Musluğu çevirdiğiniz zaman nadiren su akıyordu. Evlere su deposu yaptırmak, elde bidon su peşinde koşturmak sıradan gündelik işlerimiz olmuştu.

Nurettin Sözen İstanbul’a Belediye Başkanı seçildiğinde nüfus 7 milyon civarındaydı.

Çok ciddi bir su ve çöp problemi İstanbulluları hayatından bezdirmişti.

Park, bahçe, yol kenarı ve refüj yeşillendirmesi ve çiçeklendirmesi hayal edilecek bir şey değildi. Çöp dağlarını kireçle izole edip salgın hastalıklara karşı tedbir almaya çalışıyorduk.

Musluğu çevirdiğiniz zaman nadiren su akıyordu.

Evlere su deposu yaptırmak, elde bidon su peşinde koşturmak sıradan gündelik işlerimiz olmuştu.

Türkiye Cumhuriyeti ile yaşıt müteveffa Demirel’in en önemli vecizelerinden biri de “70 sente muhtacız” sözüdür.

Onun ve siyaset arkadaşlarının zamanında ampul, gazyağı, margarin, sigara kıtlığı çekiyor ve ilaveten birbirimizi öldürüyorduk.

xxx

Şimdi siz CHP’nin çıkardığı sesi ciddiye alırsanız, kahvehane provokatörü gençler “laikliği” savunuyormuş. Masumca… Hak ve adalet adına…

Halbuki CHP’nin adını hak, hukuk, adalet gibi evrensel değerlerle bir arada anamazsınız. Daha kötüsü legal veya illegal zamanlarında bile övünebilecekleri bir icraatları yoktur. Atatürkçülük, laiklik, çağdaşlık gibi kullanışlı sloganlarla millete ve milletin hayrına olan her şeye karşı çıkmak için küçüle küçüle yaşamaya çalışan bir partidir.

Mesele CHP değil. Artık CHP mesele bile değil.

Fakat yaşı Türkiye’nin 80 ve 90’larına yetmeyen kardeşlerimizin yakın tarihimizi bilmek gibi bir mecburiyetleri var.

Çünkü bu Türkiye’de onlar daha çok yaşayacaklar.

xxx

Soru basit aslında…

İstanbul’un susuz kalmasının…

Çöpe batmasının…

Türkiye’nin 70 sente muhtaç olmasının kavramsal olarak laiklikle, Atatürkçülükle, çağdaşlıkla ne ilgisi var?

Bugün eğrisiyle- doğrusuyla kentlerimizi modernleştiren hangi zihniyetin belediyeleridir?

(Yolsuzluk, ayakkabı kutusu vs. ile kasmayın şimdi. Tescilli yolsuzlukları, İSKİ skandallarını, Buz gibi Rezidans yamyamlıklarını bırakalım bir kenara…)

Veya hangi laik/ Atatürkçü/ çağdaş olduğuna vicdanen kanaat getirdiğiniz iktidar Türkiye’ye özlenen refahı getirmiştir? (Kavramlar elbette suçlanamaz…)

xxx

Porno kaset skandalıyla genel başkan olan ve özgeçmişinde SSK rezaleti ve kaybettiği seçimlerden başka marifeti gözükmeyen Kılıçdaroğlu, Türklerin binlerce yıllık emir- komuta sisteminden dem vurup MHP’yi eleştiriyor. Çünkü milleti daha fazla belirleyici kılan bir anayasaya alerjileri var.

(Bkz: Postal yalayıcılığı)

Yeri geliyor Fetö’nün yanında saf tutuyorlar, yeri geliyor isyan eden genel başkanın CHP’li kardeşini meczup ilan ediyorlar.

“Çarkçıbaşı” benzetmesi artık yetmiyor.

(Bkz: Kılıçdaroğlu gafları ve tezatları)

Bu basiretsizlik karşısında nefes almakta zorlanıyorum.

Faaliyet gösterdiği 83 yılda, üçte biri olağanüstü olmak kaydıyla 53 kurultay yapan ve demokratik hiçbir seçimle tek başına iktidar olamayan bu partinin genel başkanı grup toplantısında konuşuyor, milletvekilleri alkışlıyor ve sonuç olarak her seferinde nelere karşı çıkacaklarını duyuruyorlar.

(Bkz: Tek parti demokrasisi)

(Bkz: Açık oy- gizli tasnif)

(Bkz: Boraltan faciası)

(Bkz: Elitizm)

xxx

Siyasette sağ-sol meselesi bitmiştir.

Etnik milliyetçilik ve mezhepçilik de…

Vatanseverlik ve millilik ekseninde kim ne işe yarar ona bakmalıyız.

Sevgili gençler… Hayal ettiğiniz Türkiye’yi tarif edin.

Sonra da o Türkiye için nerede duracağınıza karar verin.

Hainseniz zaten yaşama hakkınız yok.

Bu ayrıştırma değil.

Devletin bekası meselesi…

Gaza gelmeyin, gaz bile bulamazsınız sonra…