​TEŞEKKÜRLER AVRUPA!

Ozan CEYHUN 05 Nis 2017

Ozan CEYHUN
Tüm Yazıları
Geçen hafta Mersin'deydik. Dün Adana'da. Önümüzde Eskişehir'de, İzmir'de, Aydın'da ve Antalya'da toplantılarımız var.

Geçen hafta Mersin'deydik. Dün Adana'da. Önümüzde Eskişehir'de, İzmir'de, Aydın'da ve Antalya'da toplantılarımız var. Gittiğimiz kentlerde insanlara “Türkiye'nin niçin acilen yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğunu”, “Başkanlık sistemini” ve “Türkiye'nin geleceği açısından 16 Nisan 2017 tarihinde yapılacak referandumun önemini” anlatıyoruz. Toplantılarımıza ilgi çok büyük. Salonlar yetmiyor. Hele referandum tarihi yaklaştıkça ilgi de artıyor. Bir çok başka kentte insanlar bize sitem ediyor “niçin oralarda da toplantı yapmıyoruz” diye.

Tüm toplantılarımızda ana konu “Avrupa'nın demokrasiye ihaneti”. Eskiden Avrupa Birliği söz konusu olduğunda “özgürlükler için örnek gösterilirken” şimdi “AB yasaklar uygulayan üye ülkeleri ile en fazla nefret edilenlerin başında geliyor”. Özellikle Hollanda, Almanya ve Belçika gibi ülkelerinde yaşamakta olan Türkiye kökenli insanların “Evet” kampanyalarını anti-demokratik uygulamalarla yasaklayan ama buna karşılık PKK terör örgütünün bile “Hayır” kampanyalarına göz yuman AB üyesi ülkelere yönelik kızgınlık had safhada.

Türkiye'nin geleceği söz konusu olduğunda garip bir şekilde tüm AB değerlerini çiğneyerek demokratik bir şekilde gerçekleşmekte olan referandum sürecini tüm anti-demokratik uygulamalarla sabote etmeye çalışan Avrupa ülkeleri bence bu referandumdan bir ders çıkarmalılar. “Diktatörlüklerde” görülmekte olan yasaklama ve engelleme metotları ile toplantıları yasaklayan, demokratik gösteri hakkını kullananları köpeklere ısırtan ve NATO üyesi bir ülkenin bakanını sınır dışı edecek kadar gözü dönmüş çılgınlıklar yapan Avrupa ülkelerinin hesabı tutmuyor.

Avrupa medyası günlerce Almanca, Flamanca, Fransızca çıkan gazete ve dergilerinde ayrıca Türkçe olarak da “Hayır oyu verin” diye çağrı yapsa da, PKK terör örgütü yanlılarına “Hayır kampanyası” yapsınlar diye her türlü destek verilse de ve “evet” oyu vermesinler diye AB ülkelerinde ya da İsviçre'de yaşamakta olan Türkler korkutulmaya çalışılsa da sonuç değişmiyor.

Avrupa Parlamentosu'na Daily Sabah gazetesinin girişini yasaklayacak kadar “basın özgürlüğünü” çiğneme cüreti gösterenler boşa çaba vermekteler.

Tam tersine! Avrupa'da yaşamakta olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları tüm “anti-demokratik” baskılara inat, akın akın sandıklara koşup oy vermekteler.

Bugün siz bu yazımı okurken Avrupa genelinde referanduma katılım şimdiden 600 bin sayısına ulaşmış olacak. Bugüne kadar Türkiye'de yapılan hiç bir seçime olmadığı kadar çok katılım gerçekleşmekte Avrupa'da. Avrupa “demokrasiyi ayaklar altına alıp çiğnedikçe” Avrupa'da yaşayan Türkler demokrasiye sahip çıkarak vatandaşlık görevlerini yerine getirmekteler.

Avrupa “Hayır” oyları artsın diye her türlü “çirkinliği” yaptı. Bu sayede “Evet” oyları ikiye katlandı.

Teşekkürler Avrupa!

Türkiye'de durum farklı değil. Yazımın başında belirttiğim gibi “referandum” toplantılarına ilgi artmakta.

Almanya'da “Türkiye düşmanlığı” ile bilinen gazete, dergi ve televizyonlar “Hayır” kampanyalarına hem de Türkçe olarak destek verdikçe Türkiye'de insanlar uyanıyor. Avrupa'nın Türkiye'de insanların demokratik bir şekilde “ülkelerinin geleceğini belirlemesine” müdahale etmeye kalkması bir çok Türkiye vatandaşının “bu derece çirkin bir şekilde referandumu sabote etmeye çalışıp, Hayır propagandası da yapıyorlarsa bu işte bir domuzluk vardır” diye düşünmesine neden olmakta.

Bu nedenle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın Türkiye'nin neredeyse tüm kentlerinde gerçekleştirdikleri referandum mitinglerine katılım çok yüksek. Yüzbinlerce insan meydanları dolduruyor ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı destekliyor her gün.

PKK terör örgütü, Fetulahçı FETÖ terör örgütü ve onlara destek veren bazı AB üyesi ülkeler ile İsviçre gibi ülkelerin “Hayır koalisyonunu” gören Türkler bu şekilde “niyetin ne olduğunu da” fark etmekteler.

Tekrardan teşekkürler Avrupa! Gerçek yüzünü gösteren “Türkiye düşmanı” ya da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı bu referandum aracılığı ile devirmeye çalışan” bazı Avrupalı politikacılar ve onların emrindeki medya sayesinde “Türkiye'nin niçin bu anayasaya ihtiyacı olduğunu” anlatmamız çok daha kolaylaştı.

15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye'de onlarca insanı katlederek, yüzlerce insanı yaralayarak ve en başta meclis olmak üzere bir çok hedefi bombalayarak demokrasiyi yıkıp faşist darbe yapma teşebbüsünü gerçekleştiren Fetullahçı terör örgütü mensubu canileri ya da Türkiye'de binlerce insanın katlinden sorumlu PKK terör örgütü mensupları ve de destekçilerini koruyanların “Anayasa'ya hayır” demeleri Türkiye insanını hiç şaşırtmıyor artık.

Bu nedenle aynı 16 Temmuz 2016 sabahı yaşadıklarını yaşatacak Türkiye, 17 Nisan 2017 sabahında tüm “düşmanlarına”!

Bir kez daha hesaplarının tutmadığını ve Türkiye'nin vatandaşlarının demokrasiye nasıl sahip çıktıklarını ve Cumhurbaşkanları Recep Tayyip Erdoğan'ı nasıl çoşkuyla desteklediklerinin görecek “Avrupa”!