Sele suya da karışır, boz bulanık sulara da karıştırır kimi zaman. Amma velakin baharı, yazı fazla övünce...

Hazan ve Hüzün

Dokunur ona

Ölüm korkusu

Ve kara toprak

Kopunca dalından

Sonbaharda

Döner başı

Sendeler

Bu yüzden

O yaprak.

('Günyüzü' Şiir Kitabı)

***

Görününce o, sararır, solar eylül'ün yüzü... Hazan hazan bakar, dolar ekim'in de iki gözü...

Sonbahar bu, sonbahar.

Dalar içlerine içlerine... Yağmur, yaş, fırtına ile. Keser nefeslerini, dakika dakika, saat saat. Boğar onları gün be gün, delicesine...

Ortalık, buram buram hüzün kokar. O gelince...

Kamelyalar, Kasımpatılar balkonlarda, bahçelerde, pencere önlerinde titrer, korkar. Onun rüzgarı esince...

Dedik ya; sonbahar bu. Yağar, gürler, gönlünce...

Daha bir mutlu da olur kimi zaman, mesela; 'Yaprak Dökümü Fırtınası' , 'Kırlangıç Fırtınası' uzaktan bile olsa, ona görününce...

Sele suya da karışır, boz bulanık sulara da karıştırır kimi zaman. Amma velakin baharı, yazı, çiçeği böceği fazla övünce...

Hele de yaz, 'o geldi' diye dizlerini dövünce...

Ara ara, ayaklarının altında 'hışır hışır' inlese de açık kahve, sarımtırak, yeşil gözlü bazı düşkün yapraklar, o olmaz olamaz gene de oralı...

Tiz tiz çalar ıslığını, geçer gider ardına bakmadan...

Gözyaşları içine akmadan. Kendini koyverip, fazlaca salmadan...

Bu, onda bir gelenek çünkü, tabiatında...

Islak, çamur, fırtınalı yaşamı sürdüğünce...

Hasılı ömrümüzce, ömrünce...

***

Sonbahar geldi, daha doğrusu yaşamımızın kapısını bu günlerde çalmaya henüz başladı. Günün renk tonu bile değişti. Sanki daha solmuş ve sarımtırak gibi günler...

Keza, yere düşen aynı renk tonunda sararmış bazı yapraklar da havada uçuşmaya ve gözlerimize ilişmeye başladı. Haliyle hepiniz gibi, bana da selam verdi sonbahar...

Ben de "bu selamdan size de bir pay düşer' diye düşünerek, bu haftaki köşeme karınca kararınca taşıdım. Daha doğrusu taşımaya çalıştım.

Tabii, 'GÜNYÜZÜ' isimli şiir kitabımda yayınlanmış olan 'Hazan ve Hüzün' başlıklı kısa bir şiirim eşliğinde...