Getir'de son dönemde yaşanan ve yurt dışında da yankı uyandıran yönetim çekişmesi, sanıldığı gibi yurt dışı operasyonlarını durdurmasının bir sonucu değil. Aksine ikisi de bir planın parçası.
Nedir o plan?
Türkiye’den çıkmış bu orijinal iş fikriyle dünya devi olmuş Getir’i ele geçirmek isteyenlerin derin planı.
Şirketin faaliyetleri zora girmiş ve yönetim zafiyeti yaşanıyormuş gibi göstererek planı başarıya ulaştırmaya çalıştılar.
Bu filmi yakın geçmişimizde biz yine Türkiye’nin önemli şirketlerinden Turkcell’de gördük.
Getir’de yaşananlar Turkcell’de yaşananların başka bir versiyonu.
Algı operasyonu
Getir’in yurt dışı faaliyetlerini sonlandırdığını ve Türkiye’ye odaklandığını açıklaması, yabancıların şirket üzerindeki planını gün yüzüne çıkardı.
Plana göre Getir’in yurt dışından çekilmesinin nedeni olarak şirketin zorda olduğu gösterilecek ve kamuoyunda ‘Getir zorda’ algısı yaratılacaktı.
Daha sonra da zordaki şirketi kurtarmak için yabancı fonların devreye girmesi gerekliliği ön plana çıkarılarak, "Yönetim değişirse Getir kurtulacak" havası yaratılmaya çalışılacaktı.
Yabancıların tüm planları suya düştü.
Ancak..
"Su uyur, düşman uyumaz."
Olan bitenin arka planı
Tam da bu yüzden, yabancıların planlarının perde arkasına bakmak, Getir’e, Türkiye’den çıkmış bu seçkin şirkete neden sahip çıkılması gerektiği konusunda fikir verecektir.
Küçük bir araştırma dahi, şirketin öyle söylendiği gibi zorda falan olmadığını gösteriyor.
Şirketin faaliyetlerini durdurduğu yurt dışı operasyonlarının toplam ciro içerisindeki payı sadece yüzde 7 civarında.
Toplam cirosunda Türkiye’nin payı ise yüzde 93 seviyelerinde.
Yani Getir, gelirlerinin tamamına yakınını odaklandığı Türkiye pazarından sağlıyor.
İnsan kendine sormadan edemiyor: Gelirlerinin tamamına yakınını sağladığı pazarda sorun yaşamayan bir şirket nasıl zorda olabilir?
Getir’in büyüklüğüne rakamlarla baktığımızda tablo şu:
Türkiye’de halen 16 binden fazla kişiye iş sağlıyor.
Yıllık cirosu 2.2 milyar dolar seviyesinde.
Bu rakam tek başına bir şey ifade etmeyebilir.
Karşılaştırma açısından örneklersek, son yıllarda Türkiye’nin atak yaptığı sektörlerin başında gelen savunma sanayinde faaliyet gösteren Aselsan’ın yıllık cirosu 2.3 milyar dolar seviyelerinde.
Başta belirttiğim geçmişte yabancıların hedefinde olan Turkcell’in 2023 cirosu ise 3.3 milyar dolar civarında.
Dünyaya örnek başarı hikayesi
Hepimizin malumu Getir, tüm dünyaya, teknolojiyi, müşteri odaklı hizmet anlayışını ve yenilikçi iş modellerini bir araya getirerek nasıl hızla büyüyen bir şirket haline gelinebileceğinin örneğini sundu.
Şirket, 2015 yılında orijinal bir fikir olarak çıktıktan sonra kısa sürede yabancıların da ilgi odağı oldu.
Market ihtiyaçlarını dakikalar içinde kapıya teslim etme iş modeli -özellikle kimsenin sokağa çıkamadığı pandemi zamanında- tüm dünyada çığ gibi büyüdü.
2021’de İngiltere ile başlayan yurt dışı yolculuğu da aynı yıl Almanya, Hollanda, Fransa, İspanya, İtalya, Portekiz ve en nihayetinde ABD pazarlarına açılarak sürdü.
Kısa sürede 3 kıta ve 9 ülkede, pandemi gibi herkesin hayatını zora sokan bir süreçte binlerce kişiye istihdam sağladı.
Yatırım iklimi ve zorluklar
Bu büyüme, Getir’in iş modelinin karşıladığı ihtiyacın yanında, dönemin yatırım ikliminden de kaynaklandı.
Faizlerin düşük olduğu o dönemde girişim dünyası da rekor seviyede canlandı.
2022 yılında girişim sermayesi yatırımları, bir önceki seneye göre yüzde 103 artarak 694 milyar doları aştı.
Getir de çıktığı yatırım turlarında büyük ilgiyle karşılandı ve 2022 yılında değerlemede 10 milyar doları geçerek Avrupa’da sektörünün ilk decacorn’u olma başarısını gösterdi.
Bu dönemde yurt dışında şirket satın almaları da gerçekleştirdi.
Pandeminin bitişiyle küresel ekonomide sıra dışı koşullar yaşanmaya başlandı.
Enflasyon, jeopolitik riskler arttı.
Enflasyon hane halkı harcamalarını azaltırken, insanlar ucuz marketleri tercih etmeye başladı.
Asıl trend değişimi yatırım ortamında yaşandı.
Enflasyonla mücadele kapsamında başta gelişmiş ülke merkez bankaları olmak üzere tüm dünyada faizler hızlı bir şekilde yükseldi.
Rusya-Ukrayna Savaşıyla jeopolitik risklerin artması, enerji fiyatlarının yükselmesi, Silikon Vadisi Bankası’nın çöküşünün de etkisiyle bankalara yönelik endişelerin artması küresel piyasalarda belirsizlik ortamı yarattı.
Yatırımcıların girişimlere karşı yatırım iştahı keskin düşüş gösterdi.
Getir, yurt dışında bu olumsuz ortamdan etkilenirken ayrıca bulunduğu ülkelerde kendi sektörüne getirilen sınırlamalarla mücadele etmek zorunda kaldı.
Türkiye’ye odaklandı
Geçen nisan ayında da tüm yurt dışı pazarlardan çekilerek, gelirlerinin yüzde 93’ünün kaynağı olan Türkiye’ye odaklanma kararı aldığını açıkladı.
Nazım Salur sosyal medya hesabı X’te “Bugün üzücü bir gün Getir için” cümlesiyle aldıkları zor kararı duyurduğunda, girişim ekosisteminin önde gelen isimlerinden gelen yanıtlardaki ortak his, Getir’in ortaya koyduğu vizyonun herkese ilham olduğu yönündeydi.
İşte böyle bir ortamda yabancılar Getir’deki planlarını devreye soktular ve yönetimini ele geçirmeye çalıştılar.
Yurt dışındaki olumsuz havada Getir’e hiçbir şekilde destek vermeyerek, kamuoyunda şirketin zorda olduğu izlenimi yaratmaya çalıştılar.
Başta da vurguladım, gelirlerinin sadece yüzde 7’sini oluşturan pazarlardan çıkmak nasıl bir şirketi zora sokabilir, anlaşılır tarafı yok..
Düğmeye basıldı
Görünün o ki, aynı anda şirketin yönetilemediği için yurt dışından çekildiği, yönetim zafiyeti yaşandığı algısı için düğmeye basıldı.
Getir’in kontrol hisseleri olan yüzde 25’ini kurucu ortaklar Nazım Salur, Serkan Borançılı ve Tuncay Tütek elinde tutuyor.
Yani şirketin yönetim hakkı Türk kurucu ortaklarda.
BAE merkezli Mubadala’nın şirketteki payı ise yüzde 30 civarında, ancak söz konusu payların yönetim hakkı yok.
Şirketin yönetimini ele geçirmeye çalışan Mubadala, harekete geçerek yönetim zafiyeti oluşturmak, şirketi zayıf göstermek, şirketin geleceğini etkileyebilecek anlaşmaların önüne geçmek için şirketin yönetimine sızıyor.
Mubadala, çift taraflı çalıştığı iddia edilen şirketin Strateji Başkanı Derya Erdemli’den stratejik planları öğrenmeyi amaçlıyor.
Getir’deki bu derin mücadelenin önüne Derya Erdemli’nin işine son verilerek geçiliyor ve oynanan bu oyun açığa çıkıyor.
Türkiye’nin şirketi
Hasılı, Getir’de derin bir mücadele yaşandı, yabancılar yönetimi ele geçirmek için iki ayaklı planı devreye soktu.
Önce yurt dışında yatırımlarını desteklemeyerek, şirketin zorda olduğu algısı oluşturulmaya çalışılırken, çift taraflı çalışan yönetici sayesinde şirketin stratejik bilgileri öğrenilmeye çalışıldı. Ama plan tutmadı.
Yakın geçmişte Turkcell’de olduğu gibi Getir, Türkiye’nin şirketi olarak kaldı.
Şirket, ilk baştan itibaren olduğu gibi Türk yönetiminin altında, Türkiye’deki güçlü yapısıyla faaliyetlerine devam ediyor.
Küresel ekonomideki çalkantının durulması, yatırımın ortamının tekrar iyileşmesi ile daha güçlü bir şekilde büyümesini sürdürecektir.