NE ÇEKTİN BE MEHTER!

Halil İbrahim İZGİ
Tüm Yazıları
Almanya'da Türk yürüyüşü yapmak isteyen mehter takımının kılıçları ve bayrak, flama sopaları Alman polisince toplandı.

Almanya’da Türk yürüyüşü yapmak isteyen mehter takımının kılıçları ve bayrak, flama sopaları Alman polisince toplandı. Saçma gelebilecek bu uygulama mehterin talihsiz serüvenlerinden biridir.  Avrupa Birliği ile temas noktalarımızda böyle durumlar oluyor. Zamanında AB kokoreci yasaklayacak şayiası yayılmıştı da Mirkelam isimli şarkıcımız kokorece methiyeler düzen bir şarkı dillendirmişti. Alt alta yazalım. Üstü üste koyalım.

Mehter Osmanlı Ordusu’nun gözbebeğidir. Parantez açıp bir anekdot aktaralım. Evliya Çelebi'nin, Sultan 4.Murat devrinde yaşanan bir olayı aktarır: Mimarların mı, yoksa mehterlerin mi alayda önceliği konusunda karar verilemez. Bu hususta görüşmek üzere Mimarbaşı ile Mehterbaşı Sultan Murat'ın huzuruna çıkarlar. Mimarbaşı padişaha mehterin pirsiz esnaf olduğundan dem vurur. Kendilerinin camiler, saraylar, köprüler yaptığını anlatır.

Mehterbaşı altta kalmaz. Dosta düşmana karşı, devletin azametini gösterdiklerini, gazilerin cenk meydanında canlarını ortaya koymaları için gayret sergilediklerini anlatır. Bunun üzerine Sultan 4.Murat, mehterlerin mimarlardan evvel geçmesini irade buyurur... Mimarların canı sıkılmış mıdır bilmiyoruz ama mehter budur. Ordu mehter marşlarıyla harp zamanında şevke gelir, sulh zamanında diri kalırmış. Yeniçerilerden müteşekkil bu müzik birliği birçok Avrupalı müzisyene de ilham vermiş. Mozart, Beethoven bunlardan sadece ikisi. Osmanlı, Viyana önlerinden çekilirken kahve çekirdeklerini ve mehter enstrümanlarını orada bıraktı derler. İşte Viyana’da kahve ve müzik belki de bu yüzden belirgindir.

Not düşelim Viyana

Herkesin beğenerek dinlediği Mozart’ın Türk marşı işte tam da mehterin verdiği ilhamdır. Mehter Osmanlı ruhunun ayak sesidir desek, yeridir.  Sonra Sultan 2. Mahmut zamanında yeniçeri ocağı  ortadan kaldırılır. Otomatik olarak mehter de kaldırılır. Eski usul kıyafetlerin de ortadan kalktığı zamandır. Artık modern dönem başlamıştır. Fes giyilecektir. Avrupa bandoları örnek alınacaktır. Tarih hükümlerini bazen çok ağır verir. Şanlı zaferlerin yoldaşı mehter için de ağır bir bedel ödeme zamanı gelmiştir. Uzun sayılabilecek bir unutma, terk ediş dönemi başlar mehter için. Sonra Enver Paşa Mehter-i Hakani adında bir mehter takımı kurdurur. Milli bilincin artması için mehtere sefer görev emri çıkmıştır. İyi bir düşünce kötü bir zamana denk gelir. Mehter Osmanlı Devleti’nin cenaze bandosu olmuştur adeta.

Sonra yeniden unutulur. Cumhuriyet dönemi adeta ikinci 2. Mahmut dönemidir. Yeniden her şeyde aşırı bir batılılaşma dönemi başlar. Mehter yeniden görünmez hale gelir. Ta ki İstanbul’un fethinin 500. Yılında yani, 1953 yılında Askeri Bando bünyesinde Mehter takımı kurulana kadar. Sonra halk sahiplenir mehteri. İlçelere varıncaya kadar mehter takımları kurulur. Özel günlerde bayramlarda bu mehter takımları Osmanlı ruhunu canlandırmaya çalışır. İyi bir düşüncedir ama işin ayarı kaçar. Dönerci açılışına varıncaya kadar mehter takımları arz-ı endam eder.  Mimarbaşının dediği aslında doğrudur. Pirsiz esnaf olan mehteran yaptığı tüm hizmetlere rağmen kök salamaz ve şanlı bir dönemin anılarıyla avunur durur. Bazen hatırlanır, bazen unutulur.

Ne çektin be mehter!

Sevmeyeninden bir çektin, seveninden bin.