ÇİĞNEME SESİNE TAHAMMÜL EDEMEYENLERE GÜZEL HABER

Gizem ŞENYURT 06 Şub 2017

Gizem ŞENYURT
Tüm Yazıları
İnsanların bir kısmı bazı seslere karşı çok duyarlı hatta tahammülsüzdür. Örneğin, ıslık sesi, horlama sesi, çiğneme sesi gibi… Özellikle tahammül edemediğiniz bu sesler herkese göre farklılık gösteriyor ve bilim insanları bu seslere "tetikleyici sesler" adını veriyor. Eğer siz de bu insanlardan biriyseniz ya da çevrenizde belirli seslere aşırı tepki veren insanlar varsa nörologlar açıklamasını buldu. İyi haber, aşırı tepki vermiyorsunuz. Sadece beyninizin duygusal tepkileri veren kısmı ile sesleri algılayan kısmı birbirine daha farklı bağlanmış. Kötü haber ise artık aşırı tepkinizin sebebini biliyorsunuz ama bilim insanları bunu nasıl tedavi edeceklerini araştırmaya devam ediyor.

İnsanların bir kısmı bazı seslere karşı çok duyarlı hatta tahammülsüzdür. Örneğin, ıslık sesi, horlama sesi, çiğneme sesi gibi… Özellikle tahammül edemediğiniz bu sesler herkese göre farklılık gösteriyor ve bilim insanları bu seslere “tetikleyici sesler” adını veriyor. Eğer siz de bu insanlardan biriyseniz ya da çevrenizde belirli seslere aşırı tepki veren insanlar varsa nörologlar açıklamasını buldu. İyi haber, aşırı tepki vermiyorsunuz. Sadece beyninizin duygusal tepkileri veren kısmı ile sesleri algılayan kısmı birbirine daha farklı bağlanmış. Kötü haber ise artık aşırı tepkinizin sebebini biliyorsunuz ama bilim insanları bunu nasıl tedavi edeceklerini araştırmaya devam ediyor.

Rahatsız Eden Sesler

Araştırmacıların 22 katılımcı üzerinde yaptığı deneylerde katılımcılar MR aletine bağlıyken bazı sesler dinletildi. Bu seslerin bir kısmı yağmur sesi, dalga sesi gibi doğal seslerdi, bir kısmı ise “tetikleyici ses” olabilecek horlama, çiğneme, ıslık gibi seslerdi. MR sonuçlarında katılımcıların tetikleyici sesleri duyduklarında beyinlerinin duygusal kısmının normal insanlardan farklı tepki verdiği görüldü. Katılımcılar, tetikleyici seslerini duyduklarında “kaç ya da savaş” denilen tepkileri veriyordu. Yani o sesin kaynağıyla sert tepki vererek “savaşmak” ya da sesi duyamayacakları kadar uzağa giderek ortamı terk etmek ya da kulaklık takmak gibi “kaçma” tepkileri veriyorlardı. Deneklerin verdiği genel tepkinin “sinirlenmek” olduğu da ayrıca ölçümlendi. Yani yanınızda birisi ağzını şapırdatarak yemek yerken sizin tepkiniz tiksinmek değil hiç tanımadığınız o yabancıya sinirlenmek oluyorsa bilin ki bu hissettiğiniz sizin elinizde olan bir şey değil sadece beyniniz o sese sinirlenmek üzerine programlanmış. Tabii ki sinirlenmek elinizde olmasa da sinirli tepki vermemek elinizde, bunun altını çizmekte yarar var.

Araştırmanın başındaki bilim insanlarından Dr. Sukhbinder Kumar, katılımcıların genelde verdiği tepkinin sese yönelik olduğunu, genel duygunun beklenenin aksine tiksinti değil öfke olduğunu tespit ettiklerini belirtti. Bu duruma “misofoni” deniyor. Kabaca “sese yanlış tepki verme” olarak çevirebiliriz. Araştırmalar misofoninin beyindeki kökenini bulduğu için artık tedavisine yönelik de bir umut olduğunu belirtebiliriz.

Dünyanın 3 boyutlu yazıcıyla inşa edilen ilk köprüsü

3 boyutlu yazıcılar son yılların en önemli buluşlardan birisi kabul ediliyor. Sağlıktan eğitime çok farklı alanlarda kullanılabilen 3 boyutlu yazdırma teknolojisi son olarak İspanya’nın başkenti Madrid’de şimdiye kadarki girişimlerin çok ötesinde bir başarıyla inşaat sektöründe kullanıldı. Madrid’in Castilla-La-Mancha bölgesindeki bir parkta yayalar için 3 boyutlu yazıcıyla bir köprü inşa edildi. Köprünün pek çok faydası ve öne çıktığı yönü var. En önemlisi, üretim esnasında atık materyal oluşmaması olarak tanımlandı. Proje, Katalunya İleri Mimarlık Enstitüsü’nün fikriydi. Dünyanın ilk 3 boyutlu yazıcıyla inşa edilmiş yaya köprüsü 12 metre uzunluğunda ve 1,75 metre genişliğinde. Proje ekibi, inşaat sektöründe uluslararası boyutta bir dönüm noktası olduğunu söylüyor. 

3D Köprü

Öncelikle bilgisayar programıyla basılan köprü, mekanik açıdan çok sağlam tasarlandı. Malzeme olarak mikro seviyede güçlendirilmiş beton kullanıldı. Tasarım yöntemleri sayesinde atık malzemeleri benzeri görülmemiş miktarda azalttılar. Ayrıca atık malzemeyi de yine proje yapımında kullandılar. Projenin Başmimarı Areti Markopoulou, konvansiyonel inşaat yöntemlerinde ne yaparsanız yapın ortaya çıkmasını engelleyemediğiniz atık malzeme oluşumu olduğunu ama 3 boyutlu yazıcı sayesinde kendi yapım süreçlerinde ortaya çıkan atık malzemeyi de üretim sürecinde kullanabildiklerini belirtti. Ayrıca yine bu değişik yöntem sayesinde konvansiyonel inşaat yöntemleriyle yapılamayacak bir tasarım yarattıklarını söyledi. 

3 boyutlu yazıcıların inşaat sektörüne katacakları çok büyük açılımlar olduğu öngörülüyor. Bu yöntem sayesinde hem ucuz hem tasarımı güzel hem dayanıklı hem de çevreye konvansiyonel yöntemlere kıyasla neredeyse hiç zarar vermeyen inşaatlar ve projeler yapılabilir. Şimdiki en büyük hayal ise Ay yüzeyinde, oradaki kumu kullanarak bir Ay-üssü inşa etmek. Bu hayale ulaşıp ulaşamayacağımızı ise zaman gösterecek.

Kutup ışıkları yok mu oluyor?

Aurora borealis, diğer ismiyle kutup ışıkları, dünyanın en güzel doğa olaylarından kabul edilir. Kuzey ve Güney Kutup Dairelerinde meydana gelir ve Güneş’in elektriğiyle yüklenen parçacıkların Dünya atmosferinin en üst tabakasında kırılmasıyla oluşur. Bu ışık şöleni bazen İngiltere ve aynı enlemdeki diğer ülkelerde bile görülebilir. Son zamanlarda ortaya çıkan bazı haberlerse bu güzel ışık şöleninin Kuzey Yarımkürede sona erebileceğini söylüyordu. Geçen hafta bilim insanları bu duruma açıklama getirdi. 

Kutup Işıkları

Aurora borealisin Güneş’in enerjisiyle yüklenen elektrikli parçacıklar sayesinde meydana geldiğini yukarıda açıklamıştık. Güneş’in aktiviteleri ise 11 yıl düren ve “Solar Döngü” denilen periyotlarla değişiklik gösteriyor. Zaman zaman çok aktif zaman zamansa çok sakin periyotlar yaşıyor Güneş’imiz. Güneş’in sakin olduğu yani solar patlamaları az ve küçük çapta yaşadığı döngülerde uzaya fırlattığı elektrik yüklü parça sayısı da oldukça düşüş gösteriyor. Bu zamanlarda kutup ışıkları, Kutup Dairesi etrafından Kutup noktalarına çekiliyor yani görülebildiği sıklıklar ve coğrafyalar azalıyor. Aslında kutup ışıkları yok oluyor demek yanlış bir ifade. Kutup ışıklarının sıklığı ve büyüklüğü azalacak. İngiltere civarında görülme olasılığı iyice düşecek örneğin ama kutup ışıklarını izlemek için çok turist çeken Finlandiya’nın Lapland bölgesi ya da Norveç fiyortlarında hala bu ışık şölenini izlememiz Güneş’in yeni solar döngüsünde de mümkün olacak.