İnsanların metalarla duygusal ilişkiler kurmasının ne kadar saçma ve gereksiz olduğunu anlatabilecek uzunca bir anlatıyı kaleme almak işten bile değil.
Ancak söz konusu araba olunca, ağırlıklı olarak bu ülkenin erkekleri için bu anlamsız duygusal ilişkiyi kurmak çok anlamlı bir hale dönüşebiliyor. Kızımın koyduğu adla ‘’Alfi’’ adlı arabamızla olan ilişkim böyle bir ilişki. Toplumumuzda çok yaygın bir tutum olduğu üzere. “Başım kopsa yatarım geçer”, araba “tık” etse, doğru servise.
Geçenlerde Alfi’de alışık olmadığım bir ses duyunca, doktorumuz Salih Usta’ya gittik. Kendisi işinin ehli, maharetli bir usta. Sadece el becerileri anlamında değil. Sektörü ve özellikle bizim markayı yakınen takip ediyor ve sürekli olarak kendini geliştiriyor. O araba ile ilgilenirken bir ilkokul çocuğu gibi sorular sorup detaylı cevaplar alarak ziyareti bir bilgi ziyafetine çevirmeye imkan sağladığı için de değerli bir öğretmen.
Arabanın bir kaç ufak işi bittikten sonra, bir kahve için odasına geçip sohbet etmeye başladık. Salih Usta sohbet esnasında kilit bir söz söyledi. “Usta olacak çırak bulamıyorum”. Ona göre usta olmak, sadece uzmanlaştığın otomotiv alt dalında işini iyi yapmak demek değil. Usta olmak demek, işinin teknik tarafını en iyi şekilde yaparken, aynı zamanda müşteriyi hoş tutmak demek. Bu sadece güleryüz ve iyi misafirperverlik demek değil. Bu aynı zamanda, sürekli okuyarak öğrenmek ve müşteriye doğru bilgiler vererek aracından en fazla verimi almasını sağlamak demek.
Bir İtalyan otomobil firmasının MIT ile yaptığı çalışmalar sonucu ürettiği ilk kendini tamir eden spor otomobili düşününce, hızla gelişen robotik ve yapay zeka uygulamalarının yakın bir gelecekte diğer bir çok sektörde olacağı gibi, otomotiv servis sektöründe de büyük bir dönüşüme imza atarak tamir ve bakım hizmetlerini yeniden tanımlaması muhtemel. Yani usta olmak diye tanımladığımız ve bunun sadece işin teknik yönünü en iyi bilmek olmadığını tartıştığımız bir ortamda, belki de zaten ustalığın teknik yönü yakın bir zamanda bir yapay zeka – robot uygulamasına kalacak. O zaman ustayı yeni baştan tanımlamak elzem olacak.
Kendini tekrar eden, tehlikeli ve bu çağın bakış açısıyla gereksiz bir çok işte hala insanların çalışıyor olmasının birinci nedeni, maliyet olarak insan çalıştırmanın maliyetinin aynı işleri makinelere yaptırmaya göre daha ucuz olması. Yapay zeka – robotik uygulamaları bu alanlarda gelişmeye devam edip maliyet olarak bu işi yapan insanların maliyetinden aşağı düştüğünde, beklendiği üzere bu insanlar işsiz kalacak. Üretim sürecine vakıf olan bu çalışanların yetkinliklerine göre yeniden eğitilmesi ve onlara yeni yetenekler kazandırılarak, teknolojik gelişim sayesinde oluşan yeni işlere yönlendirilmeleri, işgücü kalitesinin artması için önemli bir vesile.
Daha önceki yazılarımızda da tartışmıştık. Endüstri devrimleri her ne kadar bir çok işi gereksiz kılıp bu işlerin teknoloji ile yapılmasını temin eden süreçlere neden oluyor olsa da, belki de yok ettiğinden daha fazla işin de önünü açıyor. Mesele, sektörel bazda, hangi alanlarda, nasıl değişimler meydana geleceğini öngörerek, hangi yetkinlik ve becerilere sahip çalışanlara ihtiyaç duyacağımızı tespit etmek ve eğitim sistemimizi de bu ihtiyaçlar doğrultusunda revize etmek.
Sadece Salih Usta değil, berberimiz ya da mahallemizdeki turşucu da kendi zanaatlerine ilgi göstererek bu konuda gelişmeye açık gençler bulmakta güçlük çekiyorlar. Nitekim, gençlerimizin beynine bizlerce kazınan bir başarı formulü mevcut. Üniversite mezuniyet diploması ve üstüne çekilen bir yüksek lisans diploması ile iş tamam. Oysa bir çok meslek grubunda o kadar fazla arz fazlası var ki, çoğu gencimizin seçtikleri alanda kariyer yapması, talep azlığından ötürü çok zor. Diğer taraftan yetkinliklere ve yeteneklere ihtiyaç duyan mavi yakalı diye tabir edilen sektörlerde işgücü talebi var ancak arz sıkıntısı mevcut.
Eğitim ya da iş hayatında alınan diplomalar, sertifikalar muhakkak ki önemli ve önemli olmaya da devam edecek. Ancak geleceğin dünyasında görünen o ki, ister beyaz yaka bir meslek olsun, ister mavi yaka, en az bu belgeler kadar gerekli olan gelişim zihniyetine sahip olmak ve sonsuz bir merak olacak.