Almanya inatla Türkiye'yi riskli bölge ilan etmeye devam ediyor.
1 Haziran yeni normalleşme süreci ile birlikte artık Türkiye turizmi harekete geçti. Geçtiğimiz hafta sonu Ayvalık turizm için bir adım attı. ‘Model Ayvalık’ ile nasıl Türkiye’ye örnek oluruz ve bu bölgeye yerli ve yabancı turistleri getirmenin peşine düştüler.
Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, “1 Haziran öncesi gelmeyin diyorduk, artık gelin diyoruz. Her türlü önlem ve hazırlığımızı yaptık, turizmcilerimiz bizden bunu bekliyor” açıklamasını yaptı. Fakat Almanya’nın uyguladığı Türkiye yasağı ile bekledikleri ziyaretçilere ulaşamadıklarını söyledi.
Bir başka destinasyon Kapadokya
Turizmci Yavuz Demir ise bölgenin Uzakdoğu turistini ağırladıklarını ancak artık Avrupa’dan turist çekmek için çalışmalar başlattıklarını söylüyor. Avrupa’nın uyguladığı bu tutumun bölge turizmine olumsuz etki yaptığının altını çiziyor.
Diğer taraftan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’ye en çok ziyaretçi gönderen ülkelerle başlattığı diplomasi trafiğinin yeni durağı Almanya’ya gitti.
İki Bakan, Türkiye’de havalimanlarından konaklama ve yeme içme tesislerine kadar ziyaretçilerin karşılaşacakları tüm süreçleri, turizm bölgelerindeki vaka sayıları ve uygulamaya konulan sağlık sigorta sistemi ile birlikte Alman mevkidaşlarına Türkiye’de uygulanan tedavi süreçleriyle ilgili bilgiler vererek Almanya’nın Türkiye’ye seyahat uyarısını bir an evvel kaldırması için diplomasi trafiği yürüttüler.
Almanya inatla Türkiye’yi riskli bölge ilan etmeye devam ediyor. Türkiye’den gidenlerden bile son 48 saat içinde koronavirüs testi istiyor yoksa ülkeye bile sokmuyor. Yurt dışında özellikle Avrupa’da, Türkiye'ye karşı ciddi bir algı operasyonu var. Brüksel'de oteller hijyen konusunda ne kadar güvenilir gidenler bilir. Türkiye Avrupa’daki otellerden çok üstün. Turizm de özellikle hijyen ve hizmette Türkiye çok iyi.
Dünya Kardeş Şehirler Turizm Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Baraner, Almanya ve Brüksel’de Türkiye’ye gitmeme çağrısı yapan ülkelere adeta savaş açmış durumda. Tüm mesaisini açıkçası Türkiye’nin turizm haklarını alması için çaba gösteriyor.
Baraner ile konuştum, Almanya ve Brüksel’e bir mektup yazmış. Almanya ve Brüksel’den izlenimlerini şöyle anlattı: ‘Sonuna kadar ülkemizin haklarını takip edeceğiz. Bazı yabancı medya grupları 'duyumumuza göre Türkiye listede yok!' diye uyanıklık yapıyor, bizde ise hemen bazı kişiler - neredeyse sevinerek- bunu 'Türkiye kesin listede yok!' diye yazıyor. Sonra yabancı medyaya soruyorum: "Bu bilgiyi nereden aldınız? Henüz böyle bir resmî açıklama yok!' diye..
Cevap: 'Türkler yazmış oradan aldık' diyorlar.
Ne kadar kötü bir tuzak!
Baraner, AB Başkanı Ursula von der Leyen’e, Hubbart 'ın yazdığı öfke, aldatma ve yıkımın tarihi başlıklı TRUVA kitabını bir mektupla birlikte hediye olarak ofisine bırakarak bir de mektup yazdı ve mektubunda "Yeni Avrupa"yı TÜRKİYE’SİZ kuramazsınız!" diye mektubu bitirdi.
Bizim uzun zamandır AB yolunda yaptığımız her şeyi, çalışmaları, hataları ve sevapları ile hepimiz biliyoruz, ama buna kötü niyetle zemin hazırlayan zamanın tüm tutarsız, engelleyici, çıkarcı ve umursamaz AB siyasilerinin tutumlarını ne yapacağız ne yapmalıyız. Bizim koronavirüs döneminde destek olduğumuz Avrupa Birliği ülkeleri, turizme gelince yine ilk önce bizi listeden çıkarmaları siyasi değil de nedir?