İstanbul Boğazına alternatif kanal projesi taa Roma İmparatorluğuna kadar gider. İlk kez 1550 yılında Kanuni Sultan Süleyman döneminde gündeme gelmiş.

Ancak dönemin iki büyük mimarı Mimar Sinan ve Nicola Parisi hazırlıklara başlamasına rağmen, savaşlardan dolayı proje hayata geçememiş. 

2011 yılında dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Çılgın Proje"si olarak ilk defa basına yansımış; ancak projenin adı, içeriği ve yeri uzun süre gizli tutulmuştur. 

Kanal İstanbul; 400 metre genişliğinde, 43 kilometre uzunlukta  olup, 25 metre derinliğinde 6 köprü ve en fazla 6 katlı binalardan totalde ise 500 bin kişilik nüfusa göre planlanmış. Kanal, büyük gemilerin geçişine izin verecek şekilde tasarlanacakmış. Güzergah ise Küçükçekmece ile Arnavutköy arasında tahmin edilip, yaklaşık  20-40 milyar dolara mal olabileceği  düşünülmekte.

İstanbul’a kurulacak yeni şehirde donatı alanları, konferans salonları, turizm merkezleri ve parklar yer alacak. Anadolu Selçuklu motifleriyle yapılması kararlaştırılan yeni şehirde siluete de dikkat edilecek. 

Böylesine çılgın projeler ülkemiz adına beni de güçlendiriyor.

Ancak, kafama takılan bir kaç sorum var.

- O bölgede yaşayan hayvanlara ne olacak?                                                 

- Böceklere ve ağaçlara ne olacak?                                                                 

- O bölgede yaşayan binlerce çeşit balık ne olacak?                                   

- Su havzalarındaki yön değişimiyle ile ilgili su sıkıntısı ile kanalizasyon sorununa nasıl çözüm bulunacak?                                                               

- Coğrafi konumdan dolayı fay hatların hareketlenmesine ve de deniz bilimcilerin bahsettiği girdaplar karşısında önlem alınabildi mi?             

- Montre Anlaşmasına göre Kanal İstanbul’dan gemiler geçecek mi?