Siyasete oldum olası mesafeliyim.
Siyasete oldum olası mesafeliyim. Isınamadım daha önce de bu durumu zaman zaman belirttim. Fakat şu an hakikaten Kılıçdaroğlu’nun izlediği siyaseti görünce, artık içimden “lanet olsun böyle bir siyasetçi anlayışına” diye bangır bangır bağırma ihtiyacı duyuyorum. Tiksinti geldi, tiksinti. Bir değil, iki değil, üç değil… Bu sözüm sadece Kılıçdaroğlu ve ha bire; “iktidar defolup gitsin de, memlekette batsın, umurumuzda değil” minvalinde düşünen, o minvalde de işler yapan, onun etrafındaki bir avuç tepe yönetimi için. O zihniyet için... Tabanın yerli solcuların çoğunluğunun öyle düşünmediğini de gözlemliyorum.
Ama bu hali görüp de bir şey yapmamalarını da yadırgıyorum açıkçası. Adam akıllı, yerli solu temsil edecek, milli bir sol siyaset çizgisini takip edecek bir kişiyi işin başına getiremeyişlerini! Adam gibi solculara, antiemperyalistlerle iş birliği yapmayan, demokratik yollar dışında bir yola tevessül etmeyen, o yolları işaret etmeyen, bu vatanı yıkmak isteyen güçlere, odaklara hizmet etmeyen, onlara malzeme vermeyen solculara değil bu sözüm. Onlarda zaten bu zihniyete net tavır almış halde. Bunu bizzat biliyor gözlemliyorum. Artık bugün ülkemize karşı ilk kez bu denli kuşatıcı, çok cepheli bir saldırının var olduğunu bu ülke de Kılıçdaroğlu ve o bahsettiğim bir avuç zihniyet haricinde; sağcı, solcu herkes görüyor, biliyor, ona göre de gard alıyor!
Hatta ülkemize birçok alanda yapılan bu kuşatılmışlığa, saldırılara dair birkaç gün evvel Emekli Büyükelçi, eski CHP Milletvekili Şükrü Elekdağ, Habertürk TV'de Fatih Altaylı'nın sunduğu ‘Teke Tek’ canlı yayınında; “Dışişleri Bakanlığı'na girdiğimden bu yana 65-66 yıl geçti. Bu dönem zarfında ben hiçbir zaman Türkiye'nin veya bir Türk liderinin Amerikan ve Batı medyası tarafından bu kadar ortaklaşa bir bombardımana tutulduğunu görmedim bugüne kadar. Söz vermişler gibi. Erdoğan’ı yıkmak için ellerlinden geleni yapıyorlar vb.” Diyerek bir olanı biteni net olarak dile getirdi.
Peki, bu kadar olanı biteni herkes görmüşken, Kılıçdaroğlu neden görmek istemiyor, hem de ısrarla. Bu ülkenin düşmanlarda olmadık zamanlarda ve defalarca malzeme vererek, onlarla aynı kulvarda yürüyerek ya da onlara lojistik destek vererek ne yapmak istiyor? Bu memleketin ekmeğini yiyen bir insan, bu memlekette siyaset yapan bir siyasi; bu memleketin ekmeğine, aşına göz diken, yıkmaya çalışan, o memlekete ihanet edenleri besleyen, bölmeye çalışan, kaos çıkartmaya çalışan bir zihniyetle nasıl olur da bu denli kanka olur, ne için, ne karşılığında?
Son günlerde, bizler neden kamuoyu olarak Kılıçdaroğlu’nun söylemlerine, davranışlarına baktığımızda, onun şu an ki “Siyasi Zembereği”nin bu memleketin hayrına kurulmadığını bu kadar çok hisseder olduk!
Velev ki, bir siyasi parti ve icraatlarını, iktidarını sevmemiş olsa bile, sevmediği o iktidarın yaptığı eksiklik gediklikleri Türkiye’ye dair içsel bir problem olarak görüp, yine içsel ve demokratik yollarla bir çözüm arayışına girmesi beklenirken, işin boyutunu tüm vatanı, milleti gözden çıkaracak kadar ileri götürüp, gözünü karartıp, bir siyasetçiye hiç de yakışmayacak işlere kalkışması, bu kadar gaflet ve delalet içinde, emperyalist kulvarda, onlarla birlikte hareket etmesi, yıllarca Emperyalist güçlere karşı az veya çok bir duruş, mücadele sergileyen Türkiye soluna karşı da bir ihanet bence?
Hasıla bana öyle geliyor ki; Kılıçdaroğlu’nun suyu parti de iyice kaynamaya başladı. Çünkü tabanı da çok rahatsız artık. Onlarda töhmet altında kalıyorlar gibi…
Bunu biraz da bu kadar net söylememin bir sebebi var. Birkaç hafta önce, yıllardır araştırmalar yapan ve araştırmalarına güvendiğim bir araştırma şirketi ekim ayı sonuna kadar bir anket yapmış orada bazı veriler gördüm. Buradan yola çıkarak Kılıçdaroğlu’nun partide suyunun iyice kaynadığını iddia ediyorum. Mesela, ‘Varyans’ Araştırma/Danışmanlık verilerinde 2019 seçimlerinde Başkan adayı olarak görmek istediğiniz isimler arasında kimler var sorusuna, ankete katılanların yüzde 7.1‘i Kılıçdaroğlu’nu Başkan olarak görmek istiyoruz diye yanıtlamış. Oylarında da epeyce bir düşüş görünüyor. Belki bu araştırma ileride gündeme daha detaylıca gelir. Çünkü sadece siyasi bir anket değil, başka ehemmiyetli konulara dair kamuoyu görüşleri de var.
Varyans’ın yaptığı bu araştırmalardan önemli bulduğumu bir iki araştırma sonucunu daha sizlerle paylaşayım. ABD, NATO, Avrupa Birliği, Almanya Türk halkı nezdinde dost değildir. Kamuoyunun genel görüşü bu yöndedir. Başka bir araştırma sonucu; Kamuoyu Türk Silahlı Kuvvetlerinin Suriye’de yürüttüğü İdlip Harekatını” önemli oranda desteklemektedir. Ancak Harekatı ağırlıklı olarak AK Parti ve MHP seçmeni desteklemektedir.
*** Hafta içi Osmaniye Belediyesi, İl Kültür Ve Turizm Müdürlüğü ve Osmaniye Yerel Gazeteciler Derneğinden bir heyet gazetemizi ziyarete gelmişler. Osmaniye’nin sembolü olan “Yer fıstığı” şeklinde harika bir de anahtarlık tasarlamışlar hediyelik. Bu hediyelerden aldık. Yanında Osmaniye ilinin tanıtımı için bazı görseller, bilgiler paylaştılar bizlerle, Haa, bu arada anti parantez portakal, mandalin, hambalis de bol yetişir Osmaniye’de. Ziyaretimize ta oralardan gelen bu arkadaşlara da teşekkür ediyoruz bu vesileyle. “Tanıtıma ihtiyacımız var” minvalinde bir ziyaretti. Limon çiçeği kokulu memleketimize de selam olsun, buradan.