AVRUPA'DA YPG CAMİLERE SALDIRIYOR

Ozan CEYHUN 18 Nis 2018

Ozan CEYHUN
Türkiye, özelikle Suriye'de terör örgütlerine karşı mücadele verirken maalesef hem NATO hem de AB üyesi dost ve müttefik ülkelerin "terör örgütleri" konusunda hatalı tavırları nedeniyle beklediği desteği alamıyor.

Bu durumda teröre yarıyor. Türkiye tek başına PKK, YPG, PYD ve DEAŞ gibi terör örgütleri ile savaşırken hem Irak’ta hem de Suriye’de bu terör örgütlerinin zayıflaması ve yok olması hedefi doğrultusunda başarıyla mücadele vermekte.

DEAŞ terör örgütü, eğer bugün neredeyse yok olmak üzere ise bunu Türkiye sağladı.

PKK terör örgütü, Irak’ta her geçen gün yok olmaya mahkum bir hale geliyorsa bunu yine Türkiye’ye borçlu tüm dünya.

PKK terör örgütünün Suriye’deki uzantısı YPG/PYD terör örgütleri eğer bugün Suriye’nin bir çok bölgesinde etkisiz hale geldiyse ve bu sayede Suriyeli sığınmacılar ülkelerine geri dönebiliyorsa bunu da sağlayan Türkiye oldu.

Irak ve Suriye’yi lojistik üssü olarak kullanarak Avrupa başkentlerinde terör eylemleri yapan terör örgütleri artık eskiden olduğu kadar faal olamıyorlarsa bunu da sağlayan ülkenin Türkiye olduğunu hatırlatmakta yarar var. Etkisiz hale getirilen teröristler sayesinde terör örgütleri büyük oranda güç kaybettiler ve kaybetmeye devam etmekteler.

Eğer ABD ve bazı AB üyesi ülkelerin özellikle Suriye’de PKK terör örgütü uzantısı YPG’ye silah yardımı yapmamış olsalardı teröre karşı mücadele bugün çok daha başarılı olacaktı. Maalesef en başta ABD olmak üzere bazı AB üyesi ülkeler “YPG, DEAŞ’a karşı savaşıyor” yalanına sarılarak bu terör örgütüne bol miktarda modern silahlar ve araçlar verdiler. Oysa YPG, DEAŞ’a karşı savaşmadı ve savaşmıyor. YPG’ye verilen bazı silahlar sağda solda hala varlıklarını sürdüren DEAŞ terör örgütü mensuplarında da ele geçirilmekteler. Bu da YPG’nin Suriye’de bazı bölgeleri ele geçirmek için DEAŞ terör örgütü ile sıkı bir işbirliği yaptığının kanıtı. 

Türkiye’de son yıllarda gerçekleştirilen bir çok kanlı terör eyleminde DEAŞ, PKK ve YPG terör örgütlerinin işbirliği yaptığı ortaya çıktı. 

Özellikle YPG/PYD ve DEAŞ Suriye’nin Afrin bölgesini Avrupa ve Türkiye’deki terör eylemleri için “üs” olarak kullanmaktaydılar. Eylemleri yapan teröristlerin çıkış noktası hep Afrin’di. Eylem yaptıktan sonra kaçabilenlerin de kaçıp saklandıkları bölge genelde Afrin oluyordu. Türkiye’nin “Barış Dalı Harekatı” sayesinde Afrin teröristlerin elinden alındı ve gerçek sahipleri Suriyelilere verilmek üzere alt yapısı tekrardan düzene sokulmakta. Afrin artık terör eylemleri için bir “üs” olmaktan çıktı.

AB üyesi bir çok ülkede ise hala bazı medya organları ya da politik çevreler ve sendikalar ile kiliseler gibi sivil toplum örgütleri ise YPG terör örgütünün “bir terör örgütü olmadığı” yalanını yaymaya devam etmekteler. Hatta YPG’nin “PKK ile ilgisi olmadığı” yalanını bile utanmadan dile getirenler var.

Bu söylenenin bir  yalan olduğu bizzat Avrupa’daki PKK terör örgütleri mensuplarının Türk kökenli Avrupalıların camilerine, derneklerine, restoranlarına ya da iş yerlerine saldırılarında ortaya çıkmakta.

AB üyesi ülkelerde çok sayıda Türkiye kökenli Avrupalılara ait cami, dernek ve işyeri bizzat PKK ve YPG imzası kullanan teröristler tarafından saldırıya uğradı ve uğramaya devam ediyor.

İşte size kanıtı. Bu pazar günü Almanya’nın Darmstadt kentindeydim. Darmstadt kentinde Emir Sultan Camii’ne saldıran teröristler caminin girişindeki kapıyı kırmaya çalışmışlar. Camlarını kırmışlar ama içeri girmeyi başaramamışlar. Caminin duvarlarına ise yazdıkları küfürlerin yanı sıra kocaman harflerle PKK ve YPG imzalarını da atmayı ihmal etmemişler. Aynı şekilde turizm alanında faal olan bir iş yeri, bir restoran ve de market saldırıların hedefi olmuş ve onların da duvarlarında PKK ve YPG imzaları var.

İsteyen bu yazdıklarımı Darmstadt Polisi’ne sorarak teyit ettirebilir. Dileğimiz Avrupa ve Almanya’nın bir çok yerinde de olduğu gibi Darmstadt’ta gündeme gelen bu saldırıların faillerinin yakalanması. Darmstadt’ta da dileğimiz polisin bir an önce suçluları yakalaması. Çünkü suçluların yakalanması sayesinde başka saldırıların engellenmesi mümkün olacaktır. Bu PKK ve YPG mensubu teröristler ve destekçileri serbest dolaştığı sürece bu saldırıların sona ermesini beklemek saf bir beklenti olur.

Ancak asıl önemli olanı Avrupalıların artık PKK ve YPG arasında hiç bir fark olmadığı gerçeğini görmesi gerektiğidir. Avrupa’da bazıları istediği kadar YPG “bir terör örgütü değildir” desinler. Bizzat PKK ve YPG mensubu teröristler ve destekçileri eylemlerini “PKK ve YPG” olarak imzalamaktalar. YPG mensupları kendilerinin PKK’lı olduğunu ilan ederken bazı Avrupalıların hala bu gerçeği görmemesi için ya “kör olmaları” ya da “çok art niyetli olmaları” gerekir.

AB üyesi ülkeler artık YPG terör örgütü konusunda gerekli adımı atmalı ve PKK terör örgütü ile aynı kategoride değerlendirmelidirler.