Ne garip bir dünyada yaşıyoruz!.. İnsan var zevk ve sefa içinde, dünyevi bütün zenginliklere ve maddiyata sahip, fakat ne yazık ki; zerre kader bir huzuru yok!.. İnsan var bir lokma ekmek, bir hırkayla yaşıyor, kalbinde güçlü bir imanı var, adalet duygusu var, gönül zenginliği var, huzurlu mu huzurlu.
Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki; insanlık tarihinin her döneminde afetler, tufanlar, savaşlar, kıtlıklar, sefaletler ve nice ibretli hadiseler vuku buluyor.
Selamun kavlen min rabbir rahim Yasin Suresi'ndeki ayette Allah kendi hakikatinden bir selam gönderdiğini onun da Hazreti Peygamber olduğunu bize bildirir.
Müslüman herkesle iyi geçinme sanatını bilen, öğreten ve hâlde gösteren kişidir. İnsan kelimesi üns kökünden gelir.
Peygamber Efendimizin nâm-ı şerifi bütün enbiyânın nâmıdır; yani onun ism-i şerifi anıldığında bütün enbiyânın, evliyânın, asfiyânın ve ermişlerin isimleri anılmış gibi olur.
Herkes ancak kendindeki Allah'ın ismi sayesinde Allah'ı idrak edebilir ve herkesin varacağı nokta kendindeki isimdir.
Sonbahar gece gibidir. İnsanın varlık zannettiği her şeyden soyunduğu andır. Allah'ın celâlî tecellîsi insanı hakîkaten vurduğu için varlıktan soyunmak hiç de kolay bir iş değildir.
Allah ölümü ve hayatı âyet-i kerîmede olduğu gibi, dünyayı tanımamız ve dünyayı kendisine ulaşmak için bir fırsat olarak kullanmamız için yaratmıştır. İnsan ölümle gerçek hayata kavuşacağını idrak ettiği zaman, o gerçek hayat için hazırlanmaya başlar.