​KÜLTÜR RULETİ

Halil İbrahim İZGİ
Tüm Yazıları
Rus ruletini duymuşsunuzdur. Altıpatların içine konulan bir mermi, ölüm ihtimaliniz altıda bir. Sonra tekrar çevrilmezse ikinci kişi için patlama ihtimali beşte bire düşer.

Rus ruletini duymuşsunuzdur. Altıpatların içine konulan bir mermi, ölüm ihtimaliniz altıda bir. Sonra tekrar çevrilmezse ikinci kişi için patlama ihtimali beşte bire düşer. Dörtte bir, üçte bir, ikide bir ve sonunda mutlaka patlar. Kültür de biraz böyledir. Bir gün bir mermi olarak size ya da karşınızdakine patlar. 

Silah Olarak Kültür: Gündelik Hayatta Nüfuz Sanatı (Culture as Weapon: The Art of Influence in Everyday Life), kültür sanat işleriyle meşgul bir Amerikalının yeni kitabı. Ocak 2017’de okurlarla buluşan kitabın Türkçesi yok. Londra’da bir kitapçıda dolaşırken ilgimi çekmişti, şimdi okumaya başlamak nasip oldu. Kitabın bahsettiği konular zihin açıcı ve yaşadığımız gerçekliklere ışık tutar mahiyette. Neden Starbucks’tan kahve içeriz veya mobilyalar için Ikea’yı tercih ederiz? Kitap, gündelik hayata dokunan bazı tercihlerimizden kültürün hayatımızı kavrayan bir çembere dönüşünü konu alıyor. 

Kültür, Türkiye’nin dertli olduğu konulardan biri, belki en önemlisi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kültür sanatta istediğimiz seviyede değiliz diye özeleştiri yaptı ya, işte tam da bu konulardaki dinamikleri gözler önüne seriyor. Kamuoyunu şekillendirirken kültürün nasıl bir silah olarak kullanıldığını, ikna süreçlerini, savaşlar ve kültürün nasıl iç içe geçtiğini teker teker anlatıyor. 

Kitabı okumaya başlayınca iletişim krizlerinin aslında nasıl bir kültür meydan savaşı olduğunu görüyorsunuz. Geçmişten bir örnek: ABD’nin gelişme döneminde maden işçileri ve Rockefeller arasında yaşanan kriz. Gazetelerin katliam olarak gösterdiği can kayıpları ve buna karşılık Rockefeller’in geliştirdiği iletişim stratejisi ve kamuoyuna seslenme biçimi. Eminim çoğu iletişimcimiz bundan habersizdir, haberi olanlar da bunu bir kültür savaşı bağlamından uzak değerlendirecektir. Oysa kamuoyu araştırmalarını tetikleyen ve devasa bir sektörün doğuşunu sağlayan bir kaynama noktasından söz ediyoruz.

Kültürün silah olarak kullanıldığı diğer bir başlık ise Ronald Reagan’ın ABD başkanlığının ikinci dönemi için yayınladığı bir dakikalık Amerika’da Sabah (Morning in America) ismindeki reklam filmi. Film icraatları Amerika’da sabah oldu mesajıyla iletiyor. Yazar bunu kültürün bir silah olarak kullanılmasına örnek olarak veriyor ve karar verme süreçlerimizde duyguların önemine dayanak olarak gösteriyor. Şehit Erol Olçok öncülüğünde AK Parti’yi kitlelerle buluşturan reklam filmleri geliyor aklıma. Demek ki, mesajları bir dakikaya sığdırabilmek sadece bir sanat değil kültür silahıymış. Filmi geri sarmaya devam ediyoruz: Recep Tayyip Erdoğan’ın okuduğu şiir nedeniyle hapse düşmesini ile başlayan ve bir parçası olduğumuz uzun hikaye de aslında bir kültür savaşının tam göbeğinde olduğumuzu gösteriyor. 

Bunları neden yazıyorum? Kültür sadece boş zamanlarımızda hoşça vakit geçireceğimiz eğlence anlarından ibaret değil. Uzun soluklu bir savaş alanı ve bunun sadece farkına varmak bile çok uzun zaman alıyor. Televizyonlarda yayınlanan kültür sanat programları yerlerini kaybediyorlar ve yerlerine daha nitelikli örneklerin gelmediği aşikar. 

Kültür hayatımızın bir parçası değil kendisi. Kültürel alandaki varlıkla geleceğe taşıyoruz kendimizi ve etrafımızı. Kültürel üretim olmadığı için Çin’in dünyaya ilişkin söyleyecek sözü yok. Kültürel üretime önem vermediğimiz için okuyup yazan çocuklarımızı bizden farklı evrenlere savrulup gidiyorlar. Kültür, evet bir silah, bazen rulet masasında kendimize doğru doğrulttuğumuz ve bir millet olarak intihar teşebbüsünde bulunduğumuz.