DİYARBAKIR'DA HALK HDP'Lİ BELEDİYEYİ DESTEKLEMİYOR

Ozan CEYHUN 03 Kas 2016

Ozan CEYHUN
Tüm Yazıları
​Günlerdir AB'nin başkenti Brüksel'de ve bir çok başka AB ülkesinde bazı siyasi parti mensupları ve sivil toplum örgütleri etkinlikler yapıyor, mektuplar yazıyor ve "Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanının tutuklanmasını Türkiye'de Kürtlere baskının bir kanıtı" olarak pazarlıyor. Buna göre Türkiye'nin güney doğusunda PKK terör örgütünün emrinde olan bazı HDP'li belediye başkanlarının gözaltına alınması Türkiyeli Kürtleri bastırmayı hedeflemekte. Avrupa'da gene yalanlara ve kara propagandaya dayalı bir algı operasyonu yapılmakta.

Günlerdir AB'nin başkenti Brüksel'de ve bir çok başka AB ülkesinde bazı siyasi parti mensupları ve sivil toplum örgütleri etkinlikler yapıyor, mektuplar yazıyor ve “Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanının tutuklanmasını Türkiye'de Kürtlere baskının bir kanıtı” olarak pazarlıyor. Buna göre Türkiye'nin güney doğusunda PKK terör örgütünün emrinde olan bazı HDP'li belediye başkanlarının gözaltına alınması Türkiyeli Kürtleri bastırmayı hedeflemekte. Avrupa'da gene yalanlara ve kara propagandaya dayalı bir algı operasyonu yapılmakta.

Avrupa Parlamentosu'nda son günlerde milletvekilleri arasında gündeme gelen bazı yazışmalarda özellikle Diyarbakır Belediye Başkanı Gültan Kışanak'ın göz altına alınmasına karşı girişimler organize ediliyor. Bu arada mahkemece tutuklandı. Kısaca özetlememiz gerekirse: Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak savcılık ifadesinin ardından nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine çıktı ve hakkında tutuklama kararı verildi.

Şimdi AB Komisyonu'na yönelik propaganda faaliyetleri de arttı. 9 Kasım 2016 tarihide açıklanması beklenen AB Komisyonu Türkiye İlerleme Raporunda da “bazı HDP'li belediye başkanlarının terör örgütünü desteklemeleri nedeniyle haklarında soruşturmalara yürütülmesi ve kanıtlanan suçları nedeniyle tutuklanmalarına” karşı ifadelerin yer alması için komisyona yoğun bir baskı var.

Terör örgütü PKK'nin Brüksel lobisi bu konuda önümüzdeki on gün oldukça aktif olacağa benziyor.

Oysa gerçek çok farklı!

Brüksel'de, Berlin'de, Paris'te, Kopenhag'da ve diğer AB başkentlerinde PKK terör örgütünün destekçileri var. Bunların çoğunun Kürtler umurunda bile değil. Önemli olan PKK terör örgütünün ve onun bir tür sözcülüğü görevini üstlenen HDP'nin sunduğu yalanları ve kara propagandayı kullanarak Türkiye'ye karşı lobiyi güçlendirmek. Avrupa'da bu faaliyetler içinde olan Türkiye karşıtı çevreler için iş birliği yaptıkları terör örgütlerinin isimlerinin hiç bir önemi yok. Dün Ermeni terör örgütü ASALA bu amaçla çok işlerine yarıyordu. Yıllardır PKK terör örgütünü kullandılar ve kullanmaya devam ediyorlar. Son üç yıl Fetullahçı terör örgütü FETÖ'den medet umdular ama olmadı. FETÖ başarısız olunca tekrardan PKK ve onun Suriye'deki uzantısı PYD terör örgütü Türkiye karşıtı faaliyetler için ön plana çıkarıldı.

Kısacası aslında Kürtlerin hakkını savunmak gibi bir hedefi olmayan ve sadece Kürtleri istismar eden stalinist-kafatasçı bir terör örgütünün Brüksel'de ve diğer AB ülkelerinin başkentlerinde lobisi var ve destek buluyor.

Türkiye'de yaşamakta olan Kürtlerin ise lobisi yok. Onlar Brüksel'de, Berlin'de ya da Paris'te kimseyi ilgilendirmiyor aslında. Eğer mesele Kürtler olsaydı bugün Brüksel'de PKK terör örgütüne destek verecek tek bir insan haklarını savunduğunu iddia eden politikacı bulamazdık. Çünkü insan haklarını savunmak PKK terör örgütüne kesinlikle karşı olmayı gerektirir.

28 ve 29 Ekim 2016 günleri Diyarbakır'daydım. Diyarbakırlı Kürt dostlarım ile birlikte kenti gezdim. Diyarbakırlılarla konuştum.

Avrupa Parlamentosu'nun eski milletvekili olduğum için özellikle AP milletvekili arkadaşlarıma sormak istediğim bazı sorular var:

Acaba hiç düşünmüyorlar mı? Diyarbakır'da yaşayanlar HDP'li Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak gözaltına alındığından beri niçin sokağa çıkmıyor ve bu durumu protesto etmiyor? Eğer HDP'li belediyenin hizmetlerinden çok memnun olsalar ve belediye başkanlarına bir haksızlık yapıldığına inansalar en başta Diyarbakırlılar sokaklara dökülürdü ve bunu kimse engelleyemezdi!

Brüksel'de bazılarının işine gelmese de gerçek çok farklı!

Diyarbakırlılar artık HDP'li büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarının kendilerine değil PKK terör örgütüne hizmet vermesinden bıktı! Çünkü HDP'li belediyeler halka hizmet yerine PKK terör örgütü ne emrederse onu yapmaktalar. Örneğin Kışanak göz altına alındığından beri PKK terör örgütü halkın ayaklanması için temizlik ve ulaşım hizmetlerini durdurdu. Diyarbakır sokakları mikrop saçan çöp yığınlarından geçilmiyor. Belediye otobüsleri garajda duruyor ve insanlar yürümek zorunda bırakılıyor. PKK terör örgütü destekçisi belediye başkanının tutuklanmasını protesto etmeyen Diyarbakırlıları bu şekilde cezalandırmakta.

Acaba Avrupalı sözde Kürt dostları Diyarbakırlıların bu sıkıntılarını niçin görmüyor günlerdir?

Diyarbakırlılar PKK terör örgütüne haraç ödemekten bıktılar. Güneydoğuda HDP belediyelerinde çalışanlarının maaşının belli bir miktarının PKK terör örgütüne “bağış” olarak gasp edilmesi acaba hangi AB standartlarına uymakta? Belediyelere ait araçların halkın hizmeti için değil de PKK terör örgütünün eylemleri için kullanılmasını doğru mu buluyor acaba Avrupalı dostlarımız?

Avrupalı dostlarımıza sesleniyorum.

Sadece yanınıza gelen PKK terör örgütü temsilcileri ya da HDP temsilcileri ile konuşmayın. Örneğin Diyarbakır'da sokaktaki insanla konuşun. Çoğu kez Diyarbakır'a ve diğer güney doğu kentlerine PKK terör örgütü mensubu refakatçilerle ya da sözcüsü HDP üyesi politikacılarla geldiğiniz için sokaktaki insanın düşüncelerini öğrenemiyorsunuz! Onlar sizi ya kendi sempatizanları ya da korkuttukları insanlar ile konuşturuyor. Hiç bir zaman Türkiyeli Kürtlerin ne istediğini öğrenemiyorsunuz.

Oysa en başta Diyarbakırlılar olmak üzere güneydoğuda yaşamakta olan Kürtler HDP'li belediyeler aracılığıyla kendilerine yaşatılan PKK teröründen bıktı. Hiç bir HDP'li belediyeden PKK terör örgütüne haraç vermeden hizmet almak mümkün değil. Halk artık bıktı ve usandı. Büyük umutlarla kendinden sanarak seçtiği belediye başkanlarının halklarına çektirdiği çile ve eziyet nedeniyle hayal kırıklığına uğradılar.

Bu nedenle HDP'li belediye başkanlarının tutuklanmasına tepki vermiyor. Çünkü onların terör örgütü ile işbirliği ya da terör örgütüne verdiği desteği en iyi bilenler Diyarbakırlılar!

Dünden beri Diyarbakır sokakları çöplerden temizleniyor. Bu hizmeti veren ise Diyarbakır'ın Sur İlçesi belediyesi. Çünkü orada artık HDP'li bir belediye başkanı yok. PKK'nın emrinde değil Sur Belediyesi ve şimdi Diyarbakırlıları mikroba mahkum eden PKK terör örgütüne rağmen Diyarbakır'ı çöplerden kurtarıyor ve bu durumdan Diyarbakırlılar çok memnun.

Size önerim Gültan Kışanak için imzalar toplamadan ve meclise karar tasarıları sunmadan gelin Diyarbakır'da sokaktaki insanlarla konuşun ama yanınızda PKK'lı “dostlar” olmasın!