve Kürtlerin bu bölge üzerindeki beklentilerinin nasıl çözüleceği meçhul.Gerek Sünni Araplar gerekse Kürt yönetimi Musul civarında Türkleri görmek istemiyor.Aynı görüş Batılı müttefiklerimizde de var.
Öte yandan önemli bir Amerikan gazetesinde belirtildiği gibi,petrol alanlarına yapılan bombalamalar sonucu mali sıkıntı içinde olan DAEŞ”in Paris ve Brüksel bombalamalarına finansal ve materyel bir katkısının olmadığı ileri sürülüyor.DAEŞ devri kapanırken Ortadoğu”daki en önemli ve temel sorun olan Filistin sorunu çözümsüz kalacağı için DAEŞ”ten sonraki yeni ajandanın ne olacağı,Müslüman dünyanın neyle meşgul edileceği merakla bekleniyor.