YENİ ANAYASA VE BANKNOTLARI AYARLAMA ENSTİTÜSÜ

Halil İbrahim İZGİ
Tüm Yazıları
İkinci Dünya Savaşı'nın başları... Ruslar bir silah geliştirir..

İkinci Dünya Savaşı’nın başları... Ruslar bir silah geliştirir... Başarılı olduğuna inandıkları silahın Almanlar tarafından kopyalanmasından o kadar korkarlar ki bu silahı sadece gizli servis ajanlarından oluşan özel bir birimin kullanmasına izin verilir. Çoklu fırlatma sistemine sahip roket rampasıdır. Fabrika isimleri verilse de silaha popüler bir isim lazımdır. O sıralarda cephede söylenen bir şarkının sözleri silahların dışında askerlerin tümünün yanında olan tek şeydir. Şarkı Katyuşa yani Katerinacık, sabır timsali cephedeki yiğidini bekleyen  genç bir kızdır. Kızıl Ordu askerlere moral olarak ayın ismi taşıyan bir silah bir de şarkı geliştirmiştir. Şarkının ve roket rampasının faydası daha çok psikolojiktir. Çünkü Katyuşa’nın Katerinacık’ın isabet yüzdesi yüksek değildir. Ancak bir anda fırlatılan roketler hem karşı cepheye gözdağı hem de fırlatan askerlere moraldir.

Katyuşa Kızıl Ordu tarafından da seslendirilen popüler bir şarkı oldu. Alman cephesindeki şarkı muadili Lili Marlen’di. Hani şu Attila İlhan’ın şiirleştirdiği Ahmet Kaya’nın söylediği “Lili Marlen Türküsü”... Aradan yıllar geçer, İkinci Dünya Savaşı çoktan bitmiştir. Savaş biter ama Katyuşa’nın görevi bitmez. Rusya’nın dünya savaş pazarına sürdüğü bu silah tıpkı Kaleşnikof  lakaplı AK47 gibi tüm dünyada kullanılmaya devam eder. Kurulumu kolaydır. Herhangi bir kamyonetin kasasından ateşlenebilir ve ateşlendikten sonra hızla pozisyonunu değiştirebilir. Hedefe isabet yüzdesi düşük olsa da istenilen yere gitmese de gürültü patırtı çıkarmak konusunda mahir.  Son günlerde DAEŞ tarafından Kilis’e atılan ve bazıları isabet eden roketler işte böyle bir tarihe ve böyle teknik niteliklere sahip. Katyuşa, Kaleşnikof  Ruslara algının gerçekten önemli olduğunu göstermiştir. İsabet yüzdesi komuta kademesinin derdidir. Askerler için gösterişli şekilde fırlatılan roketler faydalı oyuncaklardır. Bu bilgiyi bir tarafa koyarlar ve günü gelince medya dünyasında kullanırlar. Rusya’nın psikolojik savaş makinesi tıpkı Katyuşa gibi çok sayıda içeriği aynı anda dijital kanallara pompalıyor. Hangisinin doğru hangisinin yanlış olduğu önemli değil. Gerçekler ortaya çıkana kadar yalan kırk tur atmış oluyor. Rusya’nın Sputnik ve benzeri medya operasyonları işte tam da dijital Katerinacık olarak tanımlanacak niteliğe sahip. Sadece onlar değil tabii. DAEŞ dahil olmak üzere terör estiren tüm yapıların hayalini süslüyor Katerinacık. Enteresan şekilde terör, hedefi olan ajanda belirleme gücüne İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma külüstür bir silah teknolojisiyle ulaşıyor.  Bu anlamda Twitter başta olmak üzere sosyal medyayı enformasyon savaşlarının Katyuşa’sı olarak görmek mümkün. Aynı anda gönderilen yüzlerce, binlerce mesaj için anlamlı açıklamalara yapmak neredeyse imkansız. İstatistiki üstünlüğü ele geçirdikten sonra da gerçek kendini üreten bir makineye dönüşüyor.

Kilis’e düşen roketlerin, İkinci Dünya Savaşı’nda Ruslara ait bir şarkı sözünden gelen hikayesi işte böyle. Katyuşa’ya bakarak Rus savaş aklını da çözümlemek mümkün olabilir. Nitelik değil nicelik, ne kadar çok roket, o kadar çok etki. İsabetli olmasa da...