7 MADDEDE 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNİN FARKLARI

Erol ERDOĞAN 20 Tem 2016

Erol ERDOĞAN
Tüm Yazıları
Darbe metinlerinde 'yönetime el koymak' şeklinde bir ifade vardır. 27 Mayıs bildirisinde bu ifade "Türk Silahlı Kuvvetleri, memleketin idaresini ele almıştır", 12 Eylül bildirisinde "Türk Silahlı Kuvvetleri, ülke yönetimine bütünüyle el koymuştur

Darbe metinlerinde ‘yönetime el koymak’ şeklinde bir ifade vardır. 27 Mayıs bildirisinde bu ifade “Türk Silahlı Kuvvetleri, memleketin idaresini ele almıştır”, 12 Eylül bildirisinde “Türk Silahlı Kuvvetleri, ülke yönetimine bütünüyle el koymuştur”, 15 Temmuz 2016 metninde de “Türk Silahlı Kuvvetleri (Yurtta Sulh Konseyi) yönetime el koymuştur” şeklinde yer almıştır. Darbecilerin amacı, devletin kötü yönetildiğini veya yönetilemediğini düşünerek, yönetimi ele alarak düzeltmek, sonrasında çekilmektir. Onun için darbeciler ‘yönetime el koyarak’ siyaseti rafa kaldırırlar. Bunu yaparken millete, devlete, kamu malına ve ekonomiye zarar vermemeye çalışırlar. Elbette her zaman onların düşündüğü gibi olmaz, her darbe sonuçta millete zarar verir. 15 Temmuz 2016 darbe girişimi, ‘klasik darbe’ olmaktan uzak gözüküyor. Neden öyle düşündüğümü madde madde yazacağım.

Yönetime değil devlete el koymak: Darbe için yapılan hazırlıkların çok geniş olduğu gözüküyor. Her yer için personel ve atama listeleri hazırlanmış. Sadece ‘yönetime el koymak’ değil devletin tamamına el koymak amaçları olduğu aşikâr.

Geçici değil kalıcı olmak: Planın bu denli geniş olması ve bildiri metninde ortaya konan siyasi, sosyal ve diplomatik hedefler, darbecilerin birkaç yıllığına değil daha uzun vadeli (belki de kalıcı) bir askeri iktidar hedeflediklerini gösteriyor.

Çoklu darbe: Darbeler genelde siyasete yönelik olur ancak 15 Temmuz darbe girişiminde çoklu darbe planı gözüküyor. Darbenin hedefinde hükümet, ordu, bürokrasi ve millet var. Her hedefle ilgili özel hazırlıklar yapmış.

Katliamlı darbe: Darbeyi alanda uygulamak üzere cuntadan görev alan ekiplerin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı öldürmek planı başta olmak üzere gerektiğinde herkese (direnen askerler, siyasetçiler, siviller gibi) silah sıkmak üzere talimat almış olmaları darbecilerin katliam kültürüne işaret ediyor. Darbeciler ilk 7-8 saatte 200’den fazla kişiyi öldürdüler, 2 bine yakın kişiyi de yaraladılar.

Mistik motivasyon: Darbecilerin önemli bir kısmının FETÖ/PDY mensubu olması, önceki darbelerden farklı olarak 15 Temmuz darbe girişiminde mistik/dini bir motivasyon farkı ortaya koymuştur. Oysa darbeci askerleri, millete saldırtan şey bir inanç veya bilinç değil bir sapma ve sapkınlık halidir.

İşgal ve düşmanlık duygusu: 15 Temmuz darbe girişimcileri, devlet yönetimini ele geçirmek için değil, Türkiye'yi yıkmak için saldırdılar. TBMM, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Başbakanlık binası, MİT binası, TÜRKSAT gibi yerleri bombalamaları bunun işaretiydi. TBMM'ye bomba atmak ancak işgal kuvveti işidir.

Direniş farkı: 1960 ve 1980 darbelerinde millet “Ordumuz yönetime el koydu, yapacak bir şey yok” korkusu içindeyken 15 Temmuz’da, milletimiz devlete, hükümete, Cumhurbaşkanına ve sokaklarına sahip çıktı. Boris Yeltsin, 1991'de tankın üstüne çıkarak darbeyi önlediği için dünya tarihine kahraman olarak yazılmıştı. 15 Temmuz gecesi Türkiye'de yüzlerce insan tankların üstüne çıktı ve darbeyi sokaklara gömdü. Ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım süreci doğru yönetti. Medya ve tüm siyasi partiler gecikmeden darbe karşısında yer aldılar.